..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > lal-i handan




8 Temmuz 2009
Ölüm Hüzünleri  
Gençliğimin kurtarılmamış sevinçleri saklı kalıyor sende. Bir de iğde kokuları, sığmaz oluyor bu şehre..

lal-i handan


Mevsimlerden hazan şimdi, iğde kokularıyla ruhumu saran. Ve buruk bir gidiş; öylesi serilmiş boylu boyunca... Sessiz bir eksilişsin ömrümden.


:BCGE:
İğde ağaçları vardı daha ömrümde.
Yokluklarında gözlerimizi dolduran özlemler vardı. Bir ilk yazın yaşanmış ve yaşanacak hatıraları vardı daha... Henüz vakti gelmemiş sevinç kıpırtılarıyla dolu bir yüreğim vardı.

Susma vakitlerinde yaptığım iç konuşmalarım, dar vakitlere sığdırdığım mutluluklar... Dostluk kitabının tozlu sayfalarına hapsettiğim arkadaşlarım vardı. Gölgesi, gerilemesi, sığınağı olmayan amansız bir sevgiydi hissettiklerim. Ayrıcalıklı bir durumdun benim için. Sana karşı takınmam gereken tavırlar, söylemem gereken sözler vardı daha dilimin ucunda. Şifahen üflenmiş bir nefes gibi geçen hayatlarımızda; yaşanmışlığın tınısıyla hissettiklerimiz vardı...


Düşüncelerimin en ağır yolculuğu oldu ölümün. Yüreğimin en can alıcı noktasına yerleştirdim gidişini. Geride kalansa yüzümün bildik hüznü... Mevsimlerden hazan şimdi, iğde kokularıyla ruhumu saran. Ve buruk bir gidiş; öylesi serilmiş boylu boyunca... Sessiz bir eksilişsin ömrümden.


Dillerim dolaşmadan yazabilsem seni. Sözü de yormasam... Yazamadıklarımdan çoksun biliyorum. Biliyorum; varlığın anlamını öğrenmek için, ölümün büyüsüne kapılmak gerektiğini. Gizli bir muammasın artık çözmeye çalıştıkça, dolaşıyor mantığım. Gözlerinin ıslattığı her yaşamdan bir parça olarak kalıyorum, ardında.

Hüzünlere karışan bir inatla kaybediyorum gözlerinin rengini. Yürüyüp durduğun yollara serpiyorum hatıraları. Yüreğime yaktığın ateşi söndürmemek için diri tutmaya çalışıyorum. Sen ölüm şehrinde yaşarken, ben çocukluğumda bana verdiğin iğde ağaçlarının çiçekleriyle oyalıyorum kendimi. İçimden kopup gelen en derin acıları, gözyaşlarımla yıkıyorum. Seni susuyorum duyuyor musun? Seni susuyorum...

Kaybolmayayım diye geçtiğim yollara, düş kırıklıkları ekmişim meğer. Meğer penceremin kıyısına çarpan kör şarkılardan, sevincin payını çoktan düşmüşüm. Korkularımın içine yerleştirdiğim pollyanna mutluluklar ve büyük çerçevelere hapsedilmiş hayat artıklarından başka elimde kalan birşey de yokmuş. Sen yokmuşsun meğer. Artık yokmuşsun...


Aslında sen; benden iyisini yapıyorsun, benden önce ölmekle. Derin bir çizik atıp gidiyorsun, acı duyuyor yüreğim. Ama bunu kendime bile hissettirmek istemiyor gibiyim. Toprağının derinliklerinde kaybediyorum kendimi. Gençliğimin kurtarılmamış sevinçleri saklı kalıyor sende. Bir de iğde kokuları, sığmaz oluyor bu şehre..

lal-i handan

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ....
Gönderen: Zuhal Demirci / , Türkiye
5 Ekim 2009
SÖylenecek pek söz kalmamış bana ve bize... Eline sağlık yüreginden kopup gelen cümlelerine sağlık....

:: iç denizin sesi..
Gönderen: Aysu / , Türkiye
22 Ağustos 2009
hep sevmişimdir insanın kendiyle yüzleşmesini kendini dinlemesini iğde ağacında asılı bir mektup gördüm zarfına hazan sarılı..sevgiler




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



lal-i handan kimdir?

Tanrı' nın izini bulmak, kendi dışımdaki gerçeğe; uzun zaman insanlardan gizlenmiş bir gerçeğe dokunur gibi dokunmak, giysinin eteğinden yakalayarak yüzündeki peçeyi çekip almak ve yüzünü insanlara göstermek isterdim. Ama kendi kendimden başka birşey bulmak yokmuş kaderde. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Çalgısız çalgı... Seni çıkardığı seslere hayran bırakan. Ama seslerin önemi yok benim için. Ben kendinde kendini taşır görmek isterim yine kendimi...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © lal-i handan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.