Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Sadece medyadan takip ettiğimiz bir savaş daha çıktı.Elimiz kolumuz bağlı film seyreder gibi seyrediyoruz olanları.Tıpkı Irak gibi,tıpkı Güneydoğu Anadolu gibi.Eski savaşlar gibi değil bu savaşlar.Yani ne cephe var ne siper.Ne zamanında Iraklı askerler göğüslerini siper edip savaşmıştı,ne de şimdiki Filistin askerleri ..Bir avuç Çeçenler koskoca Rusya’ya kafa tuttu ama milyonlarca Arap ve Müslümanlar İsrail’e yenik düşüyor ve çaresiz kalıyor. Bunun nedenini bulmak lazım. 1948’den beri İsrail-Filistin meselesi neden çözülemiyor acaba? Hepimiz bu insanlık dramına haklı olarak duyarlı davranıp ayaklanıyoruz.Tıpkı Irak savaşı gibi.Aslında ben buna savaş demiyorum.Tek taraflı saldırının adı: DÜŞÜK KALİTEDE SIRTTAN VURMACA..Yani senelerdir memleketimizin yaşadığı,Irak’ın yaşadığı bu.Neden ayaklanıyoruz.Çünkü onlar Müslüman. Filistin laik bir ülke. Filistin’in %41’i Hıristiyan,%52’si Müslüman diğer kalan kısmı da farklı dinlerden. Yani batıda Filistin Hıristiyan olarak biliniyor. Asya da Müslüman olarak biliyor. İsrail Musevi olarak Ortadoğu kültürüyle Müslümanlara yakın olup Türkiye’yle iyi anlaşan bir devlettir. Barış yüzü görmemiş, devamlı soykırım ve savaş ortamından, savunma mekanizmaları artık şiddete dönüştüğü için en savunmasızı seçmek psikolojik olarak yapılan bir eylem halindeler. Hep barış istemiyle terörün getirdiği öfkeyle yapılan bir zulümdür bu. İsrail’in bu zulümde asla haklı bir sebebi yoktur. Sadece insanoğlunun yapısında olan şey vardır: GÜÇLÜ GÜÇSÜZÜ DAİMA EZER. Sabah ezanlarında misket bombalamak insanlık dışı. Kendimizi onların yerine koyduğumuzda içimiz acıyor. Ama her zulümde olduğu gibi içi yanan yine analar ve babalardır maalesef. Politik oyunlara kurban giden zavallı halk. Biz bu filmi zaten seyrediyoruz dünyada. Şu yaptıkları şey Dünya savaşlarında olduğu gibi politik oyundan başka bir şey değildir. Hem İsrail hem Filistin birer piyondurlar. Bu sadece Amerika’ya ve yandaşlarına (buna Arap ülkeleri de dâhil) yarayan bir oyundur. Çünkü yazan ve yöneten ülke Amerika’dır. Biz istediğimiz kadar eylem yapalım, mailler atalım, mitinglerde bağıralım. Sadece içimizi soğuturuz. Beş senedir Irak için ne yaptık. Ya da dünya ne yaptı. Sıkça bahsettiğim konu bu zaten. Artık kendi halinde olan huzurlu yaşama yollarını arayan ülke olalım. Kendi hallerinde yaşayan iki millet bir anda çocuk öldürüp vahşetin en yüksek dozunu kullanıyor. Bir Filistinli İsrail’de intihar komandosu olup, bir İsrailli çocukları parçalıyor. Her iki ülkede hem haklıdır hem haksız. Ama bence işler öyle bir noktaya gelmiştir ki, kavga edenler bile, niçin kavga ettiklerini çoktan unutmuş halde. Bu kavgayı yürütmek için kurulan örgütler, bunca yıllık işgal ve paylaşım kavgasından sonra belki de kesin çözümü bu kadar uzaklaştırdıkları için daha günlük çıkarların peşinde koşmaya başlamışlardır. İsrail’i anlamak için iç siyasetindeki partilere, tartışma konularına bakmak yeter de artar. Filistin içinde aynı şeyi söylemek mümkün. Bir de bu kutsallıktan yola çıkarak, dünyanın dönemsel egemen felsefesi de oralarda belirleniyor. 11 Eylül saldırılarından hemen sonra Usama Bin Laden’in ortaya çıkan ilk kasetinde Filistin meselesine atıfta bulunduğunu hatırlarsak, kutsal toprakların bir amaç değil, araç olduğunu sanırım daha iyi anlayabiliriz. Kudüs için konuşacak olursak, neredeyse her taşının altında bir kutsallık, başka bir hikâye var ama asıl kutsal yerler topu topu bir kilometrekarelik bir alan içinde. Şimdi bu alanı, açık şehir haline getirmek, düzenini bütün insanlık âlemine bırakmak, uzlaşmak çok mu zor? Ama pardon , bu yapıldığında iktidarlar ne için kavga edecekler ya da iktidarlarını sağlamlaştırmak için ne yapacaklar dimi ya?Düşünürken tek taraflı düşünmemek lazım.. Bizim ülkemiz gibi dışarıdan yönetilip; bazılarının kuklası ülkeler maalesef. Bizimde kundakta çocuklarımız öldü. Bizimde doğuda yaşayan suçsuz masum insanlarımız katledildi. Gençlerimiz şehit oldu. Köyler basılıp insanlarımız yerinden yurdundan oldu. Eğer ailene ve hayatına dışarıdan insanlar karışmaz ve sen kendi hür iradenle düzgün yaşarsan ne CANIN yanar ne de CAN ACITIRSIN. Dünyadaki ezilen bazı ülkeler-ki buna bizde dâhiliz- hep birilerine özenip, onlar gibi olma yolunda uğraşıp kendi öz benliğini unutan ülkelerdir. Elbette o zaman başkalarının oyununa geliriz. Elbette huzurumuz kaçar. Elbette din ve toprak için birbirimizi yeriz. Sorun Müslümanlığa yapılan zulüm değil. Sorun İNSANLIĞIN yok olması. KENDİ İÇİMİZDEKİ SAVAŞI BİTİREMEDİK Kİ KOMŞUNUN KAVGASINA YETİŞELİM.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SELMA BİRCAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |