..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > hasan tülüceoğlu




25 Ekim 2011
7. 2"ler Kader Mi?  
hasan tülüceoğlu
İşte size çıkarılan kanunları uygulayıcılar! Ve ben memuriyetimin henüz dördüncü yılındayken bu ülkenin en fazla bu kadar olabileceğine karar vermiştim.


:BJAB:
7.2’LER KADER Mİ?

Hasan TÜLÜCEOĞLU

Teröre verdiğimiz 24 şehidimizin şokunu henüz atlatamamışken bir Pazar ikindi vakti Van’da 7.2’lik deprem şokuna tutulduk.

17 Ağustos 1999 Depremi bu ülkeyi çok sarsmıştı. Devamı birkaç yıl depremle yatıp kalktık. Deprem bilimcilerini tanıdık; deprem gerçekleri ve ayrıntılarını öğrendik. Bir doğal afette komplo teoriler ürettik. Bilimcilerin yönlendirmesiyle 99’dan bugüne hep bir İstanbul depremi bekledik. Bazı deprem bilimcilerinin yakın zamanda işaret ettikleri üzere beklenti, yüksek şiddette doğunun en mamur yeri Van’da gerçekleşti.

99 Depreminden sonra devlet deprem gerçeğini ciddiye alıp ciddi yasalar çıkardı. Yasalar çıkmaya çıktı da ‘bir şey olamaz’ ve ‘yan cebime koy’ zihniyetine sahip yüksek kar başarıcı inşaat sektörümüzde ne derece uygulandı tartışılır. Yıllar önce, Adıyaman’da müstakil bir köy ortaokulunda görevliyken devlet tek katlı okul binasına bir ikinci kat yapacaktı. İnşaat denetiminde görevli mühendis yaklaşık 80 km’lik yolu başlangıçta devletin resmi arabasıyla haftada iki üç kez gelip gitmeye başladı. Hatta bir ara müteahhidin yaptığı birkaç sıra duvar örgüsünü yıktırdı. Saf olmakla birlikte içlerinde bazılarının uyanık olup şüpheci düşündüğü Anadolu insanımızın kürt köylüleri, ‘mühendis, müteahhitten cebini doldurmasını istiyor’ ifadesini dillendirdiler. Ben o zaman ‘nasıl olur bir devlet memuru devletin kendine verdiği yetkiyi kanunsuz ve haksız olarak cebini doldurmada kullanır’ diye, doğru ama köylüler açısından safça düşünmüş ve buna kesinlikle ihtimal vermemiştim.

Başlangıçta 80 km’lik yolu haftada iki defa kat eden mühendis, yaklaşık altı yedi ay süren inşaat yapım sürecinde bir defa bile gelmedi. Ve köylüler, ‘müteahhit, mühendisi görmüş’ dediler.

İşte size çıkarılan kanunları uygulayıcılar! Ve ben memuriyetimin henüz dördüncü yılındayken bu ülkenin en fazla bu kadar olabileceğine karar vermiştim.

99 Depreminin günah keçisi kısa sürede bulunmuştu: Veli Göçer. Koca bir Marmara coğrafyasında yıkılan tüm binaları sanki Veli Göçer yapmıştı. Başka hiç müteahhit, mühendis, şirket ve onların yapıp devletin yetkili memurlarının kontrol ettiği bina yoktu.

Elbet Van’da da bir günah keçisi Veli Göçer bulunacaktır. Çürük binalar ona havale edilip diğerleri özellikle rahmetli Özal’ın ‘benim memurum işini bilir’ dediği yetkili memur, amir ve müdürlerimiz tertemiz aklanıp gün yüzüne çıkacaklardır.

Üst üste bu ülke gerçeklerini gördükten sonra ben ‘bu böyle gitmez’ diyecek birilerinin artık çıkacağına inanmıyorum.

Japonlar, bizim yaşadığımız deprem sıkıntılarını yıllarca önce aşmış ve 9 şiddetinde depremlere dayanıklı binalar yapmışlar. 11 Mart 2011 dokuz şiddetindeki Japonya depreminde bunu gözlerimizle gördük.

Deprem elbet Allah’ın koyduğu bir kaderdir. Yani Allah, Kuran-ı Kerim’inde ifade ettiği gibi ‘biz her şeyi belli bir ölçüye göre yarattık’ ayeti (Kamer suresi, 49.ayet) gereği tüm yaratışlarında doğal esaslar, yasalar koymuştur. Deprem, yeryüzünü yaratışta Allah’ın koyduğu bu kanunlardan biridir. Bilimcilerin ifade ettiği gibi deprem esasında insanı öldürmez ama bina öldürür.

Binaları Japonlar gibi çok sağlam yapsanız da bir açıdan depremin Tanrısal ikaz tarafı vardır. Ne kadar tedbir alınsa da deprem sonuçta Allah tarafından gönderilen doğal afettir. Japonlar binaları çok sağlam yaptılar ama İlahi afet ve uyarı bu defa hiç hatırlarına gelmeyen denizden geldi.

Bu anlamda deprem bir kaderdir. Ama bu kaderi alacağımız tedbirlerle, dürüst ve akıllı hareketle kıyametimizle sonuçlandırmaya biliriz.

Allah, ‘başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir’ buyurmaktadır. (Şura Suresi 30. Ayet)

Yukarda bahsettiğimiz üzere başımıza gelen milli felaketler, hep milli hata ve günahlarımız nedeniyledir.

İfade ettiğim üzere hiç ümidim kalmasa da ben yine bana düşeni söyleyeyim. Bu milli hata kusur ve günahlarımıza ‘dur’ diyelim artık.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkçe Olimpiyatları ve Kelebek Etkisi
Birileri Bu Milletin Manevi Değerleriyle Fena Oynuyor!
Yerli Arabadan Teknolojimizi Kurmaya Cumhuriyet İdeolojimiz
Balans Ayarı ve Terör

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mezapotamyanın Nemrutları ve Mısırın Firavunlarından Postmodern Batılı Yeni Sahiplerin Kısmı Demokrasi Vaadeden Yeni Ortadoğu Düzenine
İlk Batılılaşma Kahramanımız: II. Mahmut
Yoksa İstanbul, Hiç Bizim Olmadı mı?
Allah"tan Tanrı"ya, Tanrı"dan Rabbe!
"Muhteşem Yüzyıl"ın Masumiyeti
Mithat Paşa"dan 28 Şubat"a, Ehl - İ Beyti Hanedanlaştırma
Asım’ın Nesli Akif’i Bıraktı mı?
Seçmeli Kuran Dersleri Bedrin Aslanları Kadar Şanlı mı?
Geçmişle Teselli Edilmek
Kaddafi Tamam da Masum Halk ve Müslüman Halkların Geleceği Ne Olacak!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tülücüler İlkokulu [Öykü]
Otoyoldan Tren Gelmiyor [Deneme]
Hz. Ömer"in Demokrasisi [İnceleme]
Mızıka - İ Hümayun"dan Senfoni Orkestrasına Mehteran Güncellemesi [İnceleme]
Lale Devri'nin Demokrat Havası [İnceleme]
Kesintisizi Kesmeden Kur’an Dersleri [İnceleme]
Dizisine Bak Toplumunu Anla [İnceleme]
Yüzde Ellinin Kodları [İnceleme]
İktidar, Uçkur ve Huri [İnceleme]
Avrupa"ya Açılan İlk Pencere [İnceleme]


hasan tülüceoğlu kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.