Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper |
|
||||||||||
|
“Bir gâvur’un İstanbul’u keşfi” Başlık size de garip geldi değil mi? Lakin bu başlık bana ait değil, tırnak içerisinden verdiğim başlık 16.01.2011 tarihli ‘Zaman Gazetesi’nden alıntılanmış. Haberi bir arkadaşın tavsiyesi üzerine –tevaffuken- okumuştum. Özet olarak yazı: Türkiye`yi yakından tanımak ve bir sömestr eğitim görmek için İstanbul`a gelen bir Alman öğrenci (Alexandra Klobouk) memleketine geri döndükten sonra gözlemlerini; “Bir gavurun İstanbul`u keşfi” adlı kitaptan yayınlayarak, “İstanbul`da kaldığım 7 ay boyunca önyargılarım yok olduğu gibi Türkiye`ye hayran kaldım” demesi… “Medyada daha çok gerek uyum ve gerekse ülke hakkında olumsuz örnekler sergilendiğinden önyargılarım vardı.” diyor Klobouk. Peki, “Bir gâvurun İstanbul`u keşfi” ya da “İstanbul, acı soslu mu?”adlı eserin yazarı Alexandra Klobouk’un önyargıları nelerdi? Kendi deyimiyle; “Ben Türkiye`ye gidene kadar bildiklerim sadece Alman medyasında yer alan bilgilerle sınırlıydı.” (Anlaşılan Alman medyası’nın da bizleri yeniden keşfetmesi gerekiyor …) Peki Klobouk’un önyargılarını yok eden ne? Ya da Alexandra Klobouk neden İstanbul’a hayran kalıyor? “…Dolmuş şoförlerinin çalışma usulü beni çok etkiledi. Bir taraftan araba kullanıyorlar. Zaman zaman diğer araç sahipleri ile atışıyorlar. Tüm herkesin nerede bindiğini ve ineceğini takip ediyorlar. En önemlisi para alıp üstünü veriyorlar. Bunu yaparken de en arka sırada oturan bir hiç düşünmeden elindeki paranın değerine bakmadan bir öndekine o ondan öndekine vererek şoföre kadar gidiyor. Aynı şekilde para üstü de geri geliyor. Ben burada merak ediyorum: Almanya`da kim bir öndekine para verir ve güvenir?” İlginç değil mi? Kaldı ki Alexandra Klobouk burada sırf dolmuş şoförlerinin üzerinde yaptığı izlenimlerini anlatmış… Bir de memleketimin Anadolu insanın vefasına ve misafirperverliğine şahit olabilse… Yemeden, yediren, içmeden içiren Anadolu insanın ikram severliğini bir görebilse… Alexandra Klobouk memleketimde yalnız 7 ay kalabilmiş ve dolmuşçularımız üzerinde yaptığı gözlem ve izleniminde; memleketim insanının: “güvenir” olduğunu keşfetmiş. Klobouk’u burada tebrik etmeden geçmeyeceğim zira bu özellik, Anadolu insanımın en belirgin ve en önemli hassasiyetlerinden birisidir. Hatırlatacak olursak; tabii olduğumuz Peygamberimizde (s.a.v.); . “Güvenilir olmak” sıfatı vardı ve bu sıfatı yine bizden olmayanlar (Mekke Müşrikleri) vermişti ona… Zira Nebilerin hepsi emin ve güvenilir kişilerdir. Emanete asla hainlik etmezler… Tabii olduğumuz Peygamberlerin güvenilir kişiler olduğu da Âlemlerin Rabbi Allah söylüyor: “Bir peygamber için emanete hıyanet yaraşmaz...” (Al-i İmran 3/161). Ve emanet sıfatının zıddı olan hıyanet, bizler için düşünülmesi imkânsız olan bir sıfattır. Biz ki Çanakkale Savaşları gibi muharebelerde düşman askerlerini bile tedavi etmiş bir milletiz. Çünkü Anadolu insanı açık yürekli, mert ve güvenilir insanlardır… Yoluna tabii olduğumuz o yüce Peygamber (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde, “Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların güvende olduğu, Mü’min de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir” şeklinde ifade eder… Tekrar başa dönecek olursak; bir Alman öğrencisi olan Alexandra Klobouk ülkemize gelip bizleri bu asıl hasletimizle -güvenilirli sıfatımızla- keşfettiği için bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu vesileyle; memleketim insanı hakkında hâlâ önyargılarını kıramamış, şırınga edilmiş asırlık aşağılık kompleksi nedeniyle diğer iç ve dış mihraklı art niyet taşıyan insanların da Alexandra Klobouk gibi bizleri bizim öz değerlerimizle tanışmasını diliyorum. Globalleşen Dünya’da gönül isterdi ki, Avrupalı komşularımızın önyargısız olarak Alexandra Klobouk gibi bizleri bizim öz değerlerimizle tanıyıp değerlendirsinler….
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |