..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Haydar Köprülüoğlu




7 Ekim 2011
Laiklik ve Türban  
Haydar Köprülüoğlu
Laiklik ve türban istesek de, istemesek de ülkenin gündemine oturuyor. Daha önceleri sakal, sonra gençlerin saç uzatması, erkeklerin taktığı küpeler bile bazı çevrelerce yadırganıyor. Türban gibi yaşlı kişilerin bıraktığı sakala da gericiliğin, yobazlığın simgesi gözüyle bakılmıştı. Aynı sakalı aydın kişiler bıraktığı zaman imaj oluyordu. Moda yaratıcıları vaktin birinde, topatan kavunu gibi türbanın hotuzlu bağlama şeklini moda diye lanse ederse, şiddetle karşı çıkanların eşleri bu modaya uymayacak mıdır? Saygılar.


:AEBH:
Ey ülkemin aydını dertlerin dermanı ol,
Dalı, yaprağı, gülü yurdunun ormanı ol.

Laiklik ve türban

Zaman içinde bahar havası estirilse de, siyaseti elimize, yüzümüze bulaştırdık. Demokrasinin su yüzüne çıktığı 1950 yılından sonra siyaset meraklısının elinde oyuncak oldu. O yıllarda cephelere bölüyorduk, şimdi de kamplara bölmeye çalışıyoruz.

Her kelimenin, her kavramın bir manası, anti parantez bir karşılığı vardır.

‘Dinci’ sözcüğünü ele alalım. Din alıp satılan bir ürün, bir meta değil ki, -dinci- olsun. Dinci demekte ısrar ediyorsan al bu sıfat senin olsun dinci kardeş. Kim alıyorsa sat.

Dindar, bakın bu sözcük olarak da, kavram olarak da anlamlı. Dinden yana olmak, dinin emrettiği kuralları uygulayan demektir.

Laik bir ülkede dini uygulasan da, uygulamasan da kimse karışmıyor.

Laiklik konusu edilince söz açmadan geçip gitmek olmaz.

Laiklik bence deniz kıyısındaki lüks bir otelin pencerelerinden ayrı yönlere bakanların seçimidir. Bu pencerelerin birinden camii, minareleri görülen bir köy ve uzayıp giden tepeler görülmektedir. Diğer pencerelerden ise, kadın ve kızlarıyla otelin havuzu, gölgeye açılmış şezlonglar ve açık büfe, çeşitli içkilerin bulunduğu bar kısmı, açık, çırılçıplak deniz..

Laiklik bu pencereden bakanların kararıdır. Bireylerin laik olmasına gerek yoksa yoktur doğrudur da... Tümümüz aynı noktayı kumlarsak, kot pantolonları gibi olur.

Türban da bağlanış şekli de dahil bakış açına bağlı. Bir türbanlı kızımızın, Türkiye’nin bir ilçesinde başındaki türbanının sözü bile edilmez. Nasıl bağlarsa bağlasın Üniversitesi olmayan illerde de töresi gereği türbanına kimse karışmaz. Bazı Üniversite kapılarında türban yıllarca süren olaylar yarattı. Siyasi görüş, kanaat farkı, politika kazanında kaynatılarak bu hale getirilmiştir.

Devrimci Atatürk’ün ve arkadaşlarının da eşleri sıkma baş, gevşek baş ne fark eder başları türbanlıydı. Bu cepheden baktığımızda türbanı berat ettiriyoruz. Saygılarımla.










Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şiir Niçin Yazılır
Nazım Hikmet ve Soyağacı
Akba Kitap ve Yayınevi
Şair ve Şiir
Çık Git Artık Ey İklim
Gün Aşımı
Atatürk Diktatör Müydü?
Suç da İşler Güçlüsü
Yılanın Başı Küçükken Ezilmeliydi
Hak Verilmez Alınır ve Şike

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aşık Veysel ve Necip'in Öyküsü [Şiir]
Ömer Hayyam [Şiir]
Nostalji [Şiir]
Hikaye-i Osmaniye [Şiir]
Bakın Ne Diyor Eyyam [Şiir]
Volga Mahkumu [Şiir]
Gönül Ağrısı [Şiir]
Mührü Hümayun [Şiir]
Yiğidi Öldür Hakkını Yeme [Şiir]
Millete Atılan Goooool! [Şiir]


Haydar Köprülüoğlu kimdir?

İlerleyen yaşımdan dolayı kısa yol tabiriyle, konularımı daha çok nazım olarak ifade etmeye çalışıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşadığı çağın çarpık düzenini sergileyen yazar veya kişiler.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Haydar Köprülüoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.