..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Hişyar Arıkan




8 Şubat 2010
İnsan Olmak Utanç Vericidir Bazen  
Hişyar Arıkan
Medine... Çorak toprakların, gece karanlığının gaz lambalarıyla yırtıldığı köhne odalarında, mürdüm eriği buğulu gözlerle, ancak gece kurduğu hayallerle köyünün dışına çıkabilen; köhne bir babanın ve çorak bir dedenin alçak zihniyetiyle toprağa diri diri gömülen Medine...


:BJHA:
Hayvanlar, sadece hayatta kalabilmak için şiddete baş vururlar. Temel ihtiyaçlarını karşılamak ya da bir tehlikeden korunmak için; insana ya da hayvana ( nadiren kendi türüne ) karşı zor yoluna baş vururlar. Bunun dışında hayvanlar, bir dış uyaran olmadan, durduk yerde şiddet uygulamazlar. Hayvanın insandan daha üstün olan yanıdır bu belki de..
İnsanlık tarihi başlı başına bir şiddet tarihi olarak da adlandırılabilir. Temel ihtiyaçlarını karşılamak ve kendi türünü devam ettirebilmek dışında; daha fazla çıkar sağlamak, egolarını tatmin etmek, iktidar hırsı ya da psikiyatrik bir hastalığa bağlı olarak şiddet uygulamak gibi yöntemlerle hayvanlardan ayrılır insan. Bu yöntemlerin hemen hepsi de geri toplumlarda olabildiği gibi çağdaş toplumlarda da görülebilir. Ancak, öyle bir şiddet yöntemi var ki, bu sadece bizim gibi geri toplumlarda görülebilir ancak. Bu da, tabiri caizse, " elalem ne der " şiddetidir. Konu komşu, akraba hatırına işlenen ve çoğunluğu cinayetle sonuçlanan bu tarz şiddeti bizim ülkede görmek yürek sızlatıcı olduğu kadar bizim için utanç vericidir de aynı zamanda.

Medine... Çorak toprakların, gece karanlığının gaz lambalarıyla yırtıldığı köhne odalarında, mürdüm eriği buğulu gözlerle, ancak gece kurduğu hayallerle köyünün dışına çıkabilen; köhne bir babanın ve çorak bir dedenin alçak zihniyetiyle toprağa diri diri gömülen Medine...
Bildiniz mi onu? Hani şu Adıyaman'da, kümesin yanında kazılan çukura diri olarak atılıp da üstüne kürek kürek toprak atılan ve gazetelerin onu haber yapması için bir resmini dahi bulamadığı ve haberin altına robot resmini çizdiği on altı yaşındaki talihsiz kız çocuğu. Utancımızın ve onursuzluğumuzun son abidesi.
Bir fotoğrafı olmadığı için; gazetecilere, kumral saçlı, kahverengi gözlü güzelce bir kız olarak tarif etmiş köylüler.
Buğulu gözleri varmış Medine'nin. Bilenler güzelce bir kızdı diyormuş. İstanbul'u dizilerde izliyormuş. İzlediği dizilerden etkilenince, ailede gördüğü şiddeti gidip karakola bildirme gafletinde bulunmuş.
Kız olarak doğduğu için zaten bir tarafı eksik, bir kanadı kırık olarak başlamış hayata. Baştan kaybetmiş. Yaman bir coğrafyanın yaman törelerine yenik düşmüş böylece. Hayvani erkek egemenliğinin töresine, kansız ve nefessiz kurban edilmiş Medine.
Hayvanlar bunu yapmıyor. İnsan olmak gerçekten utanç vericidir bazen.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Üç Soysuz

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kanser Hastalarına Tavsiyeler
İki Toplumsal Yara
Edebiyatın Biçim ve Zaman Özgürlükçüleri
Ruhumuz Bozuk Çıktı!
Yürek Aldatmaz

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yaşamalı [Şiir]
Ben O Değilim [Şiir]
Eylül Bakışı [Şiir]
Dipsiz Kuyu [Şiir]
Uzak Hayallerden Yakın Mesafeye [Öykü]
Annem Olsaydı Elimden Tutardı (3) [Roman]
Annem Olsaydı Elimden Tutardı (2) [Roman]
Annem Olsaydı Elimden Tutardı (1 ) [Roman]
Utanç Duyuyorum [Eleştiri]


Hişyar Arıkan kimdir?

Yıllardır düşündüklerime şekil vermektir arzum. Başarabilir miyim bilmiyorum ama buna kararlı olduğumu biliyorum. Hiç bir iz bırakmadan bu dünyadan çekip gitmek ne kadar acı bir şey. İz bırakanların izini sürmektir niyetim.

Etkilendiği Yazarlar:
İrvin Yalom, Amin Maalouf, Ahmet Altan, Cezmi Ersöz, İhsan Oktay Anar


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hişyar Arıkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.