Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
“İyi ki uzaksın bana” Rüzgar olup saçlarımı okşadığında Kendini asmak istiyor hüzünlerim Akıyor ateşlerin, derdimin çiğ damlasına Deva değil yaslı papatyaların gelinliği Bağrı yanık laleleri kanatıp avuçlarımda “Uzak mısın” diyorum gerçekten Sus ve anlat… Issız şiirime dokunduğun yerden Kendime tükenirken her gecem Kirpiklerimde ıslak, tuzlu bir özlem Kimse sokulmasın yanıma Gözlerimde tek sen... Sen… “İyi ki uzaksın bana” Aslında sevilmez ya ayrılıklar. Nasıl koşardım yanımda olsan, bu sessiz boş kıyılardan. Kaybedeceğimiz zamanların hesabını yaparken Gözlerinden sürmeli hüznün suskun utangaçlığını… Yanaklarının kırmızısında gün gelip bana uyandığında Eskisi gibi olmamalı hiçbir şey kalbine giden yolda Kopup giderken düşlerimizin cennet coğrafyasına En günahkar masumiyetim sana. “İyi ki uzaksın bana” Bu yüzden güzel, yankılanan hasret türküsü Ayazda kalmış ruhum sana titriyor bak Dua dua sana yol alıyor umutlarım “Ya sana bir şey olursa” diyorum Haydi… Göğüs kafesime saklan Yahut sinemi koparan hüznüme yaslan. Eksik şiirlerimin cesaretiyle destanlaşıp B/ağlamanın tellerinde ince bir sızıyla Sileyim gözlerimin matemini z/amansızlığa. Dudağımda biriken nem yanlız sana… “İyi ki uzaksın bana” Senden sonra çok değiştim ya… Vurgulu bir aşkın ortasında yürüyorum Söküp attım dilimin kelepçelerini… Yokluğunun belasıyla hala telveli hüznüm Gözlerimin kahvesi sütsüz Ama yine de seversin bilirim… Güzel ellerinde büyüt saklı bir umut Acımsı sevdaların kanamayan bekleyişlerini unut Gülüşlerimi serperken kanayan yaralarına Nazende ruhumu iplik iplik doku çiçekli dallarına… “İyi ki uzaksın bana” Yoksa böyle mahkum olmazdım sana Kağıdı, kalemi yormadan seviştiremezdim ki Vuslatın cennetini düşleyemezdim buncadır Yüreğine değdiğim yerden mısralarına akıp Ben’i yazamazdım aşka tutuklu avuçlarına Şimdi en ateşli kelimelerini hazırla, Ben geliyorum tenha yüreğimle yokluğuna. Güzelim an’ların varlığına doğmaya… “İyi ki uzaksın bana” Nasıl gönül aydın derdim her sabah… Gecikmiş bir sevdaya sadık geceler biriktirirken Sen’li an(ı)lar sunmuşum güneş vurunca baharsı zamanlara Gün gelir soğurdu öpüşmeler zannımca Yanıldım… Kor’dun… Tenimde har… Yüreğimde yar… Göğsündeki ateşi yazdığında bana, buralardaydı efkarım En çok düşlerimde d/üşüyorken sana Elleri bağlanmış masallarda yandım Ne kadar gerçektiler bana… Sus ve anlat… Kelimelerin kifayetsizliği nereye kadar… “İyi ki uzaksın bana” Nasıl dumanlı başım… Yoksun… Ama varsın… Ben’deki sen’e yakınım ya… Bu yüzden sana ıssızdır sevişlerim… Uykuya delirirken gözlerim “öp beni” desem Sabaha çıkmaz hoşça kalan düşlerim Kim bilir kaçıncı kere seni özlerim “Sana ihtiyacım var…” derim. Şeytan daha konuş diyor ya… Neyse dua et tenimin tuzuna… İyi ki uzaksın bana Nefesim kadar… Yoksa… Yoksa ölürüm yar… Haziran 2008 Ayşegül TEZCAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayşegül Tezcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |