Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Vur ki kolay olsun bu terkedişin yollarına dökülen gözyaşları.Sanrılarım ağlasın yitirilen anıların ardından, hıçkırıklarıma karışsın içimin çığlıkları,fırtınalarım dağıtsın senden kalan ne varsa.Susmalarımla vurayım yüreğine bana verdiğin aşkı.Sonra ağlayayım gözlerine bakıp ve beni bekleyen yalnızlığa vurayım kendimi… Beni bekleme yar,sen git ve unut ikimiz adına ne kaldıysa. Su alan gemiler gibi batarken bir aşk,ellerimin tutamayacağı bir kaybediliş hikayesiyle elveda ediyorum sana.Gözlerinin kal bakışlarına dayanamayan yüreğim,anılara verirken adının hayatıma adadığı şarkıları,ben ayrılığın sesini alıp,o sahil kenarında haytımı yalnızlığımla ezip sessizce bu kenti terk ediyorum. Sürgün sevdalara yazılmış bir aşktı sana verdiğim. Başımı omzuna dayadığım gün duydum ben ayrılığın sesini,Yıllar önceydi ve korkularım çocuktu henüz.Aşk zırhını giydiğim yüreğime hiçbir kılıç dokunamaz sanıyordu hayatı pembeye boyamış düşlerim,cesareti almıştım tüm korkularıma inat ama olmadı yar yollar seni bana uzak kılmak için ant içmişti ve ben yolları yenecek kadar büyümemiştim henüz. Senin hiç bilmediğin diyarlardan gelmiştim ben,yaralıydım ve yalnızdım çok.Bedenimde silinmeyecek acılar taşıyordum,hiç doğrulanamayacak yalanlar.Her gece adını unutmam için işkence ediliyordu ruhuma.Direnişlerimle doğan güne uyanıyor,sonra en masum ve acısız maskemi takıp seni alıyordum hayatıma.Suskunluğum başka bir dünyanın hava boşluğuna veriyordu kendini.Ben senli zamanlarımda,ağlamıyordum,mutluydum.Gecelerimde ise senli geçen tüm zamanların sorgusuyla kaıyordum gözlerimi hayata. Sensizliğin içimi yakan tenhalığında hep o sesi duyuyordum ben.Ayrılık ardımdan geliyor ve sessizce sokulup yanıma,yolların beni beklediğini hatırlatıp gidiyordu.Sonra ben ağlıyordum o gülüyordu.Işıkları söndürüyordu aşk ben yorgun ve bir sorgu sonrası bitkinliğiyle,ellerim birbirine kavuşmuş öylece sızıyordum. Sürgün sevdalara adanmıştı bu aşk ve son adıyla yazılmıştı bizim hikayemiz.Gözlerinde büyüttüğüm pembe düşlerimle gidişlerime veriyordum kendimi.Adım adım kaçıyordum senden ve bir gece zafer bayraklarını çeken ayrılığın sesiyle kaybelilişlere vurdum kendimi. Gittim... Şimdi bağır ardımdan,bakışlarınla vur beni yar! Vur ki kolay olsun bu terkedişin yollarına dökülen gözyaşları.Sanrılarımın düğününde oynamasın hiç kimse.Varlığınla güneşlere açtığım yelkenler insin.Acı bana,ağlama... Hadi vur,vur ve kurtar kendini benden.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SİNEM SEMERCİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |