..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > hasan tülüceoğlu




28 Ocak 2011
Yumurtayı Hangi Ucundan Atmalı?  
öğrenci protestoları

hasan tülüceoğlu


Müslüman Anadolu insanı yüzlerce yıldır bollukta da darlıkta da nimetin kıymetini bilip israfa kaçmamaya çalışmıştır. Küçük bir ekmek kırıntısını bile çöpe atmak istememiştir. Gerçi bu halkın geneli hep varla yokluk arasında devletini kendisine tercih ederek yaşamıştır.


:BJBF:

Çocukluğum ve gençlik yıllarımda dine uzak olan yaşıtlarımdan dinin bakış açısına uygun olmadığını düşündüğüm şu dini enstanteyi işitirdim: Yüksek bir yere mutlaka ulaşılıp alınması gereken bir nesne vardır. Yanınızda oraya ulaşabileceğiniz iki eşya mevcuttur. Bunlar Kur’an ve ekmektir. Bu noktada can alıcı soru sorulur? Yapamayacağınız iki tercihle karşı karşıya bırakılırsınız. Yüksekteki nesneye ulaşmak için hangisini ayağının altına alırsın? Pek doğal olarak tercih yapamazsınız. Anlatan ağız bir süre sonra ders verme bilgeliğinde cevabı verir. Cevap Kuran’dır. Çünkü hayatımızı idame ettirmek için bize verilen en temel nimet ekmeğe nankörlük etmek diğerinden daha büyük bir günahtır.

Anadolu’da tüm yiyecek ve içeceklerin genel isimlendirilmesi olan ‘nimet’in simgesi ekmektir. Onun şahsında insanın yaşamını sürdürdüğü tüm nimetler Anadolu insanın nazarında Tanrı’nın verdiği çok kıymetli lütuflardır. Ancak Allah’a inananlar gerçek anlamda ‘nimet’in kıymetini bilirler.

Dini değerler üzerine inşa edilen kültürümüzde ‘nimet’in fuzuli, gereksiz ve fazladan harcanıp kullanılması ‘israf’ olarak isimlendirilir. ‘İsraf’ Allah’ın emrine uymamayı ifade ettiğinden haram olarak kabul edilmiştir.

Müslüman Anadolu insanı yüzlerce yıldır bollukta da darlıkta da nimetin kıymetini bilip israfa kaçmamaya çalışmıştır. Küçük bir ekmek kırıntısını bile çöpe atmak istememiştir. Gerçi bu halkın geneli hep varla yokluk arasında devletini kendisine tercih ederek yaşamıştır.

Büyüdüğüm çevrede köylüler tavuk ve yumurtayı yemekten çok yoksunluktan küçük ihtiyaçlarını karşılamada kullanırlardı. Okula giderken evden harçlık olarak bozuk para yerine bazen yumurta aldığımı hatırlıyorum. Siyah önlüğümün cebine koyar kırılmaması için itinayla yürürdüm. Çocuğun gelişiminde daha çok besin donanımlı yumurtayla öğrencilik psikolojisiyle daha çok ilgi gösterilen çekirdek, leblebi, şekerleme alınırdı.

Cılk yumurta beş para etmezdi. En fazla tavuğun altına fol olurdu. Birde sevmediğine atılacak en güzel silahtı. Yaramaz çocuk kavga ettiği diğerine bulabilirse cılk yumurta atardı.

Bunları Siyasal Bilgiler Fakültesinde üniversite öğrencilerinin, Prof. Dr. Burhan Kuzu’yu protesto için bolca yumurtaları havaya savurmaları olayı nedeniyle düşündüm.

Anadolu toplumu son yüzyıl içinde çok değişiklikler yaşadı. Tavuklarımız değişti, yumurtalarımız hep cılk olup sağlamları kırıldı. Tüm toplum veritabanımız sarsıldı. Toplumların değişimi Yaratıcı’nın koyduğu ilahi bir kuraldır. Bizdeki değişimler kural dışıydı ve bir anlamda Yaratıcı’nın kurallarını zorluyordu.

Başta ekmek olmak üzere her türlü gıdayı benliğinde kutsallık düzleminde algılayan toplumumuzda bugün bir çok insanın hala çok rahat alamadığı yumurtaların üniversiteli öğrencilerin elinden hoyratça onlara bir başka kutsiyet ifade eden bilgiyi öğreten hocaları üzerine savrulması bu bağlamda düşünüldüğünde vahim bir durum.

Tıpkı nimette olduğu gibi bu toprakların insanları kendisi okuyup işlemese de okumaya yazmaya öğrenmeye ve öğretene büyük saygısı vardır. Kitap, bilgi ve bilginleri her zaman el üstünde tutmuşlardır.

Anadolu toprağını tepelemiş, mütevazi köylerinin çamurlu yollarına ayakları dokunmuş bir üniversite öğrencisinin yumurtaları pervasızca fırlatabileceğine inanmak istemiyorum.

Ekmek yerine Kuran’a basmayı tercih etme öğretisi alan bir Anadolu insanı yediği gıdayı hoyratça israf etmesi onun önceliklediği kutsallıklarını değiştirmesi işaretidir. Daha doğrusu buna kutsallıklarını artık yitirdiğinin göstergesi demeliyiz.

Mili manevi değerler yerine Batı kültürünün mutlak hakimiyetinde farklı değerler inşa edilmeye çalışılan genç nesilin yumurta eylemi bunun bir sonucu gibi gözüküp batı kültürü koyuyor.

İtirazlar, protestolar, görüşler, fikirler elbette bir usul, uslüp ve saygı çerçevesinde ifade edilmelidir. Özgürlükler kısıtlanmamalı, demokrasiden taviz verilmemelidir. Özgürlük ve demokrasi adına hakaret etmeyi de elbette kimse makul gösteremez.

Yumurtayı atan öğrencilerin zihinlerinde elbet başka öncelikleri vardı. Olay sadece otoriteye başkaldırı, yönetimi eleştiri ise bir önceki konuşmacı Süheyl Batum’a bir iki fikir itirazı dışında fazla tepki gösterilmezken tüm yumurtalar Anadolu değerlerini temsil görüntüsündeki Ak Parti hükümetinin nezdinde Burhan Kuzu’ya atılmaz ve tüm tepkiler ona gösterilmezdi.

Gerçek eylem, zihinlerindeki Anadolu geleneksel değerleri veri tabanı silinip yerine batı değerleri tabanında yeni veriler yüklenmeye çalışılan öğrencilerin unutturulmaya çalışıldıkları değerleri belli bir ölçüde simgeleyen hükümete tahammül edememeleriydi.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mezapotamyanın Nemrutları ve Mısırın Firavunlarından Postmodern Batılı Yeni Sahiplerin Kısmı Demokrasi Vaadeden Yeni Ortadoğu Düzenine
Kaddafi Tamam da Masum Halk ve Müslüman Halkların Geleceği Ne Olacak!

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İlk Batılılaşma Kahramanımız: II. Mahmut
Türkçe Olimpiyatları ve Kelebek Etkisi
Yoksa İstanbul, Hiç Bizim Olmadı mı?
Allah"tan Tanrı"ya, Tanrı"dan Rabbe!
"Muhteşem Yüzyıl"ın Masumiyeti
Mithat Paşa"dan 28 Şubat"a, Ehl - İ Beyti Hanedanlaştırma
Asım’ın Nesli Akif’i Bıraktı mı?
Seçmeli Kuran Dersleri Bedrin Aslanları Kadar Şanlı mı?
Geçmişle Teselli Edilmek
7. 2"ler Kader Mi?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tülücüler İlkokulu [Öykü]
Otoyoldan Tren Gelmiyor [Deneme]
Hz. Ömer"in Demokrasisi [İnceleme]
Mızıka - İ Hümayun"dan Senfoni Orkestrasına Mehteran Güncellemesi [İnceleme]
Lale Devri'nin Demokrat Havası [İnceleme]
Kesintisizi Kesmeden Kur’an Dersleri [İnceleme]
Dizisine Bak Toplumunu Anla [İnceleme]
Yüzde Ellinin Kodları [İnceleme]
İktidar, Uçkur ve Huri [İnceleme]
Avrupa"ya Açılan İlk Pencere [İnceleme]


hasan tülüceoğlu kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.