Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
Sevgili "İçimdeki çocuk", bir şiirime yorum yapmış... Çok sağolsun... Demiş ki "size de siz olmak yakışıyor zaten..." . Özeline de yazabilirdim, yorumun altına da... Ama, ille de burada yazayım istedim, bir şeyler... Aslında herkese tek yakışan kendisi olmaktır... Her zaman!... Kendisinin ne olduğunu bilmek, emektir, ki, epey de bir yol gerektirir. Kendin olabilmek, toplumsal çatışmalarla savaşını kazanmış olmayı gerektirir... Eğiten anne ve babanı... Aile standartlarını aşıp, "ben buyum, herşeye rağmen!" diyebilmeyi gerektirir... Saygı ve sevgi ayrı tutularak elbet... Sevgi ve saygıyı ne bir silah olarak... Ne de araç olarak görmek... Kendini bilmek yolunda yer alırsa eğer, o yollar gidilip gelinir, ama, maalesef bir yere gelinmez, ne mümkün!... Hepimiz önemseriz, hoş olmayı... Hoş, bu yaş ilerledikçe bir miktar azalsa bile... Şurada şöyle davranırsam, daha hoş dururum diye, ayna karşısında çalışmalarımız da olmuştur, mutlak! Olmadı diyenle özel konuşmak isterim... Şöyle süzersem gözümü... Dudağımı böyle kıvırırsam... Bir de, dekolte giyildi mi, aman, adam asla dayanamaz... Bunları düşünürken, ne gözdeki fer... Ne dudağın doğal kıvrımı... Beyindeki o kaygılar var ya... Hepsi düşer bir-bir, masaya... Masada kalsa iyi... Sahte gülüşler... Bakışlar... Sahte büzülen dudak... Sanır mısınız ki, karşıdan hoş algılanacak? Kendi doğallığıdır insana en yakışan... Ne dekoltesi göğüsün... Ne de, dikkat çekmek için kapanmalar... Kabul etmek gerek, insanın doğasında bir çekicilik var... Samimiyet, ki, ne dekoltelere, ne dudak büzüp, göz süzdürmelere bedel... Çok güzel bir kadınla arkadaş olduğumda, hayran kalırım... Olamaz böylesi bir güzellik diye.. Sonra sonra... Alıştıkça o muhteşem güzelliğe, yavaş-yavaş estetik hatalarını görmeye başlarım... "Aaaaa" derim, "çenesinde yara izi varmış...". Çok çirkin standardına konulacak bir arkadaşla ilk tanışıklıkta, göz-göze gelmek bile, utandırır beni... O anda kendi hoşluğumdan utanırım... Korkarım, elimde olmadan, hafif de olsa, bir acıma düşer mi gözlerime diye... Sonra... Sonra, alıştıkça çirkinliğine... Gözlerinin aslında ne güzel baktığını görürüm... Saçlarının aslında ne parlak... Gülüşündeki çocuksuluğu farkederim!... Elde değil, insanız! Birinde hata aramaya başlar... Birinde güzellik buluruz... Sonuç olarak... Hoş olan kendimizizdir... Birileri sevmez seni, sevsin diye çırpındıkça sen... Sevmesin diye kaçman da nafiledir... Ama... Bir şey var ki aslolan, biz kendimizi sevmeliyiz!... Gerisi akıştır... Herkese tek yakışan, kendisi gibi olmaktır... Gerçek haz, kendini bulmaktadır!... Gerisi zaten, olması gerektiği gibi gelir...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülgün Karaoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |