..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Vildan Sevil




27 Nisan 2011
Tatmin Olamıyorum Ey Okur!.. Tatmin O - La - mı - Yo - Rummm!.. (Giriş)  
Kan basıncım artıyor, şekerim yükseliyor,tiroid dengem bozuluyor, terler döküyorum

Vildan Sevil


Bizim zamanımızda demokrasi bu kadar ileri değildi. Darbe dönemleri hariç, politikacılar, ortalığı ayağa kaldıran sorunlarda açıklama yapma gereği duyarlar, bizi de tatmin etmeye çalışırlar, hiç değilse öyleymiş gibi yaparlardı. Kurulmaya çalışılan İkinci Cumhuriyet’in, imana ve imama dayanan “İleri Demokrasi’sinde böyle zahmetlere yer yok anlaşılan. İşte o zaman, bende tatminsizlik krizleri tutuyor. Eh, bunca tatminsizliği de benim metabolizmam kaldırmıyor.


:BGJJ:
TatMin OlaMıyoruM Ey Okur!...TatMin OlaMıyoruMmm!...

Sevgili okur, tatminsizlikten kıvranıyorum.

Devlet büyüklerimize baktıkça kıskançlıktan ölüyorum.

Ülkeyi sarsan, milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir olay, bir sorun çıkıyor. Saygıdeğer büyüklerimiz, alt kademe bürokratlarından edindikleri bilgilerle derhal tatmin oluyorlar. Olaylar doğrudan bizi ilgilendiriyor; sorunlar, bizim yaşamsal sorunlarımız. Bütçemizi, çocuklarımızın geleceğini, sağlığımızı ilgilendiriyor örneğin.

Büyüklerimiz, benim gibi, “Acaba şu da olabilir mi, bu da olabilir mi, kanıtı nedir, tanığı kimdir, sonucu nedir?” gibi binbir çeşit soru sormuyorlar galiba. Hemen tatmin oluyorlar.

Sorup tatmin oluyorlarsa da o verileri bize iletmiyorlar nedense.

Bizim zamanımızda demokrasi bu kadar ileri değildi. Darbe dönemleri hariç, politikacılar, ortalığı ayağa kaldıran sorunlarda açıklama yapma gereği duyarlar, bizi de tatmin etmeye çalışırlar, hiç değilse öyleymiş gibi yaparlardı.

Kurulmaya çalışılan İkinci Cumhuriyet’in, imana ve imama dayanan “İleri Demokrasi’si”nde böyle zahmetlere yer yok anlaşılan. İşte o zaman, beni tatminsizlik krizleri tutuyor.

Eh, bunca tatminsizliği de metabolizmam kaldırmıyor.

Saygıdeğer büyüklerimizin kimileri, yüzlerine yapışmış hep aynı gülümsemeyle, kimileri aynı öfkeyle, kimileri aynı ağlamaklı ifadelerle, kimileri ise saçlarını savurarak tatmin olduklarını açıklayıveriyorlar bu zamanda. Bizi de hiç insan yerine koymuyorlar.

Bu kez ben, olayla, sorunla ilgili vıdı vıdılarımı sürdürürken yeni sorularla boğuşmaya başlıyorum. Halkımız da çoluğuna çocuğuna, yazarına, aşına ekmeğine sahip çıkamayacak kadar tatmin olmuş görünüyor.

O halde, hep aynı yüz ifadesini taşıma sanatı var mı, varsa eğitimi nerede yapılır ve nasıldır, insanlar üzerindeki etkisi, gücü nedir?...Biz bu sanattan yoksun olduğumuz için mi halkımızı tatmin edemedik, edemiyoruz?..Böyle sürüp gidiyor sorular...

Kan basıncım artıyor, şekerim yükseliyor,tiroid dengem bozuluyor, terler döküyorum, bu sorulara yanıt aramaktan. İşin içinden çıkamıyorum.

İşte bu sıkıntıdan kurtulmak için, sizler daha iyisini bulup da bana önerene değin, kendime özgü bir yöntem geliştirdim. Çünkü, fiziksel ve ruhsal sağlığımın gerçekten tehdit altında olduğunu duyumsamaya başladım.

Sevgili okur, şimdi anlatacaklarımı okuyup da sakın ola bana, kanıt, tanık, belge, bilgi, neden, sonuç sormaya kalkmayın. Koskocaman, tüm ülkenin sorumluluğunu taşıyan saygıdeğer devletlülerimizin; şıppadak tatmin olurken, bütün bunlara dayanmama ya da açıklamama hakkı varsa, benim de hiç bir dayanak olmadan izlenimlerimlerime, gözlemlerime, okuduklarıma dayanarak tatmin olmama hakkım vardır.

Tatmin olamayınca da her tatminsizliğin doğal sonucu olan öfkelenme, tepki gösterme hakkım vardır. Sonuçta, yumurta küfesi onların sırtında. Ben yalnızca “Sokaktaki kadın” ım.

Çok merak eder de beni tatmin etmeyen ama sizleri tatmin eden bilgilere ulaşırsanız, bana da iletin lütfen.

İzlediğim yayın organları, TV’ler ve Geogle’deki bilgiler bana yetmedi. Görmediğim, atladığım da olmuştur belki. Bilen, bilmeyene öğretir.

“Sokaktaki kadın” deyince aklıma geliverdi. Hep merak eder dururum. Hani TV’lerde, yoldan çevrilip mikrofon tutulan “Sokaktaki vatandaşlar” vardır...

Sürekli İstanbul’da yaşadığım zamanlarda olsun, şimdiki gibi belirli sürelerle kalıp gittiğim zamanlarda olsun, bir türlü “Sokaktaki vatandaş” olamadım nedense.

Eşim dostum, ailem ve diğer tanıdıklarım da aynı dertten sızlanır durur. “Yahu, şu beyaz cama biz neden bir türlü çıkamıyoruz?” diye sızlanıp dururuz. Bir de izlenilirlik (Raiting) göstergelerinde nedense yok sayılıyoruz. Yoksa gerçekten biz yok muyuz?... Eğer yok’sak, hemen yok’lar olarak örgütlenmeliyiz.

Ahmet Şık’ın fetüs kitabına yapılan saldırıya karşı tepkiler, YGS şifrelemesi, kopyacılığı, nükleer karşıtlığı eylemler alevlendiğinde, ben de İstanbul’daydım, halen İstanbulda’yım.

Zatürre illeti izin verir vermez, kendimi sokaklara attım.

Ben top peşinde koşturanlara bağırınca tatmin olanlardan değilim. Beni kızdıran konularda bağırıp çağırırsam tatmin olabiliyorum. O da gayet kısa süreli, geçici bir tatmin. Bu nedenle, Galatasaray Lisesi’nin önüne yatak yorgan sermediğim kaldı bir. Polis coplarından, herhalde yaştan ötürü yırttıysam da bir yerlere sığınana kadar biber gazından zatürreli ciğerler nasibini aldı.

Bu eylemlerin bazılarında ya da merkezi yerlerde, sokaktaki adam, sokaktaki vatandaş ropörtajlarına rastladım. Kalabalığı nazikçe yarıp kendimi göstermeye çalıştım. Mikrofonu bana da uzatsınlar da şöyle bir içimi dökeyim, belki tatmin olurum, dedim.

İlgi çekmek için ne numaralar yaptım. Yok azizim, yok, yok... Tipimi mi, yaşımı mı, giysimi mi beğenmezler, bilemem...Mikrofonla buluşmamızın, beyaz cama çıkmanın mümkünatı yok...

Birazcık tatmin olmam için bile şans gülmedi işte. Kader utansın, ne yapayım?...

Şimdi siz, “Bu ne uzun giriş, sadede gel.” diyorsunuz değil mi? Haklısınız.

Gelmesine geleceğim de tatminsizlik öyle büyük ki, bu yazının sınırlarını aşacak, uzayıp gidecek, canınız sıkılacak. Sanırım, ufak çapta bir yazı dizisi olacak tatminsizlikler. Ya da “Otuz iki kısım, tekmili birden”.

Arkası gelecek sevgili okur..

Vildan Sevil
26.04.2011

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Hep var olun...
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
28 Nisan 2011
Sevgili sanal ortam dostlarım, hep var olun, esen olun..Böyle kıvranıp dururken ilaç gibi geldiniz. Teşekkürler, sevgiler...

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
28 Nisan 2011
Kendinize zarar vermeyecek her şeyi yazabilirsiniz. Üzülmeyin bizim canımız sıkılmaz. Ama sizin canınız bize de lazım. Selam ve saygılarımla.

:: hocam..
Gönderen: Aysu / , Türkiye
27 Nisan 2011
imamlara dokundunuz bu yazıda,*)

:: ...tatminsizlik zordur, hocam..
Gönderen: Göktu Kara / , Türkiye
27 Nisan 2011
..güzel bir "dalga",devamını merak ediyorum...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tatmin Olamıyorum Ey Okur!.. Olamıyorum İşte (Sonuç)
Tatmin Olamıyorum Ey Okur!.. (Gelişme)
Deprem... Kar... Poyraz... Ahhh Başımmm... Ve... Ak Balıkçıl
"Komşuda Pişer, Bize de Düşer"  mi?.. Syriza ve Türkiye’de Sol
Ah Osmanlıca, İlle de Osmanlıca!.. (1)
"Harf İnkılabı Köpekliktir"... Bebelerden Dedelere, Ninelere Osmanlıca da Osmanlıca...
Nur Topu Gibi Bir Barışımız Doğdu… Peki Sonra?..

Küresel Kapitalizmin Oyunlarından Biri: Hrant"ın Katli ve Günümüz

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Referandum Gününden Hoş Sedalar
30 Mart 1972 Kızıldere Katliamı (Dev, Baş İstiyor/ G. Akın)
Birgün Ben, Belki Bir Sığırcık Kolonisinin İçinde, Belki Yıldızlarla Birlikte Göklerde…
N. Ç!.. N. Ç!.. N. Ç"ler!.. Hepimiz Tecavüzcüyüz!..
Geçmişin İzdüşümünde Bir Kısır Döngü
İzedebiyat Üyelerine Açık Mektup: Koşun, Face Dayatmasına Karşı Durun!..
Erkek Egemen Toplumdan Erkek Dininin Egemen Olduğu Topluma
İzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açık Mektup
Cumhuriyetin Rövanşı Ya da Şeriata Doğru Adım Adım Mı?..
Teslis Sendromu >> Ücretsiz E - Kitap: Hulki Can Duru

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.