..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Yeraltı > Şenol Durmuş




23 Kasım 2012
Rıfkı  
Şenol Durmuş
Rıfkı çok zeki bir çocuktu. Küçük dünyasında bile çevresinde dönen o koca dünyayı merakla izlerdi. Yumurtayı çok severdi. Bir gün komşusunun kümesine izinsiz girdi. Yumurtaların hepsini çalıp diğer çocuklarla beraber yedi. Bu daha sonra onda bir alışkanlık yapacaktı. Mahallesindeki diğer kümeslere de girdi. Kısa bir sürede adı yumurta hırsızına çıkmıştı.


:AHHA:
Rıfkı çok zeki bir çocuktu. Küçük dünyasında bile çevresinde dönen o koca dünyayı merakla izlerdi. Yumurtayı çok severdi. Bir gün komşusunun kümesine izinsiz girdi. Yumurtaların hepsini çalıp diğer çocuklarla beraber yedi. Bu daha sonra onda bir alışkanlık yapacaktı. Mahallesindeki diğer kümeslere de girdi. Kısa bir sürede adı yumurta hırsızına çıkmıştı. Bir gün o kümese giremedi. Ortaokula gidiyordu ve bir hayli büyümüştü. İlkokula giden birkaç çocuğu yolundan çevirdi. Onlardan birisiyle anlaştı. Onu kümese sokarken kendisi de gözcülük yapıyordu. Lise sona kadarda bu durum devam etti. O yıllarda bir gün okuldan erken döndü. Gözlerine inanamadı. Babası annesini beceriyordu. Kapı arkasına saklanırken üzüntüsünden ağlıyordu. Annesini çok severdi. Babasından nefret ettiği ilk gündü. Merak etmişti . Babası acaba bunu neden yapıyordu. Babası bir gün bir ses duydu. Hırsız telaşıyla donunu giydi. Koşup kapıyı açtığında Rıfkı’yı yakaladı. Rıfkı onları izliyordu. Feci bir dayak yemişti.

Rıfkı daha sonra iyi bir gözcü oldu. Komşularını da izliyordu. Bir delik, bir pencere bir kapı aralığı onun için yeterliydi. Öğretmeni Sevim hanımda bu bakışları yakalamıştı. Tahta’yı karalarken Rıfkı onun bacaklarını geniş kalçasını izliyordu. Öğretmeni de bu rahatsız gözleri fark etmişti. O da Rıfkı’yı dövmeye başladı.

O yıllarda dilencileri de merakla izlerdi. Onların para kazanma şekli hoşuna gitmişti. İleri de onun için iyi bir meslek olabilirdi. Neden olmayacaktı ki? Askerden döndüğünde babası onu evden kovdu. O da çocukluk arkadaşlarından birinin sayesinde bir ev tuttu. Arkadaşı evliydi. Yan komşusuna ait olan tek katlı gecekonduyu ona verdi. Arkadaşı bir gün işten eve geldiğinde gözlerine inanamadı. Rıfkı bir yatakta karısını beceriyordu. Bunu neden yaptığını sorunca Rıfkı utanmıştı. Bir cevap veremiyordu. Arkadaşı evi hemen terk etti. Kadının yeni kocası artık Rıfkı olmuştu. Bir süre geçtikten sonra Rıfkı kadına artık bakamayacağını söyledi. Kadın onu anlayışla karşıladı. Kendisine bile bakamayan sefil bir adam bir kadına nasıl bakacaktı.Kadın semtte başka bir bekar adamın evine taşındı. Kadın sonra o evden de taşındı. Sonra bir diğerine derken semtteki bütün bekar evlerini dolaşmak zorunda kalacaktı. Semt ahalisi bu yüzden Rıfkı’yı suçladı. Bir yuvanın dağılmasına sebep olmuştu. Sonra birçoğu da Rıfkı yüzünden o kadını becermek zorunda kalmıştı. Bu suça ortak olmanın vicdan azabı çekiliyordu. Sonra hepsi birden toplandı. Rıfkı güzel bir meydan dayağı yedi. Bu dayaktan sonra Rıfkı farkına vardı. Sanki üstünden büyük bir yük kalkmıştı. Bütün suçlarından, günahlarından arınmış gibiydi. Sonra içmeye başladı, sürekli içiyordu. İçtikçe günahlarını masaya yatırıyordu. Gecekondusuna gelen insanlar da vardı. Onlar da Rıfkı gibi günah işlemiş insanlardı. Birçoğu onun gibi işsiz güçsüzdü. Onun gibi hırsızlık yapmıştı. Komşusunu veya bir akrabasını onun gibi becermişti. Sürekli tartıştılar, devamlı içtiler. Birbirlerini suçladılar. Sonra ne olduysa hepsi birden Rıfkı’yı suçladı. Onu feci bir şekilde dövdüler. Birçok kemiği kırılmıştı.

Uzun bir süre hastanede yattı. Kimseden de şikayetçi olmadı. Eğer ortada bir suçlu varsa o da kendisiydi. Ona bir yeşil kart verdiler. Senede elli torba kömür, üç ayda bir kaymakamlık yardımı ile geçinmeye razıydı. Dondurucu kış mevsimlerinde bile o kömürleri yakmadı. Kahveci Şabana yarı fiyatına sattı. Aldığı parayla şarap aldı. İçerken düşünüyordu. Bütün hata kendisindeydi. Çok günah işlemişti.

Bir süre sonra kapı çalındı. Onu döven arkadaşları ona gülümseyerek bakıyordu. Hepsinin elinde de birer yeşil kart vardı ve hepside Rıfkı’dan özür diliyordu. Hepside onun gibi kömürleri satmıştı. Semtteki bütün kahvelerde sobalar yanıyordu. İnsanlar onların sayesinde ısınıyordu. Dışarıda yağan kar dondurucu soğuk onları etkilemiyordu. Şişeler peş peşe devrilirken hepside mutluydu. Rıfkı dahada mutluydu. Semt halkı, esnaflar, kahveciler, müşteriler ilk defa onlara saygı göstermişti. Bu saygının gururuyla sabaha kadar içtiler.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yeraltı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hırsızlar Kralı
Köpeklerin Aşkı
Topal Hayri
Pavlovun Köpekleri
Cafer Kalfanın İsyanı
Pavlovun Köpekleri 2
Cafer Kalfa
Cafer Kalfa Konstantinopoliste
Gerzekler
1453.

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kurtarın Beni
Güzel İstanbul
Sarıgöl Roman Mahallesi 2
İdam İsteriz
Pavyon Sokakları
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Emret Başkanım
Düttürü Düüüttt
Cafer Kalfanın İsyanı 2

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kurtlar Sürüsü [Şiir]
Ego - [Şiir]
Çingeneler Zamanı [Şiir]
Açım Ben [Şiir]
Olmalı [Şiir]
Hani [Şiir]
Zaman Geçsin [Şiir]
Konstantin Ağlıyor... [Şiir]
Kuyu [Şiir]
Sen Gidersen [Şiir]


Şenol Durmuş kimdir?



Etkilendiği Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şenol Durmuş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.