Canın acıdığında acıtana kızamazsın ki. Sen anca kendine kızarsın. Nasıl bu kadar salak oldum, nasıl canımı acıtmasına izin verdim diye. Peki, canını acıtan da sen olunca o zaman ne yaparsın? Kendine iki kat daha fazla kızarsın. Etrafındakiler yaranı sarmak için hemen koşarlar, acıyan gözlerle sana bakarlar ve sen tam da o anda o gözlerin sahiplerinden iğreniverirsin. Çünkü ne olursa olsun birinin sana acımasına dayanamaz ruhun. O derece sinir bozucu durumda bile nazik olmak zorundasındır. Etrafındakilerin acıma dolu bakışlarından nefret etsen de farkındasındır onların belirli bir kısmının aslında seni düşündüğünü. İşte o kısmı hangi kişinin oluşturduğunu bilemediğinden herkese karşı kibar olman gerekir. O an her şeyden nefret edersin. Tam da kendinden nefret etme anında oradaki herkese ve her şeye teşekkür edersin. Çünkü kendine kızmaktan, tüm sorumluluğu omuzlarına almaktan ve kendinden nefret etmeye başlamaktan kurtardılar onlar seni. İşte bunu bilmek çok güzel. İnsanların farkında olmadan sana yardım etmeleri çok iyi. Ama aslolan senin bir an önce kendini suçlamaktan vazgeçmeyi öğrenmen gerektiğidir. İşte etrafındakilerden nefret etmen için bir sebep daha mükemmele bir adım daha yaklaşmaktan alıkoydular seni. Hadi nefret et onlardan!