..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Anadolu Kültürü > Hakan BENLİ




9 Kasım 2008
Nogay Kültüründe Çocuk Oyunları - 1  
KULAKBURGAVUŞ - AKSÜYEK OYUNLARI

Hakan BENLİ


Çocuklar tüm toplumların bekasıdır. Toplumların sağlıklı bir şekilde devamının sağlanabilmesi için çocukların dini, milli, ahlaki ve kültürel duygularla yetiştirilmesi elzemdir. Çocukların yetiştirilmesi ve terbiyesi için sadece ailenin, sosyal çevrenin, toplumun ve eğitim kurumlarının katkısı yeterli değildir. Çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimlerinde oynadıkları oyunlar çok önemli bir yer tutar


:CBJG:
- Nogaytürk Dergisi' nin 2. sayısında yer alan makale. -




Çocuklar tüm toplumların bekasıdır. Toplumların sağlıklı bir şekilde devamının sağlanabilmesi için çocukların dini, milli, ahlaki ve kültürel duygularla yetiştirilmesi elzemdir. Çocukların yetiştirilmesi ve terbiyesi için sadece ailenin, sosyal çevrenin, toplumun ve eğitim kurumlarının katkısı yeterli değildir. Çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimlerinde oynadıkları oyunlar çok önemli bir yer tutar.

Çocuk oyunları sadece oyun olmaktan ibaret eğlence etkinlikleri değildir. Toplumların çocukları için ortaya çıkarmış olduğu her bir oyun ve oyun içerisinde geçerli olan kurallar silsilesi ve oyun içerisinde söylenilen maniler ve şarkılar aynı zamanda o toplumların birer yansıması niteliğindedir.
Çocukların oynadıkları oyunların bir kısmı kendi ebeveynleri tarafından öğretilen oyunlardan olduğu gibi; bir kısmı da, çocukların ebeveynlerini veya mensubu oldukları toplumun yaşayış biçimlerini taklit ederek o davranışları oyun olarak biçimlendirmelerinden oluşmuştur. Dolayısıyla her iki şekilde de oyunlar toplumun bir kesitidir.

     Her bir toplum kendi milli, dini, kültürel ve sosyal özelliklerini, gelenek ve göreneklerini; yaşadıkları coğrafi konuma, iklimsel özelliklerine, yaşam biçimlerine ve hatta yeme içme kültürlerine harmanlayarak çocuklar için en uygun olan oyunları hayata geçirmişlerdir. Bu oyunlar kimi yerde çok sert ve ağır şartlara haizken kimi yerde daha naif ve kolay şartlar gerektirmektedir.

     Çocuk oyunlarındaki kurallar ve yaptırımlar çocuklar için hem bir eğlence ve vakit geçirme aracıdır hem de çocukları yaşadıkları coğrafyanın koşullarına göre ve aynı zamanda bulundukları toplumun gelenek ve göreneklerine; milli ve dini yapılarına göre fiziksel ve zihinsel olarak geleceğe hazırlamakla mükelleftirler.

     Bir köy alanında, sokak içerisinde veya bir parkta oyun oynayan çocukları izleyerek hiç tanımadığınız bir toplum hakkında, o toplumun sosyal, kültürel, ahlaki ve dini yapısı hakkında gerçekçi ve nesnel fikir sahibi olabilirdiniz. Ne var ki günümüzde bu yargılara ulaşmak hiçte kolay değil. Gelişen bilgisayar ve internet teknolojisi sayesinde neredeyse tüm dünya çocuklarının müşterek olarak paylaştıkları oyunlar ön plandadır. Bu değişim nedeniyle hemen her kültürde çocukların oynamış olduğu oyunlar bu gün ya oynanmamakta ya da tamamen unutulmuş durumdadır.

     Nogay toplumunun çocuklara yönelik ortaya çıkardığı oyunlar da, Nogayların sosyal, kültürel, ahlaki ve dini yapısı ile ilgili derin ipuçları içermektedir. Dergimizin bu sayısında bu konu üzerinde kısa değerlendirmelerde bulunacağım. Bu yazının tam metnini internet sitemde bulabilirsiniz.

     Oyunları anlatmadan bu oyunlar üzerinde bazı değerlendirmelerde bulunmak mümkün değil. Bu nedenle elli veya altmış yıl kadar öncesine kadar çocuklar tarafından oynanan ama bugün unutulmuş olan veya oynanmayan oyunlardan birkaçını kısaca aktaralım. İlk oyunumuz;


     KULAKBURGAVUŞ:

Oyunun adı Türkçe olarak kulak bükmedir. Adından da anlaşılabileceği gibi temelinde kişinin kulağını bükmek gerektiği için bu adı almıştır. Ne kadar zamandır oynandığı hakkında bir bilgiye sahip değiliz. Oyuna yönelik herhangi bir mani veya tekerleme olduğuna dair bir kayıt da mevcut değil. Oyun açık alanda ve genellikle ilkbahar - yaz aylarında oynanmaktadır. Bu oyun da diğer birçok Nogay çocuk oyunu gibi yıllardır oynanmamaktadır. Dört veya daha fazla erkek çocuk tarafından oynanan bu oyunun kuralları ise şöyledir;

     Çocuklardan biri elinde tutmuş olduğu madeni parayı veya o günün şartlarında çocuklara göre değerli sayılabilecek herhangi bir küçük nesneyi ‘Kulakburgavuş’ diyerek uzağa fırlatarak oyunu başlatır. Oyuna iştirak eden çocuklar herkesten önce yere düşen nesneye ulaşarak o nesneyi mümkünse kimseye kaptırmadan ebenin başının üzerine koymağa çalışırlar. Oyunun kuralı bu kadar basit olmasına karşın oynanış biçimi oldukça serttir. Zira koşarak yerden nesneyi alan çocuk peşinden yetişen diğer çocuklara karşı o nesneyi savunmak durumundadır. Rakibin elindeki nesneyi almak için uygulanacak yaptırım ise nesneyi tutan çocuğun kulağını bükmeyi gerektirmektedir. Kulağını büktürmeden ebeye koşmaya çalışan çocuk diğer rakipleri bertaraf etmek için hepsinden daha hızlı ve kıvrak hareket etmek zorundadır. Rakiplerinden birine yakalandığında bir ya da bir kaçı tarafından kulağı büküleceği için elindeki nesneyi bırakmak zorunda kalacaktır. Yere düşen nesneyi alan bir diğer çocukta aynı yaptırıma maruz kalacaktır. Oyun ta ki içlerinden birinin rakiplerinden sıyrılarak o nesneyi ebenin başı üzerine koyabilmesi ile son bulur. Oyunu kazanan kişi aynı zamanda ödül olarak o nesneye de sahip olmaktadır.

     Oyunun sert olan yapısı ve güç sarf edilerek oynanan bir oyun olması nedeniyle sadece erkek çocukları tarafından oynanmaktaydı. Bu oyun Seyitahmetli ve Boğazören Köyü civarında en az elli yıldır oynanmamaktadır.

     Oyunda geçerli olan sertlik bazen şiddete dayanma noktasına gelmektedir. Bu tarz sertlik derecesi yüksek olan oyunlarda oyuncuların güçlü olmasının sağlanmasının yanı sıra gücünü kontrol edebilme yeteneğini de kazandırmaktadır. Göçebe ve göçebe yaşamdan yerleşik düzene geçen toplumlarda güç en önemi hayatta kalma faktörüdür. Kendini savunabilme, gerektiğinde saldırabilme yeteneğinin olması kaçınılmazdır. Bu oyunlarda bunu görebilmekteyiz. Çocuğun rakibinden sıyrılmaya çalışması, hem saldırı hem savunma pozisyonunda olması ve dikkatini çevresindeki rakiplerine yoğunlaştırması onun savaşçı kişiliğini kazanabilmesini gerektirmektedir. Kondisyon gerektiren ve güç sarf etmesi gereken bu oyunda çocuk bunlara sahip olmaktadır. Bu tür oyunların hemen hepsinde olduğu gibi bu oyunda da çocuk kendi benliğini benmerkezci seviyede tutmaktadır. Nogayların yaşadıkları coğrafyalardaki sert ve acımasız yaşam koşulları ister istemez çocuklarının bazı oyunlarında da kendini göstermektedir. Kısaca değinmek istediğimiz bir diğer oyunumuz;
     

AKSÜYEK:

Genellikle yaz aylarında ve akşam karanlığında ay ışığında oynanan oyunlardan biridir. Oyunun Türkçe ismi Beyaz Kemiktir. Nogayca Assık kemiği olarak tabir edilen ve koyunun ayak kemiği ile oynanan bir oyundur. Günümüzde altmış beş, yetmiş yaşında olan kişilerin çocukluklarında bile oynamadıkları, unutulmuş olan bir oyundur. Aksüyek oyununda kullanılan bir mani ya da söz yoktur. En az dört erkek çocuğu tarafından oynanmaktadır.

     Oyun ebenin elindeki kemiği, yanında bulundukları bir yapının üzerinden diğer tarafa atması ile başlar. Yapının üzerinden diğer tarafa düşen süyeki – kemik - bulmak için çocuklar koşarak aramaya başlarlar. Süyeki bulan oyuncu diğer oyunculara yakalanmadan ebeye ulaştırabilmek için koşmak zorundadır. Rakipleri tarafından yakalandığında sırtına çıkılarak ve elinden zorla alınarak, süyek el değiştirir. Bu kez süyeki alan oyuncu rakiplerinden sıyrılarak ebeye ulaşmaya çalışır. Süyeki ebeye ulaştıran kişi, süyeki atma hakkına sahip olan yeni ebe olmaktadır. Oyun bu döngü içerisinde devam etmektedir.

     Süyek oyunu da Kulakburgavuş gibi basit kurallara tabii olmasına karşın içerik olarak kondisyona dayalı bir oyundur. Bu oyunda da güç en önemli faktörlerden birisidir. Güç, hız, dikkat, hareket kabiliyeti, gece ve gündüz çevreye uyum sağlayabilme becerisi ve diğer faktörler çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimine katkı sağlayan unsurlardır.

     Nogay çocuk oyunlarının unutulmaması, unutulanların yeniden hatırlanarak oynanabilmesi ve yaşatılabilmesi için bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim. Nogaytürk Dergisi’nin 3. sayısında diğer Nogay çocuk oyunlarına da değineceğiz. Görüşmek dileğiyle esen kalın.




Ö.HAKAN BENLİ
www.nogayturkdergisi.com




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anadolu kültürü kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ertengi - Nogayca Masal

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gündemdeki Sabantoy

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Köyümü Özledim [Şiir]
Hıdrellez [Öykü]
Kıs Kelmeden - Kış Gelmeden - Nogayca Hikaye [Öykü]
Av - Nogayca Hikaye [Öykü]
Radyo [Öykü]
Cigare [Öykü]
Zaman , Kültür ve Nesil [Bilimsel]


Hakan BENLİ kimdir?

Konya'da yaşayan bir Nogay Türküyüm. Bulunduğumuz çevrede kaybolmaya yüz tutan dilimizi ve kültürümüzü yeniden canlandırabilmek için çalışmalar yapma gayreti içerisindeyiz.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan BENLİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.