..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Yazarlar ve Yapıtlar > hasan tülüceoğlu




6 Nisan 2012
Asım’ın Nesli Akif’i Bıraktı mı?  
hasan tülüceoğlu
Kurtuluş mücadelesinde Anadolu’da cami cami gezerek vaazlarıyla kurtuluş mücadelesini canlandırıp destekleyen Akif’in Batıya bakışı, yeni kurulan devlet ideolojisiyle pekte uyuşmuyordu. Bu farklılık ömrünün sonuna doğru onu çok sevdiği Anadolu dışına zorunlu yöneltmiş ve vatan topraklarından uzakta hayata veda etmişti.


:BJJF:
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın açıklamasıyla 2011 yılı İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy yılı olarak açıklandı. Çalışmaları Kültür Bakanlığı yürütecekti.

Başbakanın ilanına rağmen 2011’de, koca bir yıl içerisinde, ne devlet eliyle ne de sivil toplum kuruluşları katılımıyla yeterince coşkulu, gürül gürül diyebileceğimiz kutlamalar ortaya koyulmadı.

Bir sivil toplum kuruluşu olarak Türkiye Yazarlar Birliği 2011 yıl sonuna doğru devlet bürokrasisinin Mehmet Akif’e bigane kalmasından şikayetçi açıklamalarda bulundu. Oysa bir sivil toplum kuruluşu olarak bu yılda Mehmet Akif’i anmak isteselerdi kimse buna engel olmayacaktı. Bu açıklama kusurunu bürokrasiye yükleyip kolaycılığa kaçmak oldu.

Aslında baştan beri devlet ideolojimiz Mehmet Akif’e hep temkinli bakıp yaklaşmıştır. Bu milletin gençliğine Mehmet Akif yalnızca İstiklal Marşı şairi olarak tanıtılmıştır ve bunun daha ilerisine gidilmek istenmemiştir. Okul öğrenciliğimizi düşündüğümüzde, İstiklal Marşının kabulü, Şubat ayında küçücük bir hatırlatılır ve devamında gelen 18 Mart’ta İstiklal Marşı şairine ait olduğunu bilmediğimiz ‘Çanakkale Şehitleri’ şiiri tüm okulların merdivenlerinde kendini gösterme meraklısı bir öğrenci tarafından hararet ve heyecanla okunurdu. Bu ilan yılı 2011’de de böyle oldu; daha fazla ileri gidilmedi.

Gerçekte Mehmet Akif, bu milletin gençliği için yalnızca İstiklal Marşı görünün koca bir aysbergdi. Ve gençliğin pek azı bu aysbergden bazı dindarların ve cemaatlerin gayretleriyle haberdar olabildi.

Akif, bugün hala sürecini yaşadığımız İslam dünyasının geri kalmışlığı, Batı’nın jet hızıyla ilerleyişi sonrası müslümanların yaşadığı tramvayı doğru şekilde anlamış; işin henüz başlarında, kendince doğru çözümler üretmiş; yalnız şair değil aysberg gibi bir aydındı. O, yeni bir genç nesille düğümün çözüleceğinin o günden farkındaydı. İdealize ettiği bu gençliği ‘Asımın Nesli’ adıyla Safahat’ında mücessemleştirdi.

Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.


Kurtuluş mücadelesinde Anadolu’da cami cami gezerek vaazlarıyla kurtuluş mücadelesini canlandırıp destekleyen Akif’in Batıya bakışı, yeni kurulan devlet ideolojisiyle pekte uyuşmuyordu. Bu farklılık ömrünün sonuna doğru onu çok sevdiği Anadolu dışına zorunlu yöneltmiş ve vatan topraklarından uzakta hayata veda etmişti.

Başbakanın samimi, coşkulu ilanına rağmen Türkiye Yazarlar Birliğinin dile getirdiği gibi devlet eliyle beklenildiği şekilde Mehmet Akif yeterince anılıp anlatılmadı. Elbet bir şeyler yapıldı ama koca bir yıla göre bunlar çok küçük kaldı.

Burada dikkatlerden kaçmayan, cemaatler ve sivil toplum kuruluşlarının Mehmet Akif’i anma ve tanıtmaya maalesef bigane kalmaları oldu.

Yukarda belirtildiği üzere bu ülkede dindarlar ve cemaatler Mehmet Akif’i gençliğe tanıtmaya çalıştı. Baştan beri bu gayret üzere olan kişi ve kurumlar ne oldu da Başbakanın ilan ettiği Mehmet Akif yılında Akif’e uzak kaldı. Öyle ya Asımın Nesliydik; en azından öyle olmaya çalışıyorduk. Buyurun baninizi, önderinizi, anın, tanıtın, duyurun denildiğinde birden duraklayıp şaşırdık. Akif’in hayalini kurduğu ‘Asımın Nesli’ bu muydu? Tüm ülkede etkin cemaatler mensuplarını istedikleri gibi yönlendirirken, beldelerden büyükşehirlere yüzde seksenlere yakın belediye yönetimlerinde dindarlar hakimlerken Akif’e bu kayıtsızlık nedendi?

Cumhuriyet ideolojisinin Mehmet Akif’in görüşleriyle çok fazla uyuşmamasının bu görüntüde etkili olduğunu düşünüyorum. Dindarların ve cemaatlerin devlet ideolojisiyle entegre olması düşünüldüğünde buna hak verilecektir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve yapıtlar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Allah"tan Tanrı"ya, Tanrı"dan Rabbe!
Türk Olup İngiliz Yazmak: İskender

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mezapotamyanın Nemrutları ve Mısırın Firavunlarından Postmodern Batılı Yeni Sahiplerin Kısmı Demokrasi Vaadeden Yeni Ortadoğu Düzenine
İlk Batılılaşma Kahramanımız: II. Mahmut
Türkçe Olimpiyatları ve Kelebek Etkisi
Yoksa İstanbul, Hiç Bizim Olmadı mı?
"Muhteşem Yüzyıl"ın Masumiyeti
Mithat Paşa"dan 28 Şubat"a, Ehl - İ Beyti Hanedanlaştırma
Seçmeli Kuran Dersleri Bedrin Aslanları Kadar Şanlı mı?
Geçmişle Teselli Edilmek
7. 2"ler Kader Mi?
Kaddafi Tamam da Masum Halk ve Müslüman Halkların Geleceği Ne Olacak!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tülücüler İlkokulu [Öykü]
Otoyoldan Tren Gelmiyor [Deneme]
Hz. Ömer"in Demokrasisi [İnceleme]
Mızıka - İ Hümayun"dan Senfoni Orkestrasına Mehteran Güncellemesi [İnceleme]
Lale Devri'nin Demokrat Havası [İnceleme]
Kesintisizi Kesmeden Kur’an Dersleri [İnceleme]
Dizisine Bak Toplumunu Anla [İnceleme]
Yüzde Ellinin Kodları [İnceleme]
İktidar, Uçkur ve Huri [İnceleme]
Avrupa"ya Açılan İlk Pencere [İnceleme]


hasan tülüceoğlu kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.