..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Vildan Sevil




19 Ocak 2012
Hrant Cinayeti, Davası ve Sorular... Sorular... Sorular...  
Kurşun, sayılı kişileri öldürür/ Kalem, sayısız barışsever yaratır/ Kurşun kördür, barış ise görür/ Barış uyanık sever, savaş uyuyanı/ Uyarmaktı Hrant’ın bütün günahı.” (Hrant’ın Günahı’ndan/ Mehmet Halil)

Vildan Sevil


Hrant ne istiyordu ? Onun istekleri, dünyayı yöneten güçlerin, Büyük Ortadoğu Projesi’yle yeni sınırlar çizmeye kalkanların, işbirlikçilerinin ve bu coğrafyada yaşayan, emeği ile geçinenlerin hangilerinin çıkarlarıyla çatışıyor; hangilerininkiyle çakışıyor ? Çünkü, davanın, karakollarda bayraklarla resmi çekilip arkası sıvazlanmış bir çocuğun tek suçlu görülerek sonuçlanması, bunun hukuki ölçütlere sığmaması, sanki özellikle uzatıldığı, temcit pilavına döndürülmek istendiğini akla getiriyor. Bundan kimlerin, neden, hangi çıkarları olabilir ?


:BJHG:
Hrant Cinayeti, Davası ve Sorular... Sorular... Sorular...

Kurşun, sayılı kişileri öldürür/ Kalem, sayısız barışsever yaratır/ Kurşun kördür, barış ise görür/ Barış uyanık sever, savaş uyuyanı/ Uyarmaktı Hrant’ın bütün günahı.” (Hrant’ın Günahı’ndan/ Mehmet Halil)
....................................

Hrant Davası, Ogün Samast’ın tek suçlu olarak bulunmasıyla sonuçlandı. Diğerleri ufak tefek cezalarla kurtarıldı. Örgütlü bir suç değilmiş. Samast, Yasin Hayal ve başka birileriyle ya hayal gördü ya da bir gece rüyasında Hrant’ı görüp öldürmeye karar verdi herhalde.

Trabzon’dan, Ankara’ya, İstanbul’a kadar uzanan üst düzey yetkililerin planı bildiği ve önlem almadığı sonradan açığa çıktığı halde yüce yargı bu kararı verdi. Şu anda Silivri’de yatan Nedim Şener, bunları kitabında anlatıp da gazetecilik ödülü aldığı halde.

Üstelik bilgisi olan bu zatların kimi milletvekili oldu, kimi vali oldu, hepsi terfi ettirildi ? Kim verdi bu ödülleri ve niye verdi ?

Sonuçta, uzun ve pekçoğu yersiz tutuklamalar, 12 Eylül’ün davalarına taş çıkartan davalar ve onlarda kullanılan deliller, yargıya duyulan güvenin son kırıntılarını da süpürdü. Ama iktidar nasıl bu kadar masum ve sorumsuz kalabiliyor bu örgünün içinde?

İki gündür, yazılı ve görsel basında, sosyal paylaşım sitelerinde, davanın sonucuna yönelik haklı isyanın sesleri yükseldi.

Bu arada, “Hrant, Ermeni olduğu için öldürüldü”, “Hrant, diğer faili meçhule giden Üçok, Kışlalı, Mumcu gibi nice aydından biri olduğu için öldürüldü.” ya da “Sosyalist olduğu için öldürüldü” görüşleri yine gündeme geldi.

Hrant’ın cenazesinde haykırılan ve sonradan çok tepki gören “Hepimiz Ermeni’yiz” sloganından yola çıkıp cezanın adaletsizliğine inanarak, “Ben Ermeni’yim” diyen Ahmet Hakan, sosyal medyada Beyaz Bereliler’in lincine uğradı. Kmdir Beyaz Bereliler ? Sloganı ve Ahmet Hakan’ın ne demek istediğini anlamayanlar mı? Yoksa başka amaçları mı var ?

Her zamanki gibi inatla, kışkırtma ve güdümlenmeyle birbirimizi anlamaktan ne denli uzak ve düşmanlaşmaya ne denli istekli olduğumuzu düşündüm yine.

Cenazede “Hepimiz Ermeni’yiz” diye haykıran binlerce insan o sloganı atarken ne düşünüyordu?

Kuşkusuz, haksız yargılanmalara maruz kalmıştı Hrant. Anadolu çocuğunun saflığıyla; ülkesinin, uluslararası dayatmaların, Ermeni diasporasının, Ermeni lobilerinin, Ermenistan’ın politikalarıyla uyuşup uyuşmadığına aldırmadan, düşündüklerini söylüyordu, yazıyordu. Kendi doğrularıydı anlattıkları. Bu topraklardan beslenmiş düşünceleriydi. Beğenir ya da beğenmezdik, ille öldürmek mi gerekiyordu beğenmediklerimizi ? Daha da ötesi, cinayetleri acımasızca alkışladığımız da olmuyor mu ?

Böyle, bağımsız, başı dik ve kendi özgürlüğünün zırhını kuşanmış, korku duvarlarını aşmış, sevgi ve barıştan yana hangi aydına tahammül edildi ki bu ülkede? Yakın tarihimizde bile kimler katledilmedi? Üstelik o, bir Ermeni’ydi, azınlıktandı, çoğunluğun düşüncelerine uymuyordu düşünceleri ve bir de sosyalistti.

Böyle insanların katli vacipti, o olmazsa, hapisanelerdi yerleri onların. Yüzlerce yılda oluşmuş şanlı tarihimiz, nice cinayet, zindan, sürgün öyküleriyle dolu değil mi? İnsan canını almaya meraklı bir tarihsel kalıtımız yok mu?

Acaba, ihtiyaç duyuldukça, geçmişi deşerek, özür üstüne özür dilemek suretiyle, günün kötülüklerini örtmek için mi yazıp duruyoruz bu tarihi?

Hrant, HİÇBİR GÜCÜN GÜDÜMÜNE GİRMEDİĞİ, halkların arasında, dinsel ve etnik nedenlerle, kin duvarlarının örülmesini reddettiği, özgür, bağımsız düşünen bir sosyalist aydın ve aynı zamanda Ermeni olduğu için öldürüldü. Çünkü, dinsel ve etnik çatışmalardan çıkar yaratılan bir çağdayız.

“Hepimiz Ermeni’yiz” diye haykıranlar, düşünceleri tümüyle uyuşmasa bile, onu böyle anladıkları, tanıdıkları, sevdikleri için haykırdılar, haykırıyorlar.

Hrant’ın katlinden önce, Almanya’da işlenen ırkçı cinayetlerde, öldürülen Türk’ün evinin önünde toplanıp “Hepimiz Türk’üz” diye haykıran Almanları linç etmek neden akıllarına gelmiyordu linç ordularının ? Nalıncı keseri miyiz biz ? Bütün bunları düşünmek çok mu zor?
........................................

Hrant’ın katlinden, kimler kârlı, kimler zararlı çıktı, çıkmakta ?

Bu soruyu yanıtlamak, bu yazının sınırlarını aşar, sevgili okur. Yanıt uzun olduğu için, yazarken beni yorar, okurken sizi zorlar.

Gelin, yanıtı, şu soruları sorarak, birlikte düşünelim:
Hrant ne istiyordu ? Onun istekleri, dünyayı yöneten güçlerin, Büyük Ortadoğu Projesi’yle yeni sınırlar çizmeye kalkanların, işbirlikçilerinin ve bu coğrafyada yaşayan, emeği ile geçinenlerin hangilerinin çıkarlarıyla çatışıyor; hangilerininkiyle çakışıyor ? Çünkü, davanın, karakollarda bayraklarla resmi çekilip arkası sıvazlanmış bir çocuğun tek suçlu görülerek sonuçlanması, bunun hukuki ölçütlere sığmaması, sanki özellikle uzatıldığı, temcit pilavına döndürülmek istendiğini akla getiriyor. Bundan kimlerin, neden, hangi çıkarları olabilir ?

Bu coğrafyada, sürekli birbirine kırdırılan halklar, daha mı zenginleşiyor; huzura, güvene, barışa kavuşuyor yoksa aksi mi oluyor ?

Soruları çoğaltabiliriz birlikte. Bunları düşünüp de birbirimizi anlarsak eğer, o zaman oyunu bozmak mümkün olabilir.

Başka da yolumuz yok sevgili okur, başkaca yolumuz yok. Yoksa Türk-Ermeni, Kürt-Türk vb. çatışmalarla hepimiz, başkalarının yaktığı ateşte yanar gideriz.

Gömülecek toprağımız kalır mı, bilemem.

Nice sorularla kalın sevgili okur, nice nice sorularla...

19.01.2012
Vildan Sevil





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yine Tecavüze Uğradım!.. Yine Tecavüz Ettim!..
Kassandra'nın Güncel Kehaneti
Kırk Katır mı, Kırk Satır mı? Mutluluk, Onur ve Bölünmek
Yoldaş General Nereye?.. Daha Karpuz Keseceğdik Yahu...
Aman Allah'ım Ne Günlere Kaldık!..
Tek İstekleri Konaklamak ve Doyunmaktı... Oysa...
Bir Seçim Kampanyası Monologları Ya da Uzun Sözün Kısası
Her 1 Mayıs'ta Yenilenmek
Birgün Ben, Belki Bir Sığırcık Kolonisinin İçinde, Belki Yıldızlarla Birlikte Göklerde…….
Eyvah!.. Postmodern Tanrıça Angelina Yine Geldi. Ateş ve Kan Kokusu Mudur Burnumu Yakan?..

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İpek Nehir, 1 Mayıs, Vay İstanbul...
Okurun Sevinç Çığlığı ve Yazarın, Kitabın Çilesi
Sen Kaç Kere Doğdun Sevgili Okur?..
Konuğum Var: Cengiz Akın, Post - Modern Edebiyatta "Zaman" Kavramı, Zaman - Bilinç İlişkimiz
Ant Olsun ve Şart Olsun ki Umursamayacağım!.. Nerde Benim Şu Cımbızla Ayna?..
Poetika// Sanatsal Yaratı Üstüne Fikir Uçuşmaları (Iv)
Ahhh İstanbul... Çekme Beni Böyle Kendine Kendine... Yorgunum...
Belleğim... Gaddar Belleğim Benim!.. Zalim Belleğim!..
Bir Dinazorun Bitmez Tükenmez Soruları
Bir Kadın, Sinsi Bir Şiddet ve Bir Yanıt

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.