Gerçeğin dili çok yalın. -Euripides |
|
||||||||||
|
Aşk gözyaşıyla silinir bir gülün delişmen hafızasından Her yağmur damlası rahmet taşır sevgi çeşmesinin oluğuna Bu kara topraklar aşk ve muhabbet solurdu bir zamanlar… Bir somun ekmeği bölüşürdü toklar, açların kupkuru sofrasında Her kapı güvenle açılırdı, güler yüzle buyur edilirdi gelenler… Mihmandar eline değil, yüzüne bakardı kapının eşiğinde canların Birlikte çoğalır, ayrılıkta azalır, vakti kuşanırdık Umut eker, güven biçerdik kaybolan günün şafağında İnsanlığın istikbale çağrısıydı sözleri gül yüzlü civanların Zihnimiz tezatların ve desiselerin çöplüğüne dönmemişken Kanayan yaralara pansuman olurduk sevgi iksiriyle Can suyu gül suyuna karışır, buhurdandan dağılırdı rayiha Seherlerde kuşların şarkısını dinlerdik perde arkasından Sevgi cemreleri yürek başkentine düşerdi usulca… İnsan anlardı insanın ahvalinden, ay doğardı sular karardığında Çölleşen ruhlara kasvet olup yağmazdı endişeler Hüzünler dönüşmezdi iri gözlü azgın bir canavara… Oysa şimdi ruhun berzahında sıkışıp kalmış insanlık… Kendisinden artan balçıkta debelenip durmada tafra satanlar… Menziller her geçen gün koşar adım uzaklaşıyor bizden Kimse kimsenin yarasına merhem olmuyor Lokman misali Bülbüllere hayat hakkı tanımaz çokbilmiş akbabalar… Göklerin mutlak hükmüne prangalar vuruyor zerreler Pervaneler meydan okuyor her mumun kızıl ateşine Çile tezgâhında dokunuyor bitimsiz âhlar, eyvahlar… Yunus’un sevgisi, Mevlana’nın hoşgörüsü tatilde şimdi Umutlar yalın kılıçtan geçiriliyor duygu meydanlarında Aramak için kaybettiğinin farkında olmalı şaşkın beşer İnsanlık farkında değil ki arasın altın kıymetindeki yitiğini Hakikatin gülen yüzü tırmalanmış, kezzap sayılır hür fikir… Güneşin saf aydınlığına perde olmuş kara bulutlar Söz dağlarının yamacında can çekişir yağmur kokan şiirler Ve kokuşmuş sokaklar öper zalimlerin kirli ayaklarından Dar vakitlerde genişler zamanın çepeçevre kuşatılmış fanusu… Sözde aydınların cılız ışığı acizdir önünü aydınlatmaktan bile Zira kahvehanelerde sabahlar, çoğu bilmez bilgi yolunu Emanet düşüncelerle örer zehirli örümcek ağını İnsanlık, giydiği ateşten gömleği çıkarıp atar üzerinden Yalancı baharlarda zamansız açan çiçekler erken ölür Esrarlı bir sükût öğütülür muzır söz değirmeninde Simsiyah bir gecenin şafağında bir başına can çekişir insanlık!... Hürriyeti ölümün kollarında bulur… Ve gülümser, sessizce ölür. M.NİHAT MALKOÇ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |