"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote |
|
||||||||||
|
bedenler şizofren değil ruhlar şizofren. çıplak bedenler ruhlara kavuşunca ağızdan çıkan ilk ses günler sonra hala sessizce.sahilde yürüyor beden dalga seslerine gidiyor kulaklar.bazen kopmak istiyor yaşamdan bir uçurum kenarı arıyor beden.yaşamın kıyısında ölümün ötesinde kopmak istiyor çığlıklar.savruluyor saçlar rüzgarın tarağından geçip tel tel kopuyor ama yine de yürüyor dalgalara . beden ruhlar ve diğer bedenler arasında yalnız kalabiliyor.bir çok zamanda kum üstünde serili duruyor devrik şarap şişeleri arasında.yormak istemiyor zihni, değmez harcama ruhunu.uyanmak bir sonraki adımdı kurtulmaktı asıl amaç.kimseler aranıyor kimseler nerede nerdeler? kimse bilmez nasılsa kimseleri asıl düşünceleri çırpınan bedenlerin bir cızırtı gibi çıkan sesini. çığlıklar gün ağarması ile rengarenk kelebeklere dönüşüyor.her bir kelebek bir nefes alıyor ruhtan günü uzun kılabilmek için sonsuzluğa erişebilmek için.sınırlı zaman belirli mekanlardan kopmak dünyanın diğer dekore ettiği yerleri görmek için.sıyrılıp dokunmak istiyor heryere alabildiğine uçmak bir çiçekten bir yatak yapmak, yapraktan bir istiyor kendine.sonunda vakit dolmaya yaklaşıyor ertesi günü görebilmek üzere ruha geri dönüyor nefesi üflüyor ve sessiz çığlıkları yeniden dinlemeye başlıyor. bir kelebeğin hikayesi buda can bulup can verme gün görüp gece de kaybolma. kimseler hala yok kim bilebilir ki kimseler nerede? beden yeni bir yolculuğa çıkıyor yine bir deniz yeni bir deniz yeni bir gökyüzü farklı bedenlerle karşılaşmak üzere. sakin sakin sakin bir perde bir pencere ilişiyor göze bir sarılı beyazlı kelebek pencereden çıkmak istiyor sağa dönüyor sola dönüyor ama kelebek bir türlü çıkamıyor.gözler hiç kımıldamadan izliyor gün içi.hava kararmaya yakın kelebek kayboluyor beden de yeni bir kumdan yatak arayışında. yıldızlara bakınıyor bir çift göz .bir insan suratı ilişiyor bu kez yıldızların arasında o sırada bir yıldız kayıyor.her yıldız kayışı bir kelebeğin can bulmasıydı belki gün ışığında.yıldızların arasındaki yüz kayboluyor yavaş yavaş bir esinti ile bulutlat maske oluyor geceye. yine bir tan vakti uyanıyor kelebekler bu kez ruhtan bir nefes almıyorlar.isteklerini zamana mekana sığdıramayacaklarını anlıyorlar.yavaş yavaş gözden kaybolmaya başlıyorlar hergünki gibi ama mutlu.dakikalar saatleri saatler gün sonunu ararken güneş göz kırpmaya başlıyor geceye yavaş yavaş çekiyor ışıltısını..kelebekler dönmüyor kelebekler nerede?bir pencere arkasında sıkışmasadılarsa neredeler? beden soluksuzlaşıyor, renk mora çalışıyor son bir nefes için denize koşuyor beden koşup koşup dalgaların kucağına bırakıyor..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © NoktasaL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |