..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > seyfettin araç




14 Temmuz 2009
Cumartesi Bugün...  
seyfettin araç
Cumartesi bugün. Çocuk olmak isterdim en çok, hiç büyümeyen asla büyümek adına bir gelişme göstermeyen bir çocuk, yahut bir deli.


:BGBB:
     Cumartesi bugün..

     Cumartesi bugün. Sıcak bir kahve için erken uyandım, düşlerimde yeşerttiğim herkesi özlemle yad ederken kentin sarı renge dönüşen sokaklarını hayretle izledim. Hayatıma giren tüm acılardan ve dertlerden sıkılarak kendimden uzak kalmaya özen gösteren bir ruh haline büründüm. Kendimim evet, sadece sesime uzak karaktersiz bir şarkı gibi dilimde dolaşan bir hayatı yaşıyorum, evet. Herkesten ve herşeyden uzak olmayı düşlediğim zamanları hatırladım bu sabah, deniz kokusuna yakın olmak isterdim lakin. Ve fakat denize, dostlarıma, sevdiklerime, aşklarıma, kentime, aileme, sahip olduğum değerlere uzağım şimdi. Nerde ve nasıl olduğumun hiçbir ehemmiyeti yok yaşadığım tuhaflıkların ve yenilgilerin yanında. Sıcak bir kentin soğuk insanlarını tuhaf bir şekilde izliyor beni uzaklardan acıtan sevgilimi iğrenerek yad ediyorum. Çelişkiler içinde bir zaman içindeyim, umarsız bir hayat değil düşlediğim, biliyorum. Kelimelerin eksik veya yarım kaldığı tüm herşeyin içinde ruhumu acıtan tüm zamanların eski kavramlarını düşlüyorum.
     Cumartesi bugün. Çocuk olmak isterdim en çok, hiç büyümeyen asla büyümek adına bir gelişme göstermeyen bir çocuk, yahut bir deli. Kalabalıklar içinde yalnızlığı en iyi bilenlerdenim, tecrübe edip tadının bozukluğuna alışanlardanım. Kentime uzak tüm güzellikleri bir toz bulutu içinde iğrenç görenlerdenim. Kahve kokusunda gözlerini düşlediğim sevgilim vardı çok eskiden, kahve gözlerinden koku alırdı burnum. Kokusuna uzak kaldığım zamanlar kendime acır gözlerimde beliren damlaları saklamaya yeltenmezdim bile. Dilimin yettiği her kelimeyi cümleye çevirirdim onun için, her şarkıyı ona yormak gibi adetlerim vardı. Çok insan sevdim biliyorum, hümanistlikle de ilişkilendirmek hoşuma gidiyor açıkçası. Kaybettiklerimin tamamını geri kazanmayı düşledim çocukça bir düşle. Eski sevgililerimin tamamını bir ay içerisinde tek tek görebilme gibi enteresan hayaller kurdum mesela, hepsini ayrı ayrı öpebilme, ayrı ayrı konuşabilme gibi.
     Cumartesi bugün. Uzağım ülkeme, kentime ve düşümde kalan tüm güzelliklere yabancıyım. Bir bulut misali geziyorum heryeri ve esrarengiz bir biçimde bazı yerlere yağmur bırakıyorum bilmeden. Bazı yerlerden sadece geçiyorum, bazı yerleri görmüyorum bile. Sevgi zamanlarını bildiğim tüm insanların karakterini de bilirim biraz eksik biraz fazla. Nereye ait olduğumu biliyor, ait olduğum yeri kendime uzak görüyorum. Sevdiğim tüm insanların benim sevgime katkıları gibi bir durum; hayat. Tuhaflıklar silsilesi bir hayat ve aşk sancısı içinde tüm zamanlar kavramı. Kelime-i şahadet getirmek kadar basit bir hayat düşledim oysa. Söyleyecek ve müslüman olacaktım hayat yolculuğunda, tüm aşklarım arasında bir derviş. Basit olan herşey güzel, güzel olan herşey sade diye bir teorim vardı eskiden, daha cümle kuramama gibi eksiklerim ve başlagıçlarım yeniyken.
Cumartesi bugün. Bütün yaşananlar biter elbet, bilirim. Bütün sancılar geçer ve sözler silinip gider, kalan sadece tarihte bir sayfa melankoli durumu. Kadınlar sonbahar gibidir bilirim, yapraklarını dökene dek muhteşem birer ağaç, yapraklarını döktükten sonra göz yoran sancılı zamanlar başlangıcı birer zaman. Dünya bir ışık misali gözlerimizi kamaştırdığı vakit anlarız ki değişiyoruz, yenileniyoruz, bakmaya değil görmeye başlıyoruz, sevgiye değil aşka yelken açıyoruz, hayata değil yaşama merhaba diyoruz. Kusursuz bir gençlik yaşamak isterdim mesela, problemsiz aşk zamanları, kavgasız bir büyüme süreci. Ne olurdu o vakit, ne öğrenirdim hayattan, insanlardan aşklarımdan, ne öğrenirdim karanlıktan ve aydınlıktan. Hayat bize sunduğu herşeyin güzelliğini de beraberinde verirken elimizde ve avucumuzda kalan herşeyin rengini bize bırakıyor.
     Cumartesi bugün. Yaşadıklarıma kızgınlığım yaşayacaklarıma inancım var. Kendime güvenim geçmişime saygım geleceğime gülüşüm var. Su gibi berrak sözlerim ve güneş gibi aydınlık gözlerim var. Ben varım artık karanlıktan çıkarken düze, ben varım artık kendimi bilmeden herşeyi silmeyi redderken.          
Cumartesi bugün. Kimler var yanımda bugün!

          Saraç.. 27/06/2009 erbil

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Çok güzel anlatılmış, başarılı...
Gönderen: İdil Demir Tunaboyu / , Türkiye
10 Ekim 2009
"Basit olan herşey güzel, güzel olan herşey sade..." Hayat bir karmaşa ve insanlar muamma.İç dünyamızda fırtınalar koparken özveriyle damıttığımız harflerimiz ise güneş kadar, su kadar güzel ve mucize.O kadar iyi kendinizi, yaşadıklarınızı, sizden kopan parçaları bizlere anlatmışsınız ki yazınızı okurken kendimi de harflerin arasında buluverdim. Yabancı bir şehirde kaybolmak iyi gelir yaralı ruhlara. Bizleri kaybedenlere inat kendimizi buluveririz bir süre sonra. Umarım bütün bu yaşanan kırgınlıklar, kızgınlıklar kendinize yeniden doğuşun başlangıcı olur; ki yazınızda buna işaret ediyor.Kendimi de bularak okuduğum çok güzel bir yazı.Tebrik ederim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cancağızım...
Cumartesi Bugun 2
Vazgectim
İsmini Fısıldadılar Üç Kez...
Biliyorum Gideceksin...
Kar Yağar Kentimin Üstüne ve Ben Seni Özlerim
Yalan ve Kadın
Ardına Kadar Açık Kapı...
Sen...
Daha Dün Gibi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevismek... [Şiir]
Seni Özledim... [Şiir]
Sanki [Şiir]
Mutsuzum... [Şiir]
Okyanus [Şiir]
Hazan... [Şiir]
Ayaz... [Şiir]
Bu Sabah... [Şiir]
Öğledensonra [Şiir]
Hayat'ım... [Şiir]


seyfettin araç kimdir?

sadece deniyorum. . yazabiliyormuyum bilmiyorum, gerçekten sadece deniyorum. .

Etkilendiği Yazarlar:
orhan pamuk, yaşar kemal, nazım hikmet, mehmed uzun ve ahmed arif


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © seyfettin araç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.