Bir demet gülle başlamıştı hikayenin geri kalanı. Herkesin gülen gözlerle aldığı bu tatlı hediye bende iki damla gözyaşına sebep olmuştu. Süzülen yaşlarımı silip bekle demiştin. Ağzından çıkan her bekle kelimesi hıçkırıklara boğuyordu beni. Çünkü zamanın ne kadar güçlü bir silah olduğunu çok iyi biliyordum. Herşeyin karşısında ne kadar aciz kaldığını. Daha o gün bunun bir ayrılık olduğunu paptyaları çok sevmeme rağmen bir buket gülle gelmenden anlamıştım. Ama nedense hiç konuşamamıştım. Sessizlik bütün kelimeleri satın almıştı sanki. Aslında buda diğerleri gibi sadece bir iş gezisiydi. Fakat bana neden farklı geldiğini anlayamıyordum. Son zamanlarda seni oldukça yorgun ve düşünceli görüyordum.Belkide durgunluğunun tek sebebi buydu nebileyim. Malesef çok az süre kalmıştı.Uçak saatine kadar ellerimi hiç bırakmamış sadece gözlerime konuşmuştun. Vee işte ayrılık. İlk günler fazla etkilememiş olsada sensizlik yavaş yavaş tedirgin duygular kol gezmeye başlamıştı beynimde. Galiba ben haklıydım. Gidişinin ardından tam 2 sene geçmişti. Tarık diye birinin var olduğu artık pek anlam ifade etmiyordu bana. Onca zamana rağmen tek bir telefon dahi etmemiş sır gibi kaybolmuştun. Demek ki birbirimize verdiğimiz sözlerin hiç değeri yokmuş senin için. Belkide tarif edemediğim duyguların asıl cevabıydı ayrılık. Saat 17.30 ne yazık burda olduğuma göre demek hala seviyorum. Biliyormusun çok iyi hatırımda herşey. bu oturduğumuz masada benim için okuduğun şiir ve iki fincan çay. Söylediğin gibi hala bekliyorum. O saf, büyük aşkın sahibi mert adam. Kimbilir belkide annem haklı. Artık hayatıma yeni birini almalıydım. Uzunda sürmedi. Uzak bir akrabamızdı kemal. Oldukça samimi davranışlarıyla kısa sürede kalbimi fethetmeyi başarmıştı. Hem böylelikle geçmişe sünger çekmem daha kolay olacaktı. Düğüne sayılı günler kalmıştı. Herkesin mutlu olması benimde kendimi iyi hissetmeme neden oluyordu, unutuyordum galiba, ta ki o mektup gelene kadar. Az sonra nikahımız kıyılacak ve kemalin karısı olacaktım. Beklenmedik kapı zili postacıya açıldı. Üzerinde syn; Esin saygı yazan bu mektup bana aitti. Mektup benimdi ama göndereni tanımıyordum. Bir hışım kağıtta yazılanları okumaya başladım. O an kalbimin içinde yanan ateşi ölsem unutamam." Merhaba esin hanım, adım mehmet"."Beni tanımazsınız ama o çok iyi tanırdı"."Tarıkla hastanede tedavi süresince tanışmış ve kısa sürede çok iyi arkadaş olmuştuk"."Sizi onun anlattığı kadarıyla biliyorum"."Hikayenizi dinlerken her defasında gözyaşlarımı tutamaz beraberce ağlardık"."Görmeden tanık olduğum en büyük sevdaydı onunkisi"."Dedimya işte, uzun sürmedi arkadaşlığımız, yaklaşık 1 hafta önce tarık vefat etti"."Kalp damarları tamamen tıkanınca verdiği bu zorlu savaşı kaybetti"." Size ulaşmak için çok çabaladım ama her defasında tarığın o kırılması güç gururu bana engel oldu"."Artık yapabileceğim tek şey ölmeden önce şahsınıza göndermem için yazdığı bu mektup" "O GÜN SANA SADECE BEKLE DİYEBİLDİM. DÖNECEĞİME EMİN OLSAYDIM GÜZEL GÖZLÜM İNAN BANA ÇOK DAHA FAZLASINI SÖYLERDİM"