biz de kedilere fare yememeyi öğretiyoruz. farelerin iktidarı sarsılmasın diye bunu yapıyoruz. utanıyorum bazen öğretmenliğimden. lağım farelerine hizmet ettiğimiz için. bazen kedilere erik yemeği bile öğretiyoruz, farelerin canlarını korumak için. bazen çocuklara dar ağacı olmayı öğretiyoruz, bir orman olmanın güzelliğini anlatmak yerine. bunu da ormandaki ayılar rahat etsin diye yapıyoruz. bizler sisteme hizmet ediyoruz. çarklarına çocukları sokup, ezdiriyoruz. oysa ben çocuklarımı küçüklüklerinde çok salladım. büyüsünler diye değil, beni ileride sallasınlar diye. onlara sallanmayı ben öğrettim. salıncaklar bana kursunlar diye bunu yaptım. ben onların sadece babası değil; aynı zamanda onların çocukluk arkadaşı oldum. onları iki fidan gibi büyüttüm. büyüdüklerinde aralarına salıncak kurayım diye onları sabırla büyüttüm. bu benim hakkımdır. adil iseler, onlara yaşattığım mutlu çocukluklarından bana da verirler. ben onları dar ağacı yapmadım. onları çınar ağacı yaptım. onlardan meyve istemedim. sadece kendi güzelliklerini istedim.