Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein |
|
||||||||||
|
ABD’de bazı eyaletler özerklik ve reform gerekçesiyle federal hükümete karşı ayaklanırlar. ABD hükümeti ve ordusu isyanı bastırmak üzere harekete geçer… Bu ABD’nin iç sorunudur, ama dünya kamuoyuna yansıması şöyle olur: Bağımsızlık isteyen ABD halkı, Obama’ya karşı ayaklandı. Obama’nın paralı askerleri kendi halkını katlediyor… Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar alır ve ABD halkını Obama’dan kurtarmak için Koalisyon Güçleri (Çin, Rusya, Hindistan, Türkiye, İran ) Obama’ya ve onun paralı askerlerine karşı harekat başlatır… Aslında koalisyon güçleri ABD’ye saldırmakta ve ülkeyi işgal etmeyi planlamaktadırlar. Tez yanlış oldu değil mi? O halde hemen düzeltelim: ANTITHESIS (karşısav) Libya’da bazı aşiretler demokrasi ve reform gerekçesiyle, Libya devletine karşı ayaklanırlar. Libya hükümeti ve ordusu isyanı bastırmak üzere harekete geçer… Bu Libya’nın iç sorunudur, ama dünya kamuoyuna şöyle yansır: Bağımsızlık isteyen halk, Kaddafi’ye karşı ayaklandı. Kaddafi’nin paralı askerleri kendi halkını katlediyor… Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar alır ve Libya halkını Kaddafi’den kurtarmak için Koalisyon Güçleri (ABD, Kanada, Fransa, İtalya, İspanya, Danimarka vs.) Kaddafi’ye ve Kaddafi’nin ordusuna karşı saldırı başlatır. Aslında Koalisyon Güçleri Libya’ya saldırmakta ve ülkeyi işgal etmeyi planlamaktadırlar. Eee? Şimdi doğru mu oldu? Hayır. Gerçek oldu. İmdi, bu domino şemasını aynen Türkiye’ye de uygulayabiliriz. Sadece isimleri değiştirmek yeterli. Kıssadan hisse: COROLLARIUM (önceki savlara dayanarak ortaya konan koyut, argüman) Türkiye’de bazı aşiretler özerklik ve reform gerekçesiyle ayaklanacaklar. Türk hükümeti ve ordusu isyanı bastırmak üzere harekete geçecek… Bu Türkiye’nin iç sorunudur, ama dünya kamuoyuna şöyle yansıyacaktır: Bağımsızlık isteyen halk, RTE hükümetine ve ordusuna karşı ayaklandı. RTE’nin paralı askerleri halkı katlediyor… Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar alacak ve Türkiye halkını kurtarmak için Koalisyon Güçleri (ABD, Kanada, Fransa, İtalya, İspanya, Danimarka vs.) RTE hükümetine ve ordusuna karşı saldırı başlatacaktır…. Aslında Koalisyon Güçleri Türkiye’ye saldırmakta ve ülkeyi işgal etmeyi planlamaktadırlar. İMDİ NE DİYELİM? Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Libya “domino kuramı” ile bir biri ardınca devrilirken sırada Bahreyn, Yemen,Suriye, İran ve Suudi Arabistan vs de var. Hedef İslam coğrafyasındaki ülkelerdir. Kuşkusuz bu zincirleme devrilmenin dominodaki son taş Türkiye’yi etkilemesi de kaçınılmaz görünüyor. Geri sayım başlamıştır. İş, bunun zamanlamasını kotarmaya kalmıştır artık. Zaten, bu son taşın kozmik odasına girilmiş, komutanları hapse atılmış, ordu psikolojik olarak savaşamaz duruma getirilmemiş midir? Ülkede toplumun tümünü kucaklayacak bir “lider” var mıdır? Peki, ülkede “Truva Atı” konumundaki ABD üsleri de bir savaş halinde askeri haberleşmeyi kitleyebilecek, lojistik sistemi felç edebilecek midir? Böyle bir şey gerçekleştiği takdirde askeri birlikler arasında bağlantı kesilecek, telsiz iletişimi sağlanamayacak, hava sistemi bloke edildiğinden tek bir uçak havalanamayacak, navigasyon ve radar düzenekleri paralize olan savaş gemileri yanlış hedeflere yönelecek, hatta 1974 Kıbrıs savaşında olduğu gibi hava kuvvetleri kendi amirallik gemisini batıracak kağıttan kaplan mıncık mıncık olacak mıdır? Domino kuramı Libya’dakinden daha kolay işleyecektir. Hadi canım sende. Abartıyorum değil mi? Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla… Ben siyasetten anlamam ve sevmem de… Ama, kartlar o kadar açık ki… Olayı görmemek için kör olmak gerekir. Bu iş hayatında da böyledir. Grup şirketlerde kilit pozisyondaki bir eleman ve onun adamları (CEO, Genel Müdür, Müdür, Eşbaşkan vs.) kovulmadan önce elindeki işler başkalarına kaydırılır, kokteyl partiler düzenlenir, neşe ve barış rüzgarları eser, hatta eleman terfi ettirilerek seminerlere falan yurtdışına bile gönderilir. “Oh işte şimdi rahat ettim, ben neymişim be, patron bile beni öptü” diye şişinirken birden fişi çekerler… Artık, dünya kulislerinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden tecrit edilmesi, NATO’dan atılması ve İran ile çatışmaya sürüklenerek tasfiyesinin konuşulmaya başlandığını varsayıyorum… Umarım yanılıyorumdur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |