..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Hişyar Arıkan




15 Mayıs 2015
Kanser Hastalarına Tavsiyeler  
Hişyar Arıkan
“Kanser” kelimesi, her duyanın irkilerek dinlediği, lanetli bir kelime gibidir. Hastalığa yakalanmamış olanların burun kıvırarak uzaklaşmaya çalıştığı, ancak hastalığa yakalanmış olanların da kafalarında ölüm tamtamlarının çaldığı korkunç bir travma gibidir. Her iki yaklaşım da bana göre yanlıştır.


:AECI:
“Kanser” kelimesi, her duyanın irkilerek dinlediği, lanetli bir kelime gibidir. Hastalığa yakalanmamış olanların burun kıvırarak uzaklaşmaya çalıştığı, ancak hastalığa yakalanmış olanların da kafalarında ölüm tamtamlarının çaldığı korkunç bir travma gibidir. Her iki yaklaşım da bana göre yanlıştır. Bu bakış açısı, toplumun oluşturduğu bir korku algısından başka bir şey değildir. Kanser, elbette çok ciddi bir hastalıktır. Ancak ne sondur ne de sonun başlangıcıdır.

Benim başıma geldiğinde,bu hastalıkla ilk defa yüzleşen, hemen hemen tüm hastalar gibi, büyük bir korku ve dehşete kapıldım. Yine bizim yarattığımız bir çeşit öz savunma algısına göre, bu tür hastalıklar bizim için değil, başkaları içindi. Oysa iş başa geldiğinde, kazın ayağının öyle olmadığını dehşetle öğrenmiş oluyoruz. Ama uzun bir sarsıntı ve bocalamadan sonra, meraklı araştırmalar ve yakınlarımızın da desteğiyle ayaklarımız yere basar ve daha yaşanacak çok şeyin olduğunu yavaş da olsa algılamaya başlarız.

İnsanların geçirdiği ve ölümcül olan sayısız hastalık ve kaza türleri var. İlk defa kalp krizi geçiren bir insanın (zamanında müdahale edilmezse) hemen ölme olasılığı yüksektir. Ya da trafik kazasında, kafa travması geçiren birinin ölme olasılığı da o kadar düşük değildir. Oysa kanser olduğunu öğrenen hiç kimse, hemen, o an ölmemiştir. Ölmez de. Sadece kendisini uzun ve sabırlı bir tedavi dönemi beklemektedir. İlk bocalamalardan sonra, hasta kendine gelir ve daha iyi tedavi, daha iyi beslenme ve daha kaliteli yaşam için kolları sıvar. Bazen yanlış ve eksik de olsa, birinci derece yakınların ve çevrenin büyük destekleri alınır. Bu toplumda hiç kimse, kanserli bir hastayı bilerek mutsuz edecek söz ve ve davranışta bulunmaz. Kansere yeni yakalanmış hastalara acizane bir kaç tavsiyem olacak. Uzmanlık alanlarına girmeden, yalnızca yaşadığım tecrübeye göre aklıma gelen birkaç şey:

- Yaşadığınız şey dünyanın sonu değildir ve sadece sizin başınıza gelmedi.

- Kanser, günümüzde neredeyse grip kadar yaygın olan bir hastalık artık. Başınıza geldikten sonra, uzağınızda ya da yakınınızda, kansere yakalanmış insan sayısının ne kadar çok olduğunu görünce, siz de şaşıracaksınız.

- Hastalığınızı çevrenizden saklamanız, bence doğru değil. Paylaşıldıkça azalan acılar teorisini :) hatırlayın.

- Bu sizin kabahatiniz değil, sadece gerçekliğinizdir.

- Kemoterapi sırasında bir hasta bana, “kanser oldu diye insan hemen ölmez, korkma!” demişti. Gerçekten de öyle. Ölüm korkusu yararsız ve gereksiz bir duygu. Ben hiçbir faydasını görmedim. Enerjinizi korkularla harcamayın.

- Tedavi sırasında, ya da iki seans arasında keyif alabileceğiniz şeyler yapın. Ben bir defasında, eşim ve çocuklarımla beraber (en büyük hobim seyahat olduğu için) üç günlük kısa bir tura çıkmıştım.

- Sevdiklerinizle sık sık bir araya gelin, imkanlarınız ve sağlığınız el veriyorsa onları yemeğe çağırın. Yemek veya etkinlik davetlerine icabet edin.

- Beslenmenize dikkat edin. Kemoterapi sırasında, iştahsızlık ve bulantı en sık yaşanan etkilerdir. Ama ne olursa olsun yemeğinizi tam yiyin ve almanız gereken, doktor tavsiyesi olan takviyeler varsa alın.

- Yapmak isteyip de şimdiye kadar yapamadığınız bir hobiniz varsa, (saz kursu, dil kursu vb.) bunu hayata geçirmek için kolları sıvayın.

- Yaptığınız her şeyden keyif almaya çalışın. Gece gündüz, arpacık kumrusu gibi düşünmenin ve beyninizi bedeninize odaklamanın hiç bir faydası yok. Yaptığınız yürüyüşten, dinlediğiniz şarkıdan veya epeydir görmediğiniz birini görmekten maksimum keyif alın.

- Ölüme değil, yaşama odaklanın. Belgesellerde izlemişsinizdir. Doğada güçlü olan kazanır. İnsan da öyledir. Moraliniz ve yaşama sevinciniz ne kadar yüksekse, hastalığa karşı direnciniz ve tedaviye yanıtınız da o kadar yüksek olur.

- Kanserle ilgili iyileşme mucizelerine inanın ama doktor onayı olmayan hiç bir ilaç almayın. Unutmayın; iyileşme mucizelerini yaratan yüksek moral ve inançtır.

- Şunu unutmayın ki; hayatın olduğu yerde ölüm yoktur. Sen varsan dünya var, sen yoksan dünya da yoktur. Sen şu anda varsın. Varlığına değer ver, kaliteli yaşa..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Üç Soysuz
İki Toplumsal Yara
Edebiyatın Biçim ve Zaman Özgürlükçüleri
İnsan Olmak Utanç Vericidir Bazen
Ruhumuz Bozuk Çıktı!
Yürek Aldatmaz

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yaşamalı [Şiir]
Ben O Değilim [Şiir]
Eylül Bakışı [Şiir]
Dipsiz Kuyu [Şiir]
Uzak Hayallerden Yakın Mesafeye [Öykü]
Annem Olsaydı Elimden Tutardı (3) [Roman]
Annem Olsaydı Elimden Tutardı (2) [Roman]
Annem Olsaydı Elimden Tutardı (1 ) [Roman]
Utanç Duyuyorum [Eleştiri]


Hişyar Arıkan kimdir?

Yıllardır düşündüklerime şekil vermektir arzum. Başarabilir miyim bilmiyorum ama buna kararlı olduğumu biliyorum. Hiç bir iz bırakmadan bu dünyadan çekip gitmek ne kadar acı bir şey. İz bırakanların izini sürmektir niyetim.

Etkilendiği Yazarlar:
İrvin Yalom, Amin Maalouf, Ahmet Altan, Cezmi Ersöz, İhsan Oktay Anar


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hişyar Arıkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.