..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Gülgün Karaoğlu




5 Temmuz 2008
Bizim Evin Halleri - 8  
Gülgün Karaoğlu
Neyse… Öyykkk görüntülü pijamalarım ile geçtim oğlumun karşısına, Anne!!!!! Aaaa… Bak, bir de bu çantayı aldım kuzucuğum, yalnızca beş liraya… Anne!... Torun mu istiyorsun, onu söyle!... Hani geçenlerde de almıştın ya ayaklarım ağrıyor diye anneanne-babaanne ayakkabısı! (Ortopedik demek istiyor)!... Bir de bunlar, ohha yani anne, torun mu istiyorsun ne!


:BDEJ:
Bizim evin hallerini yazmaya epey bir ara vermiştim, aaa epey de bir haberler birikmiş meğerse…

Hoşuma gidiyor, yazıyorum, sonra dönüp okuduğumda yaşarken farkına varamadığım bazı şeyleri dış göz gibi yorumluyorum!...

Efendim, bizim evin hallerini yazmadığım arada, zorunlu olarak emekli oldum, haberiniz ola…

Çalıştığım şirket batmıştı, maaşlar içeride kuzu yatmış, ha toparlandı ha toparlanacak derken kenarda köşede duran az buçuk birikim de bize elveda demişti, bu sayede…

Emeklilik günümü doldurunca, emekli olayım madem bende dedim, üstelik laf aramızda birkaç ay da erteledim, İtalyan’lar ile işbirliği yapılacaktı, İtalyan ve Yunanlılar ile çalıştığımdan bilirim, Avrupalı anlamaz emekli olmuş insanın çalışmasını diye askıya almıştım ama baktım paralar suyunu çekti, şirketin de ne olacağı meçhul, en azından emekli ol, ev geçindiren kadınsın, üstüne bir de yeni bir iş bulursun dedim…

İçeride kalan haklarım mı, offf off…. Üstüne bir bardak soğuk su içtim! Hem de, dürüstlük adına, patronun yurt dışındaki bazı işlemlerini takip ederken haberim olduğu üzere, milyon dolarlar tutarında işler kotardığına aracılık ede ede!...

Ehhh, salak da diyebilirsiniz, mahsuru yok bence…

“Salak ama dürüst, en azından!” Gururlu fakir genç durumu!...

Yeni bir iş de bulamadım hali hazırda, arada kız kardeşimin mezeci dükkanına yardım ediyorum da, emek harcamamak ve az buçuk para kazanmamak psikolojisinden yırtıyorum!...

Bu dönemlerde ayakta durmama yardımcı olan kardeş, anne ve dostlarıma teşekkürlerimle…

Zorunlu bir durum olduğu için bu emeklilik mevzuu, vallaha hala anlayamadım ben bu durumu!

Hiç de emekli gibi hissetmiyorum kendimi, hem de emekli olup da köşeye oturacak şartlara da sahip değilim hattı zatında…

Ama, bu kilo almamı engelleyemedi, ahhh menopoz da yapıştı bağrıma, sistemli yaşantıma da bir haller oldu “Amannn, bulaşıklar mı, dursun ay, hallederim eninde sonunda!”…

Hele bir makinedeki temizleri boşaltayım, yok yok… Sanki uykumu tam olarak alamadım, şöyle biraz uyuyayım önce, nasıl olsa bana ait gündüz ve gece…

Aman, her şeyi bir erteleme, bir erteleme…

Ertelenmiş tüm şeylere inat mı, psikolojim mi bozuldu ne?

Göbeklendim resmen, can simidi taşıyorum belimin ortasında, içime çekebiliyorum da, çek çek nereye kadar, nefessiz kalıyor ay insan!...

Geçen gün Hakançım ile Kemeraltına gittik, Beş Liraya pijama takımı gördüm, atladım üstüne elbette de…

Dükkandan çıkar çıkmaz biraz anladım sanki meseleyi, işportacı ruhu vardır da bende, ucuz buldum mu almadan duramam, ucuz bulduğum ve kullanmadığım tonla şeyler ile dolaplar dolar, yine de giyecek bir şey bulamam, “şekerim ne diye ben bunu aldım ki, ev çatı katı, cehennem sıcağı, minicik şortlar ile terlerken, kısa kollu tişört artı bermuda altı…

Bu arada adama da demişim ki alırken, hah, namuslu namuslu yatarım işte, ne güzel!...

Hey Allahım, Hakançım bilgevari bir koca adam, yanında tombalacık Halime tarzı bir kadın, adam uyku uyuyamamıştır eminim bütün gece… Kesin karı koca zannetmiştir!...

“Ne yani, ne demek istedi şimdi bu kadın böyle?”…

Bir de çantalar satılıyordu, yine beş Ytl’ye, hani içine koy geceliğini, terliklerini,ilaçlarını, vs… git kal arkadaşının evinde tarzı…

Anneme alayım dedim, oysa çok daha kaliteli olan ve aynı işi görecek çantaları, bavulları var ama, işportacı ruhu var dedim ya bende, almadan duramam…

Aaaa, yoksa ben mi kullansam ne diye çark ettim!...

Bu arada, aman yanlış anlaşılmayayım, deli bir mum tüketicisiyimdir, hoş objeler peşindeyimdir, onlara verdiğim paraya acımam da, işte böyle bir algıda seçiciliğim var!

Biraz önce oğlumla hoş bir sohbet paylaştık, akabinde kaç gündür duran şu pijamayı bir deneyeyim dedim, öyykkkk…. Anneanne tarzındayım neredeyse!... Hoş, anneanne olamam, babaanne demek lazım!

Ayy, çok komik, yıllar önce oğlum henüz küçücükken, heveslenirken ailesi olup da çocuklarının olacağına, anneanne olacaksın demişti bana, ben de “Yok anneanne değil, babaanne olacağım” demiştim de, “Hayır!.... Sen babaanne olamazsın!… diye çemkirip ağlamıştı zavallıcığım…

Neyse… Öyykkk görüntülü pijamalarım ile geçtim oğlumun karşısına, Anne!!!!!

Aaaa… Bak, bir de bu çantayı aldım kuzucuğum, yalnızca beş liraya…

Anne!... Torun mu istiyorsun, onu söyle!...

Hani geçenlerde de almıştın ya ayaklarım ağrıyor diye anneanne-babaanne ayakkabısı! (Ortopedik demek istiyor)!...

Bir de bunlar, ohha yani anne, torun mu istiyorsun ne!

Ayy, yok beeee!..

Hani nerede mini şortlarım benim, “Anneee, sana bir çanta ve pijama aldım, beğenir misin bilmem ama, gelirken getiririm…”



Gülgün Karaoğlu
Haziran,22/08



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
İlk Gece Hapı!..
Hayalleriniz Gerçekmiş Gibi Davranın...
Dayanışma Dediğin Böyle Olur, Vallaha!..
Bizim Evin Halleri…4
Acaip Fikirlerim Vardır Benim…
Bizim Evin Halleri – 10
Yok Sayılan Dürtülerimiz...
Herkese Kendi Olmak Yakışıyor...
Kutlamıyorum "Babalar Gününü" Baba!..
Dengeleri Dengesizleştirmeyelim, Lütfen...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sayın Mustafa Kemal Atatürk,
Birer Kırmızı Karanfil…
Bizim Evin Halleri…
Bizim Evin Halleri... 3
Haydi Bakalım…
Hiç Tereddüttüm Olmadı Ki!
Bizim Evin Halleri… 1
Bizim Evin Halleri… 2
Maia ve Sokak Sakinleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Görmeden Tanımak [Şiir]
Başlığa Ne Hacet! [Şiir]
Meltem Kaçtı Gözlerime... [Şiir]
Yüreği Avuçlarındaydı Adam [Şiir]
İsyanların Ayyukasında! [Şiir]
Eşek Gibi Bir Aşktı Bu! [Şiir]
Heybe Dedi Anne [Şiir]
Nasıl Özledim, [Şiir]
Utanıyorum, [Şiir]
Issız Bir Yoldu Seninki [Şiir]


Gülgün Karaoğlu kimdir?

1963 İzmir doğumluyum. Şiir yazmak gibi bir kaygım olmadı hiç. . . Bir şeyler yazarken form değişiverdi aniden, farkına bile varmadan ben. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gülgün Karaoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.