Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
kimseden çıt çıkmıyor saklamak istedikleri bir oyunun parçası olabilir bu sessizlik Sevgili seyirciler ya da sevgisiz olanlar kendinize oynadığınız oyunların kapalı gişe oynaması bile bir oyun olabilir bileklerimi kesmeden önce bileklerim kanamamışken yani tüm bir alfabeyi şarap rengiyle ve yapayalnız dolaşıp uygun harflerle yudumlayarak, ısrarcı cümleler kuruyorum ikimiz için çoğalıyoruz. bir kaç cümle oluyoruz. tanınmayacak hale gelene kadar tanınmayacak hale sokana kadar kendimizi Pandora’nın keçileri ya da Pa’nın kuyruğu gibi ölümle yüzleşmeden hemen önce bir hikaye uyduruyoruz sonra ben şahsıma eklenen iyelik ekleriyle kafa bulup bilirdişi oluyorum. sarhoşum dünya döndükçe kusuyorum, şehir, gökyüzündeki yıldızları ışığıyla saklayıp beni yalnız bırakıyor canım yanıyor ağlamak Portekiz’de bir şehir ve aşk bilinmeyen bir ülke vatan düşüyor. Overdose bir kahkaha gibi anlamsız gece ve her hecemden ihanet taşıyor kalemi kırık bir yazar ayrılık döküyor sayfalarından hayatın suratında yer bulmuş anlamsız bir bakışla sık sık göz göze geliyorum. İfadesine cellât atamış bir junkie koluna sanık enjekte ediyor, ben tanığı oluyorum tüm bu pisliğin bilinenin aksine kollarım hafiflemiyor varlığım hafiflemiyor bileklerim hafiflemiyor ağırlaşan dünya küçülen beynimden kayıp düşüyor. ve ben her sabah yüzümü bir yabancıya teslim ediyorum Ne fark eder. asimetrik bir şarkıdan söz çalmak ve mistik bir dilenciye yol vermek yaşam Birazdan kapanacak bu kederli sahnenin kırmızı perdeleri ve birileri yeni bir oyun izlemeyene gelene kadar dürüst olacağım dünya dönüyor değil başım dönüyor diyerek Her seferinde farklı açılardan ve dışarıdan kendime bakıp, her seferinde biraz daha yaşlı ve sarkık gördüğüm yüzünden geriyorum hayatı. Depresyona meyilli modern zaman şaklabanları gibi yaşadığım acıdan bahsediyorum yarım yamalak acı kalbimdeki yönünü kaybediyor. anlattıkça acımı kaybediyorum, artık birini etkileyeceğim bir acıya da sahip değilim. Sahipsiz tarafımdan çekiştiren tedirgin vicdanıma terk ediyorum, yaşadığımı sandığım tüm sanrıları. kadim bir yalnız ışıksız bir yalnız başı dönen bir yalnız gibi Ses getiren bir güçle dudaklarımı büküp aramızda duran meleğin kalbinden öptüm. Kalbi atmıyordu inanmak istemedim, anladığımı görünce ağlamak istediğini fark ettim ama ağlayamıyordu, bu durum seyircileri huzursuz etmiş olacak ki bir tanesi kıskanç bir ses tonuyla iblis bu dedi. Oyunun bir parçası mıydı? kusan bir iblisle tanışmamıştım yapayalnız bir iblisle ağlayan bir iblis gözlerimin içine bakarak geldiğini sandığı yere geri dönmek üzere yola çıktı. Düşlerim ise hala benim başı dönen düşlerim yalpalayan ve sonunda sonsuzluğa diz çöken düşlerim Oyunun sonunda adını soran bir seyirciye hayat kadar geniş bir genelleme yapmak üzereydim ki perdeler kapandı ve hala kırmızıydılar. Bavulumu toplayıp beni sevecek yeni insanlar bulup, yaşamak için yeni şehirler seçip, herkes için tanıdık bir yabancıya dönüşmek üzere yola çıktım… ve yeniden Perdeler açılsın istiyorum, yani biraz daha ölmeden hemen önce, yalnızlığa iblis diyerek ve tükürerek yüzüne
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülbahar Karakoç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |