İnsan gülümsemeyle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır. -Byron |
|
||||||||||
|
Ben seni hiç sevmedim ki… Ben, acımı daha da büyüten yanını sevdim. Gelişini değil, gidişini sevdim. Biliyordum seni ilk gördüğümde, bir aşk kazası daha karışacaktı; adına o zaman gelecek, şimdi mazi denen zaman aralığında. Çarpışacaktık elimizde tesadüfler keskin bir kılıç, alışkanlıklar kesmeyen bıçaklar olarak sallanırken. Biliyordum, hafızasını bir kez daha kaybedecekti aşk, bunamayı evrensizliğe tercih edecekti. Ben seni hiç sevmedim ki… Nutkum tutulmuştu sadece senin gibi sıcak kar kokan bir hatibin dizleri dibinde. Saçlarım dolansın istedim tenine, tellerinin aşk tanımına yetmeyecek kadar kısa olduğunu bile bile. Oyuklarında saklı, zemheride kar beyazı, zemheride kış ayazı adamı merak ettim. Çözmeye başladığım an, avuçlarımın arasından kaçacağını bile bile. Açıldı mı sır dolu perdeler, uçup gider geçmişe muamma. Biliyordum. İşte bu yüzden ben sevmedim hiç seni. Ne zaman ki sevmek adına kıpırtılar baş kaldırdı kalbimde, fırlatıp atıverdim onu aç bir sokak kedisine. Acıyı sektirmeye alışkınım ben su üzerinde. Taş mı ağırdır aşk mı, hangisi batmaz diye bakamam ki yaktığım denizlere. Batırmadığım aşkın ne işi var ellerimde? Bilmezsin sen; aşkın etiketi acı geçmişimde. Bu yüzden; ben seni hiç sevmedim, yeltenmedim bile… Ben seni hiç sevmedim ki… Körü körüne peşinden koşulan kadınlara inat, hep dik bir duruşum oldu. Sana karşı bile. Eğilmezsem arzunun önünde, seni yitireceğimi bile bile. Siyah karanfiller görmek istedim ellerinde, sen çıktın geldin ürkek bir orkide ile. Aşk ile aramda hiç bitmeyen bu tuhaf kavgayı sana anlatmayı denedim defalarca. Bal yüklü dudakların izin vermedi buna. Ağzın her buluştuğunda ağzımla, yuttum gerçeği buz gibi tadıyla. Dört duvar arasında değiş tokuş edemedim duygularımı. Aşk hep acı tadında kaldı, mutluluk ise her zamanki kadar uzaktı… Ben seni hiç sevmedim ki… En lezzetli halinde erirken dilimde, çekirdeğindeki acının tadını hissettim istemeye istemeye. Yaralı bir attı umut; yaşatmak için mücadele etmek sanki bir suçtu. Bir kurşun uzaklığındaydı. Gez, gör, arpacık! Ve bumm! Öldürmek daha kolaydı! Acıya odaklı sevdalarda, aşk yüreğe çok uzaktı. İşte bu yüzden hiç sevmedim ben seni. Sevemedim. Acının tekelindeki bir kadın sevmenin uzağında yitti, gitti… Ben seni hiç sevmedim ki… Her sevda yeni bir hikaye. Her sevda yeni bir masal belki de. Ama hep ilk satırdan belli sonu. Son sayfanın son kelimesi her seferinde sıfırlıyor yaşama olan inancımı. Bir kez daha yitirirsem elimde var olanı, hiçbir güç ayakta tutamaz insan yanımı. İşte bu yüzden sevmedim, sevemedim seni… Seri ilanlar köşesinde, hükümsüz kaldı aşk ilanın. Mutluluktan böylesi korkan bir kadına, gölgesi bile yeter yazdıklarının. Hiç sevmedim seni yeltenmedim bile sevmeye…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © FUNDA BİLGİLİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |