..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Başkaldırı > Sevgili Özbek




1 Mayıs 2009
Dar Ağacında Üç Fidan  
Sevgili Özbek

:BCBA:


Nihat Behram’ın ellinci basımı “Dar ağacında üç fidan” kitabını bir kez daha okudum geçenlerde. Şimdiye dek bildiklerim sanki yok olmuştu da, olayı yeni yaşıyorum gibi, aklımın şaşırdığını, vicdanımın ve yüreğimin sızlayıp yandığını taa derinlerden bir kez daha hissediyor, akan göz yaşlarımla hâlâ anlıyamıyordum, hâlâ anlıyamıyorum. Türkiye kamuoyunun günlerdir aldıkları haberlere rağmen, göz göre göre bu üç fidanımızın idam infazlarının gerçekleştirilmesinde kalınan sessizliği hâlâ anlıyamıyorum…

1972 Mayısının beşinci günü infazlara ilişkin haber yayınlandı. Zaman geçmek bilmezken ilerleyen dakikalar, 6 Mayıs şafağını ebedi hüzünlü yaslara devirdi. Yeni bir günün başlangıcını demir topuklar çınlatıyordu artık. Binlerce Ankara’lı gözlerini yummuş, kulaklarını tıkamıştı. Aylardır üç fidanın ölüm haberlerini bekleyenler ise, ha oldu ha olacak telaşındaydılar. Güneş aydınlatmadan şafağı, örümcek ağlarıyla sarılmış kirli dünyanın insanları, darağacına çıkarıldılar Deniz, Hüseyin ve Yusuf’u.

Beş kişi ölümle yüz yüze getirilmeyi bekliyordu 6 Mayısın sinsi şafağında… Üçünün körpe bedenlerinde durdurulacaktı yürekleri. İkisi avukattı; durdurup yüreklerini darağacında üç fidanı sallanırken izleyeceklerdi.

Aydınlıktan korkan yarasalar, üç fidanımızı ölüm anında bile serbest bırakamadılar. Ayaklarında zincirlerle, elleri bir daha bırakılmamak üzere arkadan bağlı darağacına getirildiler Deniz, Yusuf ve Hüseyin. İlkin Deniz asılmıştı, boyu masaya değdiği için masa da çekildi ve tam 50 dakika ipte asılı kaldı Deniz, tam 50 dakika… Henüz 25 yaşındaydı, yaşamak istiyordu O.

Deniz ve arkadaşlarının Türkiye’li milletine şu seslenişlerinden öte:

Büyük Türk Milleti! Atatürk için toplanalım! Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için, Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için, Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için, Tam bağımsız geçekten demokratik Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.!
Yaşasın Türkiye!
Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadelesi!

Babasına yazdırdığı seslenişinde de şunları söylüyordu; “Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içerisinde çok şey yapabilmektir. Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmamıştır, O bu yolu bilerek seçmiştir. Kardeşime bilim adamı olmasını tembihle ve öyle olmasını istiyorum! Unutmaki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

Bu sözleri söyleyen aşk çocuğu, tam 50 dakika ipte asılı kaldı. Kararlı bakışları ve onurun sahipleri bu üç fidan 20 ila 25 yaşları arasındaydılar. Geleceğimizin aynaları siz, mücadeleniz ahtımız olsun…

Hangi yürek dayanmaz onların o kararlı, dik ve onurlu başlarıyla ölüme korkusuzca gitmelerine! Hangi yürek kabul etmez yaşama varmak için, körpe bedenlerin taşıdıkları o efsanevi kararlılıklara. Anılarınız önderimiz, cesaretiniz sembolümüzdür, kararlılığınız ve fikirleriniz sevgimizdir çocuklar, aşk olsun size aşk olan çocuklar…


01/05/2009

Sevgili Özbek



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın başkaldırı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çoğul
Ey Sevgili
Ayrılık Ayracı
Terör
Anne!
Kazlar ve Kozlar
Ucuz...

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgi Nedir
Nevruz Bayramı (Anı)
Bahar-ı Düş Lütfen
Baş Öğretmen Atatürk
Feodal Kırıntılar
Kars"ı Yaşamak
İnsan Olmak
Dünden Kalma Aşk Bu
Dışarıda Kar Var
Yeni Yıl Teraneleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aşkın Halleri I (Ağrı Dağı) Anneme İthafen... [Öykü]
Seyr-i Sefer [Öykü]
Güneşin Üvey Çocukları [Öykü]
Sevgili [Öykü]
Âşkın Şehidi [Roman]
Ayrılık [Deneme]
Göydağ"da Yağmur Yağdı Gözlerime [Deneme]
Kadın Kim Edebiyat Kim * [Deneme]
İnternet ve Biz [Deneme]
Bayram Gelmiş [Eleştiri]


Sevgili Özbek kimdir?

Siir yaziyorum, ve hikaye denemelerim var. Amacim gerçekten yazabilmek.

Etkilendiği Yazarlar:
Nazim Hikmet Ran ve gerçekten yazan her yazar


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Sevgili Özbek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.