İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, tersine o filiz daha gür büyümüştür. -Freud |
|
||||||||||
|
19 Aralık 2010 Puslu, soğuk ve bir o kadar sıkıcı bir pazar günü öğleden sonrası. Şehrime anlamlandıramadığım bir sessilik hakim. Yağmurun pencereye düşen küçük damlaları, kapımda acınarak miyavlayan muvittin ve düşüncelerimden başka hiç bir ses duymuyorum. Oysa şimdi bir kavga olmalıydı karşı köşedeki yeşil evde, annesinden para isteyen ve annesi de hiçbir zaman vermeye yanaşmayan o şişman çocuğun pencere altı çığlıkları olmalıydı evime misafir ama yok! Belkide bu sebepledir bugün kü mutsuzluğum ve yalnızlığı yağmurun pusuna yakıştırarak içinde büyüttüğüm kara boşluk. Düşüncelerim dedim ya! Hani beynimin içinde hiç susmayan o yoran uğultular. Bugün kentin sessizliğinden istifade daha bir yükseldi sesleri. Dinlemediğimi bildikleri halde hep beraber ve aynı ağızdan konunşan o "ben"lerden ikisi bugün birşey söylediler bana duymayacağımı sandılar anlamayacağımı ama duydum. -Yaşlandı bu artık... Duydum ve sustular, sustum. Y-A-Ş-L-A-N-D-I Hangi yönden bakarsan bak ya da kaç kelimeye harfe ayırırsan ayır aynı kapıya çıkan bir tümce yaşlanmak... Sustum, düşündüm, kızdım, inkar ettim sonra kabullendim. Kaç kişi vardır yaşının çok ötesinde yaşayan. Kendimi 18 yaşında hissediyorum demek bu denli özgüven içerirken; neden kendini 60 yaşında hissetmez insanlar. Ben hissediyorum... Yaşlıyım evet uzun bir hayat yaşadım 2 yaşında çok sevdiğim babannem, 3 ve 6 yaşında yine en sevdiğim amcalarım, 12 yaşında ananem 15 yaşında karşı konşumuz Adem amca 21 yaşında BABAM tabiri caizse ellerimde öldü. Herbirinin çenelerinin nasıl bağlandığını ölürken gözlerinin nasıl baktığını ve ölülerin bedenlerinin nasıl yavaşça soğuduğunu iyi bilirim ben. Bir yazarın "her ölüm bir hayata mal olur, hem giden hem kalan için" dediğini anımsıyorum. Ben ilk hayatımı iki yaşımda kaybettim -ve iki yaşında bir çocuk bir ölü ile aynı yatakta uyuduğunu öğrendiğinde o iki yaşı asla unutmaz- tüm hayatımı ise 21... O içimdeki ses biliyordu. Kocaman hayatları ellerimle toprağa, kendi hayatları mı ise içime gömdüğümü. Belki de bana unutmak istediğim bir gereçeği hatırlatmaktı amacı acıtmak ya da bilmiyorum. Başardı mı? Evet ilk kez yaşlandığımı bu kadar kabullenmiş halde yazıyorum kelimelerimi 20'li yaşların 60'lık ninesiyim ben "ne acı" diyor seslerden biri "biliyor kendini" diyor diğeri ve uğultular, uğultular... Muvittin gitti. Şimdi şişman çocuğun sesi geliyor karşı küçük evden "Anneeee para verseneeee" Ahhh diyor içindeki 20'lik nine çok değişti nesil çoook...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SİNEM SEMERCİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |