..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Şevket Başıbüyük




14 Temmuz 2009
İçinde Acı Geçmeyen Yazılar  
Şevket Başıbüyük
Ben de çok isterdim içinde “acı” geçmeyen yazılar yazmayı. Suya-sabuna dokunmadan… Ezilenlerin feryadını duymadan… Komşusu açken uyuyabilen… Vurdumduymaz bir hayat yaşamayı ben de denemek isterdim. Söylenenlere aldırmadan yazılar yazmayı hem çok isterdim, lakin gördüğün/gördüğünüz gibi beceremiyorum.


:AGFB:
İçinde acı geçmeyen yazılar

Ben de çok isterdim içinde “acı” geçmeyen yazılar yazmayı.
Suya-sabuna dokunmadan…
Ezilenlerin feryadını duymadan…
Komşusu açken uyuyabilen…
Vurdumduymaz bir hayat yaşamayı ben de denemek isterdim.
Söylenenlere aldırmadan yazılar yazmayı hem çok isterdim, lakin gördüğün/gördüğünüz gibi beceremiyorum.
Geçenlerde, Malatya’nın yetiştirdiği ilim adamlarından Ramazan Keskin Hoca ile Adıyaman’a bir seyahatim oldu.
Yol boyunca bagajları yükle dolu/haddinden fazla yüklerle işçi taşıyan transit minibüslerle karşılaştık.
Adıyaman’dan Malatya’ya kayısı bahçelerinde çalışmak üzere katar katar yollara düşmüş ırgatlar gördüm.
“Adıyamanlılar olarak Vali ve Emniyet Müdürü hariç hepimiz kayısı toplamaya gidiyoruz” şeklinde bir espriye -şahsen- gülmedim ama çok manidar buldum.
Sonra Adıyaman Belediye Başkan yardımcılarından biriyle yaptığımız görüşmede; “...yaklaşık 50 bin insanımız bu mevsimde Malatya’da kayısı bahçelerinde çalışıyor” verisi yukarıdaki espriyi doğrulamış olduğunu gördüm.
Diyebilirsiniz ki (bel ki diyebilirsiniz) bütün bunları neden anlatıyorsun…
Sahi bütün bunları neden anlatıyorum?
Yazacağım onca konular varken…
Ama şu bir gerçek ki, nerede sırtı açık, karnı aç, gözü yaşlı bir insan görürsem herkesten önce benim yüreğim kanar.
Adıyaman yolculuğumda da, yol boyunca istif istif minibüslere doldurulan ırgatlardan biri değildim elbet. Lakin onlardan biriymişim gibi aynı acıyı hissettim.
“Adam bana ne onlardan” deyip geçmedim.
Empatinin ötesi sempatiyle selamladım onları…
O gün ikindi namazı sonrası Adıyaman Merkez Camiinde cenaze namazını kıldığımız cenazenin yerine kendimi koyduğum gibi…
O gün ikindi nazmımızı Adıyaman Merkez Camiinde kılmıştık.
Çıkışta bir tabut gördüm. (Cenaze namazını kıldırmak için getirmişler camiye.)
Tüm cami cemaati gibi biz de safa geçerek yerimizi aldık.
Tabutun üstündeki yırtık ceket yalnız benim değil Hoca efendinin de dikkatini çekmiş…
Tabutun üstündeki o eski ceket her şeyini ifade ediyordu o mevtanın…
Kimsesizliğini, garibanlığını, yöreye has kişiliğini ele veriyordu…
Kim olduğunu bilmediğim bu insana da “adam bana ne” diyemedim ve biraz da onun için ağladım kimseciklere göstermeden gözyaşlarımı…
Aslında anlatmak istediklerimi Mehmet Akif daha güzel bir dille anlatmış…
“Kenâr-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu!

Bir ihtiyar kan bî-kes kalır, Ömer mes'ûl!
Yetîmin, girye-i hüsrân alır, Ömer mes'ûl!”




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tasalanma Ey Reis!..
Başbakanın Malatya Mitingi
Yalnız Değilsin Reis!
Anneler Günü Safsatası
"Auto Show"
Ey Dünyanın Buzdağları!..
Şiddetin Her Türlüsüne Hayır
Goji Berry
O Hem Ulvi
"Para Veren Altın Bulsun"

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir "Şişirme Duası" Hikâyesi
Kınıfır Bed Renk Olursa…
"Şişirme Duası"
Kitap Okumak Eğlenceli Bir Eylem…
Tarihe Yoculuk
Sağır Kaplumbağa
Dicle Kıyısında Bir Mağara Kent
Piyerloti
Beydağı"na Kar Düştü
Akabe

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Cennet Gülleri [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Çocukluğum [Şiir]
Duvardaki Saat [Şiir]
Olma Geveze [Şiir]
Özgürlük [Şiir]
[Şiir]
Bizim Kadir de Ehliyeli Olunca… [Öykü]
Vay Sözüm Vay… [Öykü]


Şevket Başıbüyük kimdir?

Edebiyatın karın doyurmadığını bile bile aç kalma pahasına yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazım olan sıradışı bir yazar

Etkilendiği Yazarlar:
Roman, Hikaye, Şiir, Biyografi, Gezi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.