..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Türkiye > Hulki Can




18 Aralık 2009
Yugoslavya Sendromu: Türkiye'yi Yok Etmek!  
Asıl çarmıha gerilmiş olan Türkiye'dir !

Hulki Can


"Açılım bitti" diyen siyasetçiler, aydınlar ve köşe yazarları yanılıyor. Açılım süreci büyük bir hızla, büyük bir aymazlık ve meydan okumayla sürdürülecektir. Hatta daha beteri gelecektir.


:BDHB:
ABD, AB ve İsrail, Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut sınırlarından hoşnut değiller. Sınırları değiştirmek istiyorlar. Kürdistan kurulacak, Ermenistan ve İsrail'e toprak verilecek, Patrikhane Vatikan gibi bağımsız olacak ve ona da toprak verilecek, Kudüs'e Herod Tapınağı (Süleyman Mabedi) yeniden inşa edilecek vs vs...

Yani adamların yüzyıllardır hazırladıkları bir takım projeleri, misyon ve vizyonu var. Bu yüce misyon ve vizyonu gerçekleştirmeye Türkiye'nin mevcut yapısı ve sınırları engel. Türkler gereğinden fazla toprağa sahip. Olacak iş mi bu? Bu yüce misyon ve vizyon karşısında "Türkiye" nedir ki? Türkler çok daha küçük bir alanda, nüfusları ve üretkenlikleri azaltılarak (!) yaşayabilir diyorlar. Hem o zaman ABye de girer diyorlar!.

Peki bu nasıl olacak? Çok basit aynen Yugoslavya örneğinde olduğu gibi. Etnik ve dinsel çatışmayla Anadolu Beylikleri (!) yeniden kurulacak. Yani, oynanan oyunun boyutları çok büyük. Asıl hedef kendi kutsal misyon ve vizyonlarını gerçekleştirmek. Türkiye'yi yok etmek sadece küçük bir ayrıntı.

Medyada çıkan haberlerde, Başbakanın ABD başkanı ile 8 Aralık 2009da skandal yaratan baş başa görüşmesi için "İran'ı tasfiye etme olayı konuşulacağından Türk büyük elçisi görüşmeye alınmadı" deniyor. Olabilir. Ama asıl can alıcı nokta bu değil.

Saldırgan söylemler, tavır ve pozlardan öyle anlaşılıyor ki ABD bunlara tam destek (finansal ve askeri) ve kişisel yaşam güvencesi verdi. Bu nedenle Türkiye büyük elçisi görüşmeye alınmadı ve durum akabinde elçinin istifasıyla sonuçlandı.

İmdi bunların arkasında ABD ve AB var, önlerinde kim durabilir? ABD ve AB Yugoslavya'yı bölmede başarılı oldular. Bu sendromu şimdi Türkiye'de oluşturuyorlar. Bu nedenle açılım sürecinde her ne pahasına olursa olsun sonuna kadar gidecekler. Bu nedenle bu kadar gözüpek ve kararlı görünüyorlar. Onun için bütün köprüleri yakmayı göze almış durumdalar. Türkiye umurlarında değil, Türkiye onların gözünde çoktan bitmiş bir ülke...

"Açılım bitti" diyen siyasetçiler, aydınlar ve köşe yazarları yanılıyor. Açılım süreci büyük bir hızla, büyük bir aymazlık ve meydan okumayla sürdürülecektir. Hatta daha beteri gelecektir. Göreceğiz.

Çünkü artık dönüşü olmayan "geri dönüşümsüz" bir yola girdiklerini biliyorlar. İstiyorlar ki dinci-tarikatçı partileri de kapatılsın ve tıpkı 15 Aralık 2009da kapatılan etnik-terörist parti gibi bunlar da mağduru oynasınlar, timsah gözyaşları döksünler, barış, kardeşlik, demokrasi ve sevgiden söz etsinler!

Ya da, istiyorlar ki darbe olsun ve ABD ve AB orduları bunları kurtarmaya gelsin!

Ülke baştan başa yanıyor, millet işsiz, aç, halk ekmek uğruna sokaklara dökülmüş, gençlik başıboş, aile içi cinayetler, ahlaksızlık, hırsızlık artmış, grevler, direnişler, kitle eylemleri, iç savaş başlamış, kimin umurunda?

Eczaneleri bile karşısına almış bir yönetim var karşımızda!

Seçime kadar demokratik tepkilerimizi ortaya koyarak bunlara dayanmak ve katlanmaktan başka çare görülmüyor. Var mı başka bir yol?

NOT:
18 Aralık 2009 günü Patrik Bartolomeus bile hiç çekinmeden ve umursamadan Amerikan CBS Televizyonu muhabirinin "Siz kendinizi (Türkiye'de) çarmıha gerilmiş gibi hissediyor musunuz?" sorusuna "Evet" yanıtı verebiliyor ! Burada hedef alınan yine Türkiye'dir ! Patrik bu ülkenin vatandaşı, bu toprakların insanı değil mi?

İsa, çarmıha gerildiğinde ülkesi Roma İmparatorluğunun işgali altındaydı. Çarmıh, putperest Roma hukuk ve yasalarının infaz sistemiydi. Yahudilikte ve Hristiyanlıkta böyle bir ceza ve infaz şekli yoktur. O halde, nasıl kendini çarmıha gerilmiş hissedersiniz sayın Patrik? Burası düşman toprağı mı?

Patrikhanenin ve Hristiyanların büyük sorun ve sıkıntıları olabilir ve vardır da. Ancak, sıkıntısı ve derdi olmayan var mı? Sayın Patrik'e diyeceğim şudur: Siyaset ve entrika ile uğraşacağına o uzun bir süredir eline almadığı İncil'i bir daha okusun ve Pavlus'un

"Herkes, altında bulunduğu hükümetlere bağlı olsun. Çünkü Tanrı'dan olmayan hükümet yoktur. Var olanlar Tanrı tarafından düzenlenmiştir. Bu nedenle, yönetime karşı direnen, Tanrı'nın düzeneğine karşı gelmiş olur. Karşı gelenler yargılanır." (İncil, Rom. Mek. 13: 1-2 )

sözleriyle ne demek istediğini yeniden düşünsün ve gözlerini yukarı kaldırıp bir baksın: Asıl çarmıha gerilmiş olan Türkiye'dir !












Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dominodaki Son Taş: Türkiye
Devrimler ve Karşı - Devrimler
"Hamalca" Türkiye Büyük Millet Meclisi Kürsüsünde!
Türkiye Cumhuriyeti Çökerken
Ey Vatan Gözyaşların Dinsin!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnançlara Saygı Göstermek
İslam Coğrafyasında Kadın Olmak
Neden Böyle Akılsızım? Neden Böyle Kötü Kitaplar Yazıyorum?
Deli P… ile Çılgın T…"nin Kıssadan Hisseli Sergüzeştleri
Şeker Bayramı Nereden Geliyor?
Kuklalar ve Kuklacılar
Türkiye Hristiyanbir Devlet Olsaydı...
Çünkü Şifreyi Bilmiyorduk!
Yumurta ve Sevgi
Heykel ve Put

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.