Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
tek fark gözlerimi kaçırmıyorum artık Birini sevdim, başka birini sever gibiydi. Başka birini seven birini sevdim kendimi sever gibi.. başka biri birini sevdi çok sevdi birileri eminim. ve zamanları olsaydı daha çok seveceklerdi aylaklar bu yüzden iyidir. sevmeye bol zamanları vardır. sokaktayız, elimizde yarılanmış şarap şişeleri. Çok ayıp diyor yanımızdan geçen bir kadın. Gülümsüyoruz. Çok ayıp diyoruz , şarhoş olmak ne ayıp.. birkaç kişiyiz. Kişisel birkaç konu kadar sıkıcıyız. Konuşmuyoruz. konuşmak komik geliyor. her şey yeterince komikken gülmek için bahane aramak neden. kaldırıma bir güvercin düşüyor sağ kanadını içimize kırıp yollar yabancı geliyor önce. Caddeler yabancı. güvercin yabancı. sarhoşluk yabancı Teras kattan atlamak üzere olan kediyi izliyorum. Dokuz canından birini hiçe sayar gibi bakıyor gözlerime.. kahkaha ihlali yapıyorum birden. İntihar edecek kedi diyorum. Gülüyorlar.. Kedi kafama atlarken. güvercin ölüyor.. düşmek gibi.. tecavüze uğrayan zavallı bir gecenin düşükleriyiz. ve düşkünüyüz bu hayatın. kalbim piç’e çalıyor ellerim hiç’e salyam sahtekar. ıssız sokakları talan ederek giyiyoruz üstümüze geceyi, dişlerimizi sivriltip tanrının boynuna abanıyoruz sonra ama nafile. Naparsak yapalım ölümsüzleşmiyor. Ezeli kanadı burada zamanın, ebedi tarafına ise şuan ulaşılamıyor. edebi yanımız zayıf tıpkı kollarımız ve bacaklarımız gibi ya da kara bataklarımız Kedi hala kafamda. Şaraplar bitiyor. Cila yapalım diyor Orhan. bi kaç bira alıyor. Birini hemen açıyor kırık dişiyle. Konuşmuyoruz. dişlerimiz keskin fakat anılarımız hala koparılamayacak kadar sert yayvan ağızlı bir ilaheyi bağırtıp çırılçıplak geçmişe dönüyoruz. Ya da ben.. Güzel olduğunu düşündüğüm zamanları kulaklarından çekiştirip kendimi sürüklüyorum aslında. aynı sokakta aynı adamlar. aynı kasıkta başkalaşan sanrılar Orhan izmaritini kaldırıma atarken hüzünleniyorum. Çabuk sürmüyor. polisler çeviriyor iyi niyetli yakalarımızdan ölgün gırtlaklarımız açıkta kalıyor. Aldırmıyoruz. Orhan’ı görüp kimlik sormayan polis zaten işini yapmıyor demektir. Rutin bir iş. Gbt ve ahlak teslim töreni. aklanıyoruz yola devam edebilecek kadar temiz sayılıyoruz en azından. Kirli kaldırımlarda, kirli ayaklar ve biz tertemiz. insan eti, en tanıdık ve ezik lezzet. kimle göz göze gelsek kendimizi ele veriyoruz sanki. Kim gözünü bize çevirse renk körü oluyor. hava soğuk üşüyoruz Kaşımdan ısıran kadın ısırgan otunu alıp taksi çeviriyor. Şoför koltuğunda iron man. Gözlük takıyor. Özümden uzak size yakın bir yerlerde u dönüşü yapıp kendime tosluyorum. Her ihanetimi kasko karşılıyor uzun zamandır. bir öz bir öze demiş ki gel beraber kaçınılmazlığın yasalarını değiştirelim bir öz başka bir özü öldürürken. Uzun sürmüyor. Seni de öldürüyorum İdamların sponsorlu olduğu altın çağların bakır çocuklarıyız reklam fiyatlarını bileğime kazıyıp barkodumu emziriyorum. t.c kimlik numaram küçük geliyor koca memlekete sığamıyorum Çabuk büyüyor acı. çabucak boyu uzuyor şarap kokan bir şarkı söylüyoruz dinleyen herkesin başı dönüyor tırnak aralarım zamanla dolu. kesmeye kıyamıyorum.. hayat dediğin bir bütün ise saatler neden hep bölünmüş mevsimlere . Saat kaç diyorum Bizi geçiyor diyor biri.. Orhan düşüyor. Kafam düşüyor, üzerindeki kediyle birlikte. çok komik geliyor her şey. Yaptıklarımız çok komik. Çok komik gülüyoruz. Çok komik ağlıyoruz. Çok komiğiz biz. ifadelerimiz komik.. Ben çok komiğim. Öyle komiğim ki aslında. Müzik çok komik, yasalar komik, polisler komik ve gece bekçileri hepimiz çok komiğiz.. sizlere gülüyorum kendime gülüyorum. Yollar çok komik. Asık suratlı sokakların merhametli göbeğinde uyuklayan köpekler komik.. köpeğe tekme atan amcanın şapkası komik. Hayat, artık beni hiç güldürmeyen bir esprinin ağızdan ağza dolaşması gibi. bulaşıcı ve demode buna rağmen Çok komiğim ben. bana gülebilirsiniz. Hiç gülmüyorum. Oysa komiğiz. Elimizdeki şarap şişelerini içimizde kırıp, uçlarına merhamet takıyoruz. Yaralı bir vicdanın acil özlemleri oluyor. Aşk beklenti sadakat Seni aldattığım için mi kızgınsın diyorsun. Durmadan bunu söylüyorsun. Oysa konuşmuyorduk.. Başka bir kadının memesinde uyuduğun için değil diyorum.. Seni sadece o güvercini öldürdüğün için affetmedim ben. kaldırıma bir güvercin düşüyor sağ kanadını içimize kırıp… yollar yabancı geliyor önce. Teras kattan atlamak üzere olan kediyi izliyorum. Dokuz canından birini hiçe sayar gibi .. kahkaha ihlali yapıyorum yine. Kedi kafama atlarken. Sen güvercini eziyorsun. Ben seni o güvercini öldürdüğün için affetmiyorum. Köşede oturmuş belamızı beklerken yunuslar görünüyor.. deniz dalgalanıyor. Boş ver diyorsun. Biz teknede değiliz . nereye batacağız. Her yanımızdan batıyoruz birilerine herkes bizden nefret ediyor gülmek yerine Her şey tekrarlıyor, zaman kekeme sanki… yine bir sokak, birkaç ölü ve biz. Birkaç bira eşliğinde. . Üniformaları çok komikti. Motosikletleri çok komikti. Kendilerini bir bok sanmanın yüzlerine yerleştirdiği kibir çok komikti. Biz zaten çok komiktik. İçlerinden biri gece gece neden gözlük takıyorsun lan diyor Orhan’a. Güneş gözlüğü niyetine almadım ben bunu abi diyor Ay ışığı için.. Tek tokatlık bu cevapla dalga geçmeye başlıyoruz. Yediği tokat komik geliyor Tokat yeme nedeni daha komik geliyor. Eve giderken konuşmuyoruz. Evimiz komik geliyor Evleriniz komikleşiyor. . Kaygılarımızı komik bulmaya başlıyorum. Perdelerin üzerine sanki özenle yerleştirilmiş lekeleri, üç defa düşüp inatla kırılmayan bardağı… bu evi Kelimeler bana komik geliyor. kelimeler İsmime gülüyorum… Dudağımdaki ruj beni kahkahaya boğuyor. . . dünyanın biraz susmaya ihtiyacı var diyorum ilahi gürültü her yerde kendi sesimi duyamıyorum artık... beni affedecek misin diyor. ... seni o güvercini öldürdüğün için affetmiyorum diyorum…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülbahar Karakoç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |