"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
-BAŞLANMAYAN YOLCULUK- Karanlık bir gecede başlamalıydı yol-culuklar. Karanlık bir gök, karanlık yerler, kapkaranlık bir yürek. Sadece titrek sokak lambası aydınlatmaya çalışmalıydı yürekleri. Yüreklerde açan umut çiçeklerine sevgi güneşi yerine yapay bir güneş -bir sokak lambası- can vermeliydi. Tüm bu düşünceler beni karanlık bir gecede yola koyulmaya sevk etti. İçimde çok büyük bir öfke kime olduğu, neye karşı dur-duğu hiç belli olmayan bir öfkeyle sokakta-yım. Sokaktan daha karanlık bir ruhla ortalıkta dolaşmak akıllıca değil elbette ama o vazi-yette aklın hiç bir önemi yok benim için. Bir an fark ettim nerede olduğumu. Tabelada 2140 sok. yazıyor. Çocukluğuma gelmişim meğer fark etmeden. Aynı hızla oradan taksiye binip, şoföre beni deniz kena-rına götürmesini söyledim. Kaçtım oradan. Yaşadıklarım kaçırdı beni. Deniz kıyısına elimde bir paket kuru-yemişle oturdum. Bankta biraz ıslaklıkla bir-likte, hafif bir yalnızlık kokusu var. Telefo-num çaldı. Annemin bıkmaz usanmaz telefon-larından biri daha. Benim nasıl olduğum umurunda değil elbette. O çok özlediği memleketinde neler oluyor, merak ettiği bu. Derken bir daha telefonum çalıyor. Yüzümde haz duygusuyla uyanan umut kırın-tıları. Demek ki halen beni merak eden bir kocam var. Açıyorum telefonu. Biraz telaşlı ama sesinde daha çok öfke var. Tabi belli edilmemeye çalışılan bir öfke. Hemen onu da davet ediyorum, karanlık geceme. Önce yor-gunum diyor ama bu bankta sabahlayacak olduğumu bildiği için gelmek zorunda kalıyor. Yanımdan çeşit çeşit insanlar geçiyor. Bazıları bir şeyler istiyor Hepsini kibarca reddedi-yorum. Şu anda benim onlardan daha fazla yardıma ihtiyacım var çünkü. Ah işte sevgili kocam yüzüne zoraki bir gülümseme iliştirilmiş bir biçimde yüz metre öteden geliyor. Gözlerim bozuk olma-sına rağmen hemen tanıyorum onu. Bu silueti nerde görse tanırım. Tabii buna kocamın otu-zunu çoktan geçmiş olmasına rağmen hâlen yirmilik delikanlılar gibi etrafındaki kızlara bakışlarıyla boncuk dağıtmasının sonucunda kızların ona yaklaşmasının etkisi de olmuyor değil. Yalnızlık havasını dağıtmak ister gibi oturuyor yanıma. Sadece paylaşabileceğini biliyor oysa. Sarılmadan önce etrafımızdaki genç çiftleri kıskandırabilecek kadar kocaman bir öpücük konduruyor dudaklarıma. Sonra sözcükler dökülmeye başlıyor dudaklarından. _Nasılsın hayatım? _İyi. _Eee neler yaptın bugün? _İş güç işte. _Hımmm… Anlaşılan burada konuşmak is-temeyen yalnız bir kadın oturuyor. Ortak olmam mümkün mü? _Yalnızlıklara ortak olunmaz. Sadece öyle hissedilir ya da hissettirilir. Bunu söyledikten sonra yüzünde san-ki o hiç sevmediği limonu yemiş gibi bir ifade konuveriyor. Memnuniyetsiz bir tavır eşliğinde: _İş nasıl geçti? diye istem dışı bir soru geliyor. _Sıkıcı, yoğun, sıradan. _Seni anlamak gerçekten çok zor. Elinde bu kadar başarıyı yansıtan belgeler, böyle bir yetenek ve benim gibi bir kocan varken, kendi seçtiğin bir işi nasıl olur da beğenmiyorsun? _İnsanların suretime bakarak verdiği o başarı belgeleri, işlenmeyen bir yetenek ve senin gibi bir kocam olduğu için etrafımdaki etkenlerin doğrultusunda seçtiğim işi beğenmiyorum. Onu böylesine kırmayı hiç düşünme-dim ama bir süre sonra böyle patlamalarım oluyor işte. Olaylara ve sonuçlarında oluşan olgulara tahammül seviyem bu kadarcık. Suskunuz, bu yalnızlık kokan bankta. O her zamanki gibi dizlerime kafasını koyup sızacak birazdan. Konuşmalarımızın ardından yuvarladığımız dörder biranın ve şarabın bu etkiyi yapması lazım. Benimse birazdan tuvaletim gelecek ve ben sabaha kadar öyle oturacağım, kendimi kasa-rak. Ama bu gece öyle olmayacak gibi. Az öteden üç serserinin naralarını işitiyorum. Aldırmıyorum. Sevgilimin sızdığı gecelerde böyle şeyler olur. Ben her zaman yaptığım gibi sızmış ayağına yatarım birazdan giderler diye düşünüyorum ama...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © gülçin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |