..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Didaktik > Sevgili Özbek




25 Temmuz 2006
Güneşin Üvey Çocukları  
Sevgili Özbek
Onlar, güneş doğarken şafak ezgisine yansıyan buğday sarısının mavi ışığını bilmeden, hayallerinde ki atiyi gül nesline benzetip yaşamaya çalışan çocuklarimizdi.


:BBIG:
Onlar,

güneş doğarken, şafak ezgisine yansıyan buğday sarısının, mavi ışığını bilmeden, hayallerinde ki atiyi, gül nesline benzetip yaşamaya çalışan;

bir yangın sonrası gibi, bakır tenlerinin çatlak çizgiler gölgesinden, yoksulluğun bir başka gecesinde, üzerinde şaklayan kamçının ucunu, bilinçsizce yakalamaya uğraşan;

gümüş bedenlerinde minik kalpleriyle, hayatın ince sızısında, kin ve nefretle büyüyen, büyütülmek üzere salıverilen, güneşin üvey çocuklarıydı.


Onlar,

mümkünü yok, kendi iç dünyalarında kocamandılar. Erken vakitlerde dana ve kuzu güderek, hayatın yelpazesine, sanki şimdiden alışmak gibi devam ettiriyorlardı yaşamlarını. Kangalları toplarken; ellerine gurbet gibi batan dikenlerin acısına aldırmadan, kendi aralarında, keyifle günü akşam ediyorlardı.


Onlar,

yurdumun tüm çocukları gibi, isteksizce, hazırlıksız doğmuşlardı.Üvey çocuk olmanın koşullarında daha bir değişmeyen...' Böyle gelmiş böyle gider' değimini doğrularcasına, bilemeğe ömür törpüsü gibi bırakılmışlardı.
Yetiştirme tarzımız anlayışından, çocuklar, yalnızca çocuklarla ve kendi aralarında oynardı. Hayatlarında öğretmenleri dahil, yetişkin bir insanla oyun oynamamışlardı hiç. Artı,yine güneşin üvey çocukları muamelesi görüyorlardı. Onlara; 'Haydi, ya kar topu oynayalım.' dediğimde gülüşmüşler, ciddi olduğumu gördüklerinde de şaşırmışlardı.Oyun esnasında, ilk yadırgamaları geçtikten sonra, yüzlerinde ki mutluluğun çoğrafyasını çizememiştim bir an.Toz içinde kalmış yüzlerinde, tıpkı, tuz ve kül arasında açan nadide karanfilleri yansıtıyorlardı.


Düşündüm bir zaman; uzun yıllar çocuklarla çalıştığım dönemlerde, türk çocuğu, arap çocuğu, fransız çocuğu diye bir şeye ratlamamıştım. Hangi ulustan olursa olsun, hangi renkten olursa olsun, aynı isim altında, (ÇOCUK) aynı koşullarda, aynı muamele görüyorlardı.
Ağaç yaşken eğilir* kavramından;
kin ve nefretle, sevgisizliğin sıkıntılarında şefkatten yoksun, ayrıcalıklar içerisinde büyüyen çocuklar, gelecekte, insanlığa ve ülkeye ne gibi faydalar getirebilirdi?


Kıssadan hisse,
yeryüzüne sunulan yağmurdan sonra, renkler cümbüşünü tüm yeryüzüne akseden gökkuşağı, dünyanın heryerinde aynıdır.

Şair demiş; bebeklerin ulusu yok* diye. Şimdi aynı şey, çocukların ulusu yoktur.İnsanlığa armağan olan çocuklar, evrenin ağustos yadigârıdır.


Üşüyen göğsümüzden, onlara olan değerin altın saçaklarından tutam tutam çıkarıp, güneşle ısıtarak, irfan tohumlarını saçalım.Her tanenin bırakacağı ileti ekosunda kalıntılar ve alıntılar yaşadığımızı, yaşayacağımızı hatırlayarak...

Seni ne çok sevdim bilsen çocuk..
Özlemine tutunduğum yekta ülkem de
Çok uzaklardan bağrıma işleyen
Hardan,
Ateş oldun kilitlendin ben de

02/07/2006

Sevgili Özbek






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşkın Halleri I (Ağrı Dağı) Anneme İthafen...
Seyr-i Sefer
Sevgili

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevgi Nedir [Şiir]
Nevruz Bayramı (Anı) [Şiir]
Bahar-ı Düş Lütfen [Şiir]
Baş Öğretmen Atatürk [Şiir]
Feodal Kırıntılar [Şiir]
Kars"ı Yaşamak [Şiir]
İnsan Olmak [Şiir]
Dünden Kalma Aşk Bu [Şiir]
Dar Ağacında Üç Fidan [Şiir]
Dışarıda Kar Var [Şiir]


Sevgili Özbek kimdir?

Siir yaziyorum, ve hikaye denemelerim var. Amacim gerçekten yazabilmek.

Etkilendiği Yazarlar:
Nazim Hikmet Ran ve gerçekten yazan her yazar


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Sevgili Özbek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.