Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
Öğleni bulan kahvaltı saatimde, tek lüksüm olan çay keyfine gömülmüşken, bu klavye, gazeteleri dolaşır, Facebook’a göz atar. Bu sabah, “Acıyı bal eyle”diğimiz dostlarımdan Selami’nin haberiyle allak bullak oldum. Selami, hayvan dostudur, onların dillerinden anlar. Belli ki onun da canı çok yanmış. Haberi kendisi kaleme almıştı. Kaynağını rica ettim. Sabah erken haberlerinde TV’de dinlediğini yazdı. Akşama kadar, sevimli sevimsiz, doğru yanlış bin bir iş ve düşünceyle uğraştım. “Umurunda mı dünya?” demeye kararlıydım ya sözüm ona... Saçımı boyadım, makyaj yaptım, şöyle güzelce giyinip kendime caka sattım. Aynadaki arkadaş, dilini çıkardı yüzüme karşı. Terbiyesiz !... Garip el hareketleri yaptı bir de... İade ettim, arkamı dönüverdim.(Bknz.: http://blog.milliyet.com.tr/ant-olsun-ve-sart-olsun-ki-umursamayacagim-----nerde-benim-su-cimbizla-ayna----/Blog/?BlogNo=335246 ya da http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=103865) ...................... Ne yaptıysam haberi aklımdan çıkaramadım. Hatta bir ara tekrar uyumuşum. Ondan kaçmaktan yorgun düşmüş olmalıyım ya da miskinlik... Bu kez düşümde gördüm onları. Göğün güneşten yoksunluğuna, griliğine aldırmıyorlardı. Kahverengi, siyah üzerine minik benekleri aşağıdan görünmese de, koşturan füme renkli bir bulut olmuşlardı. Belli ki konaklayacakları, doyunacakları bir yer arıyorlardı. Öylesine özgür, birbirlerini terketmeden, gerektiğinde ağırlaşıp bekleyerek dolaşıyordu göklerde bu minicik bireylerin oluşturduğu bulut... Bir yer bulmuş olmalılar... Yavaşça çöktü o füme bulut... Gözden yitti, gitti... Gelirler mi diye bekledim. Bir sigara yaktım. Gelmediler. Sonra gece oldu. Biliyorum uykudayım. Hangi aşamasındayım, bilmiyorum ama uyuyorum. Birden ateş bastı her yanımı. Yanıyorum. Cayır cayır, cayır cayır yanıyorum ve kimse yok. Kızıl yalımlar sarmış her yanımı... Kollarımla ellerimle savuruyorum yalımları... Savurdukça, kollarımı ellerimi, her yanımı yalayıp tutuşturuyor onlar... Fırlamışım. “Bir duş iyi gelir” diyorum. Gelmedi. ................. Şimdi saat 01:45. Yeni bir güne döndü akrep ve yelkovan. Fırlattım cımbızla aynayı, oturdum klavyenin başına. Aradım, haberin kaynağına ulaştım. Yine yandım kavruldum ; ateşin birazını sizlere fırlatırsam rahatlayacağımı düşündüm. Hoş görün artık. “Dostluk kötü günde belli olur” derler ya... Bir kez daha sınayalım bakalım... “Kendim için istiyorsam, namerdim” diyerek ikiyüzlülük yapmayacağım. Kendim için istiyorum. Çünkü sen, ben’sin; ben sen’im sevgili okur. Hep birlikte göklerin mavi, gri bulutlarıyız. Hep birlikte; su, toprak, gök, mineral, bitki ve ağaç ve siyanür ve benzin ve ateşiz... Akıl almaz, kan dökücü silahlarız biz... Bebeleri bile gözümüz görmez... Kör, sağır ve dilsiz oluveririz çoğu kez. BİZ İNSANIZ... Hep birlikte, Yozgat/Yerköy’ün insanları, çayırları, sazlıklarıyız... Madimak oteliyiz biz.. Benzini döken, kibriti çakanız... İnsanları ve sığırcıkları kızıl yalımlarda yok edenleriz... BİZ, İNSANIZ!... CANİ ve HAİN!...VAHŞET SÖZCÜĞÜ, YETMEZ OLDU YÜKSEK BECERİLERİMİZİ TANIMLAMAYA... BİZ İNSANIZ !... ECCO HOMO !... HOMO SAPİENS!... ................................ HABER : (Onlar, 19-22 cm boylarında, 94 gram ağırlığındadır. Minicik yumurtaları, mavi ve beyaz renktedir/ V.sevil) Her yıl aynı vakitlerde aynı yere gelerek en az iki ay konaklayan sığırcık sürüsünden rahatsız olan mahalleli, kuşların konakladığı sazlığı ateşe vererek kurtulmak istedi. Kısa sürede büyüyen yangın sonrasında olay yerine gelen itfaiye ise yaşanan bu katliama müdahale etmedi. Yangının çevreye yayılmamasını engelleyen ekipler yanan kuşları söndürmek için çaba sarf etmeyince ortaya katliamları anımsatan bir sahne çıktı. 1) http://tvarsivi.com/yozgatta-sigircik-suruleri-topluca-yakildi-24-12-2011-izle-i_2011120688931.html 2) http://www.kamupersonel.com/son-dakika/12/22/2011/rahatsiz-oldular-katliam-yaptilar.htlm ............................ HABERLER... Yanmaz, tutuşmaz, ıslanmaz, yaralanmaz, acımaz. HABERLER, narkotiktir. .............................. Bilgi: Sığırcık kuşu Fiziksel özellikleri Yaklaşık 19-22 cm boylarında, 94 gram ağırlığında bir kuştur. Yazları vücutları tamamen yeşil-mor ışıltılı siyah, kışları özellikle baş ve vücudün alt taraflarında belirgin beyaz beneklidir. Gaga sarı, ayaklar kırmızı renklidir. Genç kuşlar kahverengidir. Yaşam şekli Ülkemizin her tarafında her mevsim görülen yerli kuşlardır. Ormanlık ve ağaçlık olan heryerde rastlanırlar. Göç mevsimlerinde bazı bölgelere ve ağaçlara yüzlercesi birden konar. Böceklerle, bazen meyve ve tohumlarla beslenirler. Yuvalarını kovuklara ve duvar deliklerine sap ve kökler kullanarak yaparlar. 4-7 yumurta bırakırlar. Kuluçka süreleri 12-13 gün, yavruların uçma süresi 14-17 gündür. Ötüşleri "çirr-spett" şeklindedir (Wikipedi) ........................ BİLGİ... Bilgi nedir, sevgili okur?... SEVGİ... Sevgi nedir, sevgili okur ?... Ben sizi niçin seviyorum ?... Vildan Sevil 26. 12. 2011 03:15
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |