Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim |
|
||||||||||
|
BÜYÜKBABAMA Her haftasonu olduğu gibi aynı pazarlardan birini yaşıyorduk. Ama bu defa evin kasvetli havasından biraz kurtulup, kardeşimle birlikte ablama gitmek üzere yola çıkmıştık. Annem tabiki her defasında olduğu gibi gitmeyin yada erken gelin gibilerinden sözler sarfediyor ve içimize pişmanlık düşürüyordu. İnatlık bu ya mutlaka dediğimi yapacaktım. Tarih 07.05.2006.ablamdaydık. Yiğenimi ne kadarda özlemiştim. Daha yeni dünyaya gelmiş küçük bir melekti adeta. Oturup uzun uzun sohbet ettik ablam ve eniştemle. Eniştem büyükbabamı sormayı ihmal etmemişti. O sıralar büyükbabamın kalp rahatsızlığı vardı sürekli doktora gidip geliyordu. Bende nede olsa düzelecek diye pekde önemsemiyordum, üzülüyordum hemde çok, ama kötü birşey olacağı aklımdan geçmiyordu. Çünkü o benimbüyükbabamdı. Kardeşim eniştemin sorularını yanıtlıyor bende ablamla konuşuyordum. Doktorun büyükbabam için "CANLI BOMBA" tabirini nasıl duygusuzca yüzüne vurduğunu anlatıyordum. Ablamda en kısa zamanda ziyarete geleceğini söylüyordu. Oysa büyükbabam biz bunları konuşurken çoktan vefat etmişti bile. Yavaş yavaş hava karardığı için kalkmamız gerektiğini farkettik. Yola çıktık mayıs ayında olmamıza rağmen hava oldukça soğuktu. Dolmuşa binmemize az kalmıştı derken beklenmedik o telefon geldi. Arayan abimdi ve kardeşimi aramıştı. Kardeşim efendim diyor ama abimin hiç sesi çıkmıyordu. Sadece şu sözler çıkmıştı ağzından. "BÜYÜKBABAM"büyükbabam diyor ve ağlıyordu. Kardeşimin yüzünde beliren hayalkırıklığını anımsatan ifadeyi ölsem unutamam. Ne oldu diyorum bu defa kardeşimin sesi çıkmıyordu. Kısa bir süre sonra büyükbabam ölmüş dediğini hatırlıyorum. Beynime sanki bir balyoz inmişti. Eve nasıl geldiğimizi bile bilmiyorum. Hala şoktaydım. Taki kapıdan içeri girip o kalabalığı görünceye kadar. Hele ki büyükbabamı görünce buz gibi bir soğukluk bedenimi sarmış kocaman bir acıyla başbaşa kalmıştım. Kelimelerin en yetersiz kaldığı anlardan biriydi. Ne söylenen sözler nede başka birşey, hiçbiri teselli etmiyordu artık. Hayatın tozpembe tarafından çok daha farklı boyutları olduğunu öğrenmiştim. Karşısında kimsenin duramayacağı koca bir dağ gibiydi ölüm. Yalnızlıktı, başbaşa kalmaktı. Öyle özlüyorumki onu. Artık sadece hatıraları kaldı. Keşke şimdi hayatta olsada o sıkıldığım sohbetlerini can kulağıyla dinlesem. Keşke...şimdi ne zaman o sokaktan geçsem acım ilk gün ki gibi tazelenir. Tüm zamansız telefonlardan ve o sakaktan nefret ederim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © özgü uzun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |