Siz bir “giz”siniz.

Siz de her şey mevcut desem, yeni ve olağan üstü bir şey söylemiş olmam, biliyorum.

Siz, kendinizdeki “giz”i ne kadar çözdüyseniz, yaşadığınız zorlukları o kadar çabuk ve kolay yendiniz.

Yaşama dair her ne varsa sizde mevcut, hepsinin tohumları ekili ve her an yeşermeye, gelişmeye gebe bünyenizde.

Siz kendince nedenleri olan hırsız da olabilirsiniz, işi gereği o’nu kovalayan polis görevlisi de.

Siz, bir tecavüzcü sadist biri de olabilirsiniz, bir kurbanı tedavi eden ruh hekimi de olabilirsiniz.

Keskin nişancı bir savaşcı da olabilirsiniz, siz tabiatta varolan her şeyi korumaya hayatını adamış bir çevreci de.

İdealleri uğruna, korkusuzca darağacına yürüyen bir halk kahramanı da olabilirsiniz, idamlıkların boynuna ipi geçirerek ekmeğini kazanan zavallı bir cellat da.

İşkence gören de, işkence eden de olabilirsiniz yaşadığınız sürece.

Siz bir bilim insanı da olabilirsiniz, fevkalade bağnaz bir dinbaz da olabilirsiniz.

Aşık da olabilirsiniz, siz aşık olunan da... !

Şirin’de, Ferhat’da... Romeo'da, Jüliett’de.

Siz aklınızdan geçen her şey olabilirsiniz.

Sorunların sebebi de, çözümlerin kendisi de.

Bahçenizde açmasını istediğiniz çiçeklerin, doğanızda bitmesini istediğiniz bitkilerin, sahibi olmak istediğiniz özelliklerin, içinizde yeşerttiğiniz tohumların bizzat ta kendisisiniz.

O tohumlara verdiğiniz su’dur, tuttuğunuz ışık’tır ve yarattığınız iklim’dir belirleyici olan.

Yeryüzünde, ne yaşam hakkı elinden alınması gereken tamamıyla gereksiz bir insan, ne de sonsuza dek hayat hakkı tapusuna geçirilecek bir can gördüm.

Sakın ha, sakın, kendinizi ikisinden biri sanmayın. Aldanmayın.

Varolan yaşayandır, yaşayan çelişendir, çelişen değişendir, değişen ise dönüşendir.

Zıttına bile.

Siz hiç bir şeyi varetmiyor, sadece keşfediyorsunuz.

Siz hiç bir şeyi yoketmiyor, ya zedeliyor, ya kirletiyor ya da göremiyorsunuz.

Siz, içinizdeki “giz” ile “bir”siniz.

İçinizdeki “giz”i çözdükçe siz, gülüyor gerçeğin yüzü yüzünüze.

“Giz” dünyasında uzadıkça yolunuz, açılıyor dış dünyadaki ufkunuz.

Her ne var sa sizde var.

İyilik de, kötülük de. Çirkinlik de güzellik de. Başarı da, yenilgi de.

Hiç de uzakda değil. Sizde, bizde, yani içimizde.

İçimizde saklanan “giz”de.

Bize düşen; aradım, buldum, çözdüm, kavradım, yaşadım... demek.

Bir de, olabildiğince sevmek.


Metz, 26.09.2007