Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna |
|
||||||||||
|
Bugün milyonlarca başarılı iş adamına sahip olan ekonomisi ise bugünkü dünya şartlara rağmen hala ayakta durabilen Türkiye'deki insanlar da bu ülkenin vatandaşı değil mi? Bu insanların seçimi de dağdaki çobanla aynı değil mi? Eh daha neyi anlamıyoruz ki? Belki de bu sorular yüzündendir bilinmez iktidarın hatasını bulmak yerine bu seferde cımbızı muhalefet partilerine batırmak istedim ve şu sonuca vardım; muhalefet partileri gerçekten çok yıpranmış ve çok yalnızlar. Öncelikle iki muhalefet partisinde de başarı isteniyorsa kesinlikle değişim yapılmalı. Bu değişiklik tabi ki de önce kişilerden başlanmamalı. Evet doğru gördünüz. Kişilerden başlanmamalı. Doğru bir takımın, doğru bir yönetimin sağlanması için önce doğru vizyonlar ve misyonlar belirlenmeli. Ardından bunlara uymayan hatta uyamayanlar var ise yollar ayrılmalı. Bugün devletin sahip olduğu kurumlar dahil şirketler teker teker özelleşmişken sen hala devletçilik ve milliyetçilik ilkelerinden söz edemezsin. Bunları savunamazsın.. Daha doğrusunu söylemek gerekirse savunmamalısın. Çünkü olan olmuş bir kere ama sen hala iktidar partisi burayı sattı şurayı sattı dersen hem halka zarar verirsin hem de kendine. Dolayısıyla; geçmişi sorgulamak yerine biraz daha realist biraz daha ayakları yere basabilen planlarla halkın karşısına çıkarsan belki o zaman halkın da takdirini toplayabilirsin. Ayrıca muhalefet dediğin diğer muhalefetler ile anlaşmalı,iktidarı muhalefet kendisini ise iktidar yapabilmeli. Çünkü her şeyde olduğu gibi siyasette bir yarıştır ve tek bir amaç vardır, o da lider olmak. Dolayısıyla; güçlü bir muhalefet olmanın sırrı diğer muhalefetler ile işbirliği içinde olmaktan geçiyor. Bu saatten sonra bu yazdıklarım ne kadar uygulanabilir bilinmez ama bir yola baş koyulmuşsa ve halk için gerçekten bir şeyler yapılmak isteniyorsa önce karşındakini değil kendini eleştireceksin. Bundan sonraki süreçte de gerçekten halkın istediği yönde değişirsen sonrası zaten çorap söküğü gibi gelir. Yoksa on iki buçuk saat konuşmayla bu ülke yüksek medeniyetler seviyesine gelemez.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |