Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon |
|
||||||||||
|
Bu olayın üzerinden bir süre geçtikten sonra her şey unutulmuş, eski günlere geri dönülmüştü. Temizlikçi kadın için Ayşe Hanım’ın evinde yine zor günler başlamıştı. Ayşe Hanım, bir gün altın gerdanlığının çalındığını ileri sürmüş ve karakola başvurmuştu. Temizlikçi kadın her ne kadar bu gerdanlığın hanımınca düğün hediyesi olarak verildiğini söylese de bu pek inandırıcı olmamış ve kadın tutuklanmıştı. Bu gün, Yaşlı Kadının çevresinde bulunan insanlardan birinin daha eksildiği bir gün oldu. Şule Hanım, “ ağzına sağlık Betülcüğüm” dedi. – “ Vallahi olacak olanlar sana malum oluyor kız. Geçen hafta da falıma bakmış, “size uzak bir yerden misafir geliyor” demiştin. Bak işte Jülideciğim burada. Tâ Amerika’dan ablasını ziyarete gelmiş. Haydi, sana zahmet bir de onun kahve falına bak, bakarsın buralardan bir yerden bir kısmeti falan çıkar kızcağızın” diyerek tamamladı sözlerini. Sonra göz ucuyla muzipçe kardeşine baktı. Sanki yüzünün alacağı ifadeden bir şeyler anlamak istiyor gibiydi. Betül Hanım rahat bir tavırla çoktandır kapatılmış olan fincanı eline almış, bakmak üzere ağır, ağır çeviriyordu ki kapı zili aralıksız bir şekilde sürekli çalmaya başladı. Şule Hanım, heyecan içinde kalarak kapıyı açmak üzere alt kata koştu. Bu arada Betül Hanım, kısa bir sessizlikten sonra Jülide’ye uzun, uzun kahve falında geleceğine dair gördüklerini anlattı. Söz arasında bu alımlı genç hanımın gönlünün hâla boş olduğunu, idealleri uğruna gece gündüz çalışmaktan etrafında olup bitenleri fark etmediğini anladı. Ona tam yakınlarından olan bir delikanlıyı anlatmak üzereydi ki Şule Hanım’ın öfkeli bağırışı ve ardından gürültüyle kapanan dış kapının sesini işittiler. Şule Hanım yanlarına geldiğinde öfkesinin tesiriyle titriyor ve “ Yaşlı bunak seni” diye bağırıyordu. Sonra olayı kısaca özetledi; yan komşuları Ayşe Hanım, Şule Hanım’ın küçük oğlu Ali’nin bahçesine düşen topunu önce keserek parçalamış ve sonrada çocuğu dövmek üzere kapı girişine kadar kovalamıştı onu. Ayşe Hanım’ın gittikçe garipleşen tavırları, çevresindeki insanların azalmasına neden olmuştu. Komşuları onu “ geçimsiz yaşlı bunak” diyerek çağırmaya başlamışlardı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aydın akdeniz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |