..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Yeraltı > Gülbahar Karakoç




21 Temmuz 2012
Akustik Ataksi  
Gülbahar Karakoç

:AGHF:

büyütmeye gerek yok her aşk yavruyken tatlı demiştin ama konu bu değil.
konu ölüm de değil.
konu başlığını kırmızıdan çalan bir embesilin
kurt karşısında soyunması hiç değil.
biliyor musunuz
hiç bir patikaya patik giydirerek sevimli gösteremezsiniz. masalların ayakları çıplak kalmalı bu yüzden.

ben
gözlerimin kendini teslim ettiği uçurumlardan öğrendim nasıl orospuçocuğu olunur.
şimdi, suç,
alçaklaşarak başını kaldıran bedenimde mi yani yüksekteyken bütün tanrılar.

borsa hareketleri,
çiğ yumurta,
olta,
balık,
mezarlıklar ve komünizm arasında
beş bağıntı yazabilsem,
Baudelaire ve hakan şükür’ün kaderlerini
tayin etme rotasına çelme takmış kadar olabilirdim. olamadım..
tabi bu histerik bir hayal.
histerik bir tesadüf değil.
konu bu değil
bu bir konu bile sayılmaz.
teması şikeli bir senaryonun kafa karıştırması diyebiliriz lakin.
.

kaç tane terörist tanıdım ki hayatımda
sana yasa dışı sevişmek hakkında ön bilgi vereyim.
onun yerine serçe parmağımı kırıp
kanımla patlatabilirim kafanı

memleketimde demokrasi kokusuyla
kömür kokusu birbirinden ayırt edilemez durumda.
ve hayatı biraz olsun ısıtmak için sobaya atılan pis düşüncelerin havayı kirletmesi
yeni doğacak tüm bebeklerin fikir kanseri olma ihtimalini arttırıyor.

daha şimdiden görüyorum diyen bir hokkabazın
mistik serüveninde,
biri gülüyor diye sizde gülüyorsanız
bana kalırsa ikiyüzlüsünüzdür.
kimlik bunalımı yaşayan bir kahramanın,
sevinçten delirmesi--
işte bu sendrom, ilk inanan insan profilini dali’nin çizmesi kadar sanatsal,

estetik kaygılı bir zıvanadan sigaramın kaçması gibi olağan da sayılabilir. Her şey.
ve duman
ve yasadışı sevişmek

köpekler aç.
köpek maması ve kedi gerdanı cümlelerindeki
tamlayanın sıfatına tükürmek gibi yazdım bu yüzden.
tamlayan eksik,tamlanan kraliçe.
belki de beni ormandan kaçıran papağan gerçek babamdı.
belki de insan kanı ile hayvan kanı arasındaki benzerliğin oranını ceset sayılarıyla ölçtüm.
belki de imgelerimi karartıp düşlerimi siktim
ve doğacak her çocuğa şiir adını taktım.
belki ben hastayım.
belki biz hastayız.

konu bu değildi.
konu ölüm ya da yaşam değildi.
ikisinin arasında kurulan paralel hayallere ilişkin
pragmatist örnekler değildi.
soyut soğan ya da hakiki pilaki
ve ben arasındaki benzerlikler değildi.
her hangi bir cümleni hayatımın tanrısı yapabilecekken
susmanı tercih ettim bu yüzden.
konu tanrı değildi çünkü.

sadece eğlence ve bilim arasındaki
bir bilinmeyenli benzerliği bulup
mürekkep tükettim boşu boşuna
evet.
ve bu,
kırbaçlanmış ruhun
onikinci gece sarkaçlarını gebertmesi kadar güzeldi.

hakikati deşifre etmeye çalışan
kör bir Akrofobi uzmanının gülebildiği tek gerçek şeydi.
"cinayet".
olası inkar ve ispat seçenekleri üzerinde
bir süre debelendikten sonra
dosyasına kırmızı kalemiyle not düşen sayın dedektif,
dede yadigarı bir katil için göz yaşı dökebilir mi.
bu kendi küçük talihsiz kalbi olsa dahi.

konu dedem değildi.
her hangi bir suç mahaline terkedilen eski fotoğraflardan bardakların içinde unutulan takma dişlerden ziyade,
sistemin dişlerinde kevgire dönen biz ve sen
ve geri kalanlar değildi konu.

çok sesli bir korodan kaçarken,
şiirin itsel ritmine takılan av tüfekleri
kahkaha atabilir.
işte o zaman gülmekten ölmek neymiş anlarsınız.
ama konu ölüm değildi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yeraltı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Blanch
Kiremit Sarısı
Afazi
Zeus'u Beklerken Kahve Falı
Uzay Pollyannası
10 Baht Bir Kara Bahtlı Ediyor.
Sil İn Dir
Dolly Zoom
Böcek
Kardiyak Arrest

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yazınsal Ayinler ve Bir Yalnızlık İçin Ön Görüşme. [Öykü]
Protez [Öykü]


Gülbahar Karakoç kimdir?

kendimi uygun bir yolla tanıtabileceğimi sanmıyorum aslında bunu deneyebileceğimi de sanmıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
edebi edepsizler


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gülbahar Karakoç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.