Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Öyle günler ve zamanlar oluyor ki; öz varlığımdan, titreyen ellerimden, suskun düşlerimden, sessiz harflerimden süzülüp kirpiklerimden aktığını, yanaklarımdan ansızın özlemle dudaklarıma ulaştığını hissediyorum. Gecenin ıssızlığı ilişiyor düşlerimin tedirginliğine. Boyuna söylenerek giriyorsun rüyalarımın kırık kapılarından. Ellerinde solgun papatyalar, yarı ağlamaklı bir kadın ardında… Uykunun o en ağır noktasında hoş karşılıyorum yine de seni. Deniz fenerleri ışıldayıp duruyor. Dalgalar sevişiyor sahille… Ve ben çıplak ayakla yürüyorum, bakışların kuruluyor ıslanan tenimi. Sahil boyunca zehir kırmızısı güller açıyor dokunduğum her yerde… Yokluğunla budadıkça filizlenen dallarımı, sevdana büyüyorum inadına. Siyah saçlarımı uzatmışım mehtaba, kırmızı dudaklarımla susmuşum sevdiğimi. Senden başka her şeyi unutmuşum, bildiğin gibi değil… İçin için yanıyor ellerinde şiirler ve biz eski bir kente gömüyoruz düşlerimizi. Kalbine giden her damarda ben tıkanıyorum, yoğun bakıma alınan şarkılarımızın her sözü yalanmış meğer. Durgun ve düşünceli halinle, gönlün her güzele parçalanmış. Yüreğin başlayıp bitmemiş sevdaların işgalinde… Olacak şey değil ama olmuş işte… Kim bilir kaç zamandır ay doğmuyor gecelerine. Gümüş yıldızları ipek bir örtü gibi örtüyorsun düşlerine. Ben ise sırf sana yakın olmak için ipek kağıtlara gül yaprakları ile mektuplar yazıyorum gecelerce. Bir anda dökülüp saçılıyor en yaralı öykülerim. Kırık cümlelerimle bileklerimi kesip sana intihar ediyorum her cümlede. Hayaller ve yıkılışlar arasında ölüyorum. İçli besteler akıyor damarlarımdan. Yaşanmamış her şarkıda beni hatırlaman için bir ömür buradayım. En gizli sevdamı akıtıyorum mısralarına… Anlıyorum ki bir ömür, bir “an” kadar kısa bazen… Kimbilir kaç kez gördüm bu rüyayı… Uzak bir deniz özlemi çekiyor kimbilir kaç kez kalbim… Ve özlemini çektiğim her sahil, karanlık yangınlarla yakılıyor. Denizin mavisini bile göremiyor güz’üm… Her mevsim bir sonbahar rüyası yaşıyorum velhasıl… Korkuyorum isyan isyan büyüyen gecelerden… Yüreğim onulmaz bir düş. Ve sen sevdiğim… Sakın gelme… İstemiyorum… Yakın olma bana hiç… Gözlerine bakıp da sevdiğini haykıramamak Eski bir kente gömmek eli kolu bağlı düşlerimizi Mürekkep sessizliğince susmak gözlerinin kafiyelerinde Ve bir şişe gözyaşında boğulmak… En acısı ölümlerin… Sakın gelme… Mayıs 2008 Ayşegül TEZCAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayşegül Tezcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |