..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Sinan Yıldırım




15 Ocak 2011
Marslı Kız  
Sinan Yıldırım
Mars savunma sistemleri başkanı doktor Merilayn’a paralel evrenlerin varlığı hakkında bir araştırma yapmasını istemişti. Merilayn yaptığı araştırmalar sonucu farklı boyutlarda 21 evren olduğunu saplamıştı. Bu evrenler arasında geçiş yapmamın mümkün olduğunu her ne kadar savunmuş olsada Marsın girdiği ekonomik kriz sonrası araştırmaları için ayrılan ödenek kesilmişti.


:ADED:
Mars savunma sistemleri başkanı doktor Merilayn’a paralel evrenlerin varlığı hakkında bir araştırma yapmasını istemişti. Merilayn yaptığı araştırmalar sonucu farklı boyutlarda 21 evren olduğunu saplamıştı. Bu evrenler arasında geçiş yapmamın mümkün olduğunu her ne kadar savunmuş olsada Marsın girdiği ekonomik kriz sonrası araştırmaları için ayrılan ödenek kesilmişti. Hayatının büyük bir bölümünü, neredeyse tamamını bu araştırma için harcayan Merilayn ne olursa olsun bu projeyi tamamlamak ve paralel evrenler arasında ilk yolculuğu yapmak istiyordu. Araştırma merkezindeki görevinden ayrılıp, mars domatesi yetiştirip, mars salçası imal edip ilk önce bütün gezene sonra bütün evrene bu salçayı pazarlamaya başlamıştı. Kısa zaman içinde salçaları markalaşıp evrendeki en iyi salça olarak kabul edilmişti. Hatta yönetmenler bile kanlı bir sahne çekecekleri zaman Merilayn salçası yoksa o gün o çekim yapmazlardı.

Merilayn artık hem evrenin en başarılı kadını hemde evrenin en zengin kadınlarından birisi olmuştu. Mars domateslerini yetiştirdiği tarlalarının altına kocaman bir araştırma merkezi kurdurmuştu ve gizli gizli paralel evrenler arası yolculuk yapabilmesini sağlayacak makine üzerinde çalışıyordu. Gündüzleri domates tarlalarında Uranüslü kölelerin çalışmalarını denetlemekle geceleri ise araştırma merkezinde çalışmakla geçiyordu günleri. Azmetti, az yedi çok çalıştı, uyumadı sonunda paralel evrenler arası yolculuk yapabilmesini sağlayacak makinenin ilk protitifini imal etmeyi başarmıştı. Fakat o günlerde yaşanan mars kuraklığı nedeniyle tarlalarındaki domatesler kuruduğu için salça şirketi zarar üstüne zarar edip mars borsasında şirketinin hisseleri dibe vuruyordu. Paralel evrenler arasında geçiş makinesini ilk defa kullanacaktı fakat gerekli güç kaynağını alacak mars lirası kalmamıştı. Bunun üzerine mars merkez bankasına gidip domates tarlalarını ipotek ettirip kredi almış ve gerekli olan güç kaynağını alıp Uranüslü köleleriyle birlikte paralel evrenler arası bir yolculuk yapmıştı. Kapıdan geçtiklerinde kendilerini dünyanın domates tarlalarının içinde bulmuşlardı. Merilayn bu gün şanslı günüm değip dünya domates kaynaklarını kurutacak derecede geceleri dünyaya geçip Uranüslü köleleriyle birlikte tarlalardaki domatesleri toplar ve geri dönerlerdi. Bu sayede kredi borçlarından kurtulmuş ve marstaki kuraklığın bitmesiyle birlikte tekrar eski gücüne sahip olmuştu. İşte o yıl dünyadaki domates fiyatları tavan yapmış neredeyse bir küçük altına bir kilo domates alınacak duruma gelmişti.

Merilayn artık mali kaynaklarının iyileşmesiyle paralel evren arası geçiş makinesinin bir üst modelini geliştirmek için kolları sıvamıştı. Bu yeni makine 21 farklı paralel evrenin hepsine gidebilmesini sağlayacaktı. Elindeki teknoloji sadece birinci evrene ve bu evrenin gezegenlerine gidebilmesine imkan veriyordu. Yeniden çalışma kampına girmiş gibi yemeden, içmeden, uyumadan günlerce çalışmıştı ve sonunda yeni makinesi test etmek için hazırdı fakat o gün marsın geleneksel bayramıydı ve o gün köleler bile çalıştırılmazdı. Bu yüzden kimse kalmamıştı, herkes marsın ana meydanlarında eğlenmek için gitmişti. Merilayn içindeki keşfetme duygusuna engel olamıyordu bir türlü ve makineyi çalıştırıp geçiş kapısına doğru ağır adımlarla yürümeye başlamıştıki küçük bir mars sineği elektronik kontrol devrelerinin içine girip ufak bir kısa devre yaptırmış, Merilayn’ın gitmek istediği koordinatlar değişmişti, fakat bundan haberi olmamıştı ve kapıdan geçişe başlamıştı. Merilayn kapıdan geçmesiyle birlikte kımıldayamaz hala gelmişti öylece yatıyordu, sanki üstünde bir ağırlık vardı, sanki kat kat üstüne elbise giymiş gibi hissediyordu. Her yer zifiri karanlıktı, şaşkınlığı git gide korkuya kapılmasına neden oluyordu. Burası gelmek istediği yirmi birinci paralel evren değildi. Burası sanki bir evrende değildi. Kapkara bir yerdi ve kıpırdayamıyordu bile. Saatlerce bekledi o karanlık yerde, çaresiz sessiz. Sonunda bazı kıpırdanmalar hissetti ve bazı gürültüler duymaya başladı, sonra yavaş yavaş iki küçük delikten bulunduğu karanlık yere ışık girmeye başladı fakat belli olmuyordu pek. Sonra birden yataktan kalkar gibi kalkmaya başladı ellinde olmadan kendini kontrol etmeden oluşuyordu bu olayların hepsi, biraz yürüdü, sanki onu elbisesi haraket ettiriyor gibi bir şeydi bu yürüyüş. Sonra içeri ışık sızan deliklerden meraklı meraklı izlemeye başlamıştı görünenleri. Önce bir dünyalı bir kız görmüştü aynada ama bu dünyalı sanki kendi yüzünü yıkıyordu ve bu dünyalının içinde gibiydi Merilayn. Gözlerine inanamadı nasıl olur bu diye korkular içinde dünyalı kızın içinde birkaç gün şoka girmiş bir şekilde yaşamını sürdürdü ve şoktan çıktığında ağlamaya başladı ve içinde yaşadığı dünyalı kızın arkadaşına duyuyormusun kim ağlıyor demesiyle arkadaşının yooo ben bişey duymuyorum demesiyle Merilayn kendine gelmişti. Evet bu dünyalı onu duyabiliyordu ve beni duyabiliyorsa dedi kendi kendine bu bedeni ele geçirebilirim ve yeniden kendim olmak için bir makine icat edebilirim diye düşünmeye başlamıştı bile, kısa zaman içinde bu dünyalı kızın konuştuğu dili öğrenmeye başarmıştı ve yavaş yavaş pratik yapıyor Merilayn. Dünyalı kızın kararsız kaldığı veya seçmekte zorlandığı durumlarda kendisinin hoşuna gideni yüksek sesle söylüyor ve dünyalı kız ilk başlarda bu duyduğu seslere şaşırsada günden güne alışmış oluyordu. Günde birkaç kelime ile başlayıp günden güne Merilayn bütün bir gün dünyalı kıza istediklerini yaptırır olmuştu. Artık dünyalı kız sadece içinden gelen sesin dediklerini yapar, hatta dediklerini giyer, içer ve konuşur olmuştu. Artık tamamen kontrolü eline alan Merilayn kendi evrenine geri dönüp bu hatayı düzelmenin yollarını aramaya başlamıştı bu dünyalı kızın bedeni kullanarak ama kısa bir zamanda sıkılmaya ve umutlarını kaybetmeye başlamıştı, çünkü bu dünyanın teknolojisi tarih öncesi çağlardan kalmış gibiydi ve neredeyse imkansızdı artık geri dönmesi. Zaten bundan rahat bir hayatı hangi paralel evrende hangi gezegende bulabilirdiki. Yemek istese kaşık ağzına kadar geliyordu, su istese bardak yine aynı şekilde, ne istese hemen oluyordu ve hiç yorulmadan günleri geçip gidiyordu. Yok böyle bir hayat değip dünyalı kızın içinde yaşamaya devam ediyordu. Keyfine diyecek yoktu zaten kraliçeler gibi hizmet ediliyordu fakat günler geçtikçe içindeki istekleri artıyor ve kraliçe olmak ona yetmez hale geliyordu ve bu kraliçenin bir kralı olsun artık isteği çığ gibi büyüyordu. Fakat marslı bir kraliçenin dünyada marslı bir kral bulması imkansızdı. Bu nedenle dünyalı kızla birikte yalnızlık çekmekle geçiyordu günleri ve acı içinde kıvranıyordu, geceleri dünyalı kızla birlikte yatağa girip uykuya daldığında bir marslı kral rüyaları görüyordu ama sabah uyandığında dünyada bir marslı bulamayacağı gerçeği ile karşılaşınca üzüntüsü kat ve kat artıyordu. Bu yüzden dünyalı kız hiçbir dünyalı erkeği beğenmediği için ailesi ve çevresindekiler ‘uzaydanmı geldin sen’ diyorlardı ve bu yüzden ona marslı kız diye hitap edilmeye başlanmıştı. Ne zaman kendine Marslı kız dense “Evet Marslıyım Ne Olacak” derdi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Benim Öyküm
İki Rengin Hikayesi
Seyfi'nin Maceraları 1 (Yetiş Dayı)
Haticenin Kuzuları
Değmezdi Akacak Bir Damla Yaştaki Yas"a
Hoş Bulduk Hayat
Öpeyimde Geçsin yada Gülümse
Üç Kadın ve Ahmet
Ben Buldum Hoca
Fizik Ötesi Servisler

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Deli Elbisesi [Şiir]
Seninle Bir Ömür [Şiir]
Alışırsın Unutursun Hatırlarsın [Şiir]
İstanbul Olalım Sevgilim [Şiir]
Yaralarım Var Benim [Şiir]
Senli Benli Biz Olsak [Şiir]
Ateş Olur Yakarım [Şiir]
Nisanda Yağan Aşk [Şiir]
Aşk Sensin Derken Söylenen S E N [Şiir]
Sende Gel Benimle [Şiir]


Sinan Yıldırım kimdir?

Duymak istediklerinizi okuyunca mutlu olmazsınız. Peki hiç duymadıklarınıza ne dersiniz.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Sinan Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.