Bir sanatçı başarısız olamaz; sanatçı olabilmek bir başarıdır. -Charles Horton Cooley |
|
||||||||||
|
Hasan TÜLÜCEOĞLU Dokuz yıldır düzenlenen Türkçe olimpiyatları etkinlikleri Ülkemiz ve Türkçemiz adına geçmişte hayali bile kurulamayacak büyük bir başarıdır. Farklı ırk ve ülke çocuklarından kendi dilimizi dinlemek bizlere mavera ötesi duygular yaşatıyor. Bu başarıyı alkışlamamak mümkün değil. Bilindiği gibi bu, özel gayretlerle farklı ülkelerde açılan Türk okullarının başarısı. Dokuz yıldır bu okullarda öğrenciler arasında Türkçemizi en güzel şekilde icra etme yarışı hızlanarak devam ediyor. Şubat ayı başlarında gece geç vakit -yanlış hatırlamıyorsam samanyoluhabertvde- Türk okullarında Türkçe olimpiyatlarına hazırlıkların başladığı haberini izledim. İnternette yüzeysel araştırmamda olimpiyat hazırlıklarının bir çok ülkede ekim kasım aralık gibi çok erken bir zamanda başladığı bilgilerine ulaştım. Gerçek ya da suni gündem, her zaman insanları birinci dereceden meşgul etmiştir. Okullarda öğrenci psikolojisi açısından baktığımızda eğitim yılı başında oluşturulan gündem tüm yıl boyu öğrencilerin birinci önceliği olup onları meşgul eder. Lise ikinci sınıfta, 1981 sonunda Milli Basketbol takımımız Yunanistan’ı yenerek ilk defa Balkan şampiyonu olduğunda o ve devamı yıllarda okulun hep boş kalan basketbol sahası öğrenci kaynar olmuştu. Futbol topunun aksine iri ve ağır pekte sevimli olmayan basketbol topları, pota ve küçük beton çizgili saha öğrencilerin gözdesiydi. Öğretmenler bile bir anlamda dinlenme ve stres atma amacıyla oynadıkları voleybolu bırakıp basketbol oynamaya başlamışlardı. Aynı yıllarda Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in sağlık için spor yapmanın önemine vurgu yapması ve siyah beyaz ekranlarda eşofmanıyla koşması sonrası kadın-erkek bir çok insan eşofmanlarıyla sokakları doldurmuşlardı. Halk nazarında üstün Batı dillerini ve bilim ve tekniğini en iyi öğreten okullar olarak görülen yabancı okullar bizde Osmanlı’nın son döneminde açılmaya başlamıştı. Bazılarınca kabul edilmese de bu okullar misyonerlerin ülkemizdeki eğitim faaliyetleriydi. Misyonerlerin eğitim faaliyetlerinin amacı Afrika’da direk hıristiyan yapmak iken Türkiye ve benzer Müslüman ülkelerde ise daha farklıydı. Robert Kolej’in kurucusunun okul yeri olarak Fatih’in fetihte İstanbul’a ilk girdiği bölgeyi özellikle seçtiği anlatılır. Seksenli yıllarda peş peşe öğrenci yurtları açan dindarların en büyük hayali ülkemizdeki yabancı kolejler benzeri okullar açmaktı. Üstat Said Nursi Hazretleri eserlerinde fen ve din ilimlerinin birlikte tedris edilmesi gerektiğini vurgular. Bu özellikte bir üniversiteyi Van’da açma girişimleri yarıda kalmıştır. Fen ilimlerinin tedrisi çok önemlidir. Doksanlarda dindar insanların açtığı kolejler azda olsa meyveler vermeye başlamıştır. Bilimsel çalışmalarda bu okullarda okuyan öğrenciler öne çıkmıştır. Asıl popülerliğe de bilimselliğiyle ulaşmıştır. Bilimsel gelişmesini tamamlamış Batı dünyası beraberinde oluşturduğu Batı Kültür’ünü teknolojik ürünleriyle birlikte tüm dünyaya dayatmıştır. Bilimsel çalışmaları ile sonuç ve verileri kendinde saklı kalırken dil kültür ve teknolojik ürünlerini dünyaya empoze etmektedir. Her toplumun kendine has bir kültürü vardır; ancak bir diğerini etkilemek için bilgi ve teknik ve teknoloji olarak ta güçlü olmanız gerekmektedir. Hala Batı kompleksinden kurtulamamış ‘muasır medeniyetler’ seviyesine ulaşamamış millet olarak bizim başkaları üzerinde etkin ve etkili olmamız; Batı tarzı kültür transfer etmemiz gerçekçi olmak gerekirse pek mümkün olmayacaktır. Bir İngiliz, dilini öğretirken kültürünü de empoze eder; ama bu bizim Türkçe öğretimimizde yukarda bahsedildiği üzere bu aşamada tam geçerli ve etkin değildir. Türkçe olimpiyatları, Türk okullarının, bu okuldaki öğrenci ve ailelerin birinci gündemi olmuştur. Şampiyonluğa ulaşmak için aylar öncesinden hummalı bir folklorik çalışma yapılmaktadır. Bizde 23 Nisan ve 19 Mayıs folklorik çalışmaları nisan ayından itibaren okullarımızda eğitim-öğretimi en asgari düzeye indirir. Avrupa’nın bizim nazarımızda güçlü olması bilim ve teknikteki gelişmesi nedeniyledir. Güçlü ve etkili olmak spordan folklardan ve müzikten değil, bilgiye ulaşmaktan geçmektedir. Elbette ki bunlarda onu tamamlayacaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |