Edebiyat yaşamın öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediği biçimi verir. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
ELİNDE KAHVESİ Ne oluyor, O orada olunca? İş, okul, aile bakıyoruz =) İnanıyoruz taşa, ondandır dağlardan iniyoruz. Tası tarağı şiir olmasa da... ****** Yaşadığımız 'en'lere, içine sığdırdığımız delilere bakıyoruz. Seviyoruz bu ciğeri pes ettiremeyenleri! Başkalarının saatleri ve evreleri, burada ebede, burada hassas. Siz hele bir tutunun! Yapabilirseniz, uzaklar burada 'nazik' olur. Harikalar diyarını özendiremesek de herkes bilsin neler taşıyor bu dünya hala. Çünkü çözüm değil TV'yi kapatmak, çünkü inandırıcı değil vejetaryen olmak, çünkü yaratıcı değil birilerinin patronu, patriği olmak. Çünkü cansın, hey hayat dolu insan! ****** Kim demiş "aydınların, soluk geçmişi olur" diye, Bukowski okumanın vakti çoktaaaan geçti. Biraz ışık, biraz yağmur, biraz para yağsa geçecek mi dediler? Hepsi? Peki nereden? Var mıydı gelin güvey? Yok. Bildiğiniz şeyler namüsait. Ardında koştuğunuz şeyler bile değil. Önce saded lütfen, sonra saadet. ****** Belki de hiç anlatılmadığı gibi... Tadılmadığı kadar, Tüm iddialara rağmen, Bugün Jung'a, yarın Peyami Safa'ya göre, Belki içeriye biraz temiz hava girsin diye, En çok da eşiklerde YÜZÜNÜZ OKUNUYOR. Hani 'karışmak istemiyorum' diyen yüzünüz, KIRIŞMIŞ ŞİMDİ. en tabii şaşırmış, baka baka ama. ****** Ne olursa olsun ben, Size görünen taraftayım. Evet, bir TARAFTA. Ne mutfakta, ne mesaide, ne balıkçıda, ne atlıkarıncada, ne de koca bir yatakta; Nerdeyim ben? Sade bir notta: "'Ey Türk Gençliği'ni yiyeyim." Bu ana yenilin. Bu ana gülün. İçten içe kızın. Gözlerinizin içi gülsün mü bilemedim. Anı dondurun. Şimdi gelin. Güçlü varlığınızla. Varlığınız: 'Benim lan, Ey Türk Gençliği!' ****** Zira nötronik olan; o notu -yıldızları gelse, içine de doğsa - ezberletemezsin adama tuz-şeker-dana-hamur-fabaceae ve gram matematik işlemiyorsa o kafaya. Vay anasını. Kapı duvar. Bir tarafımız mı çekiyor, ne? Burada bir dur. bir şükür et. Şuna bak! Suratında 'mundar etmeden-sevmezler-yurdumu' bakışı... Yüz lira ver. Bu ara, sırf onun için yakıyorsun bizi. O yüzden sen de bilesin şiddetle ve dalaletle BİLESİN SAATLER burada hiç "dokuzu beş GEÇMEDİ" (09:04) ****** Al işte, lekeye el sürülücek kadar ortadasın. Heyecanlı mısın? Yoksa aramaya teşvik mi etmeli? "Dünyayı sevmek - onu biraz beslemekse, biraz da semirsek" demek. Yumul! Çünkü her şey dünya için ve nasıl olsa içindeki SEN için! O Ne ise, Sana Değer. DEĞECEK ama ANLARSAN GEÇECEK. ****** Velhasıl Büyütmek kolay. Al Şakir'i vur Perihan'a. Büyümek; şarkılarda, Başlı başına bir DEVRİM. Tıpkı ATATÜRK gibi. Sora sora ŞEHİR, baka baka INSAN olmuş HER DEVRİMİ!! ATATÜRKİYELİK; hediyelik DEĞİL. üyelikle DEĞİL, Efendilerle, Muna Genç T.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muna Genç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |