..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Anı > Gürcan Erbaş




1 Şubat 2007
Hasret Şarkısı  
uzun, tozlu yollardan gelmiştik,

Gürcan Erbaş



:ADHB:


uzun, tozlu yollardan gelmiştik,
henüz paylaşacaktık seninle
avucumuzda tuttuğumuz hasretimizi,
elbet söyleyecektik o eski günlerin güzelliğini,
koklayıp o odalarımızın havasını,
bir bir açıp kapılarını, bir parça soluklanarak
misafir odamızda,
- bugünkiler anlamaz pek dilimizden,
salon mu vardı misafire o zaman -
diyerek hasret giderecektik seninle.
bir bardak suyu bölüşerek başlayacaktık söze,
ahşap tavana bakacaktık sonra,
sonra belki kalmıştır diye dinleyecektik duvarı
duruyordur diyerek o eski güzel
sözlerimizden biri,
tavana bakacaktık tekrar, kaldı mı diye
bizi anımsatan bir işaret, bir iz,
sen, asılı kalmış iki çengeli işaret ederek
bak ! hâlâ duruyor diyecektin bizi sallayan
beşiğin halkası, ama paslanmış, çürümüş biraz,
duyar gibiyim sesini, işte bak yine o ses,
bir şarkı gibi, annemin söylediği ninni,
ne kadar da sıcak ve hisli,
henüz paylaşamadan seninle o sıcak sevgiyi,
taze bir ekmek gibi kokan o hasreti,
bak kapı çaldı yine.

uzaklardan, uzak yollardan gelmiştik,
hasret ve süt kokan kederleri içmiştik.

2

ah kardeşim,
ne sıcak olurdu o kış geceleri, radyo çalardı,
bir yanda, bir yanda kedimizin mırıltısı,
çivit mavisi duvarımızda asılı dururdu
daima bir Saatli Maarif Takvimi,
bir de hiç unutmadığım o ses,
yemeğin kokusuna karışan annemin sesi,
sofra hazır gelin çocuklar, Can, salataya tuz koy,
kaç gece mutlu olmuştuk acaba bir yılda ?
kaç gün gülmüştük ?
herşey sanki dünmüş gibi taze,
ne zaman geçti bunca sene ?
sen, sofradan tabakları topluyorsun yine tek tek,
annemse sobadan ateş alıyor mangala,
ve dedemin köpüklü kahvesi pişiyor ateşte,
nenem, radyonun başındadır, Hamiyeti dinliyordur,
kaçırmaz keman taksimini, sonra iki damla
yaş akar gözlerinden, doksanüç harbini anlatır,
bir de nasıl göç ettiklerini.

uzaklardan, uzak yollardan gelmiştik,
hasret ve süt kokan kederleri içmiştik.

3

ah kardeşim,
ne sıcak olurdu o yazlar bahçemizdeki,
eriğin gölgesinde bütün bir yazı hapsederek
ellerimize, sanki kış hiç gelmeyecekmiş gibi
akşamı beklerdik, sanki gündüzlerden daha az
kedersizmiş gibi,
birşeyler getirmesini beklerdik gecenin,
kutularda sakladığımız bebeklere hiç olmazsa,
ama ne gelen oldu, ne de kapımızı çaldı bir el !
akşam olur olmaz evimizde,
önce karartma gecelerinden kalma
perde iner, sonra sanki hiçbirşey olmamış gibi
uyanırdık en derin hasretlerden,
ellerimiz göğsümüzde beklerdik,
çaresiz öyle beklerdik,
sanki hasretin içinden gelmiştik,
çocuklarıydık sanki hasret ananın,
sanki birşeyler tutuşturacaktı elimize zaman,
hiçbirşey olmadı öyle beklediğimiz gibi,
ne de geldi beklenen !
sen, yollara düştün bir gün,
arkandan ben,
böyle düştük hasret yollarına.

az yolumuz kaldı, haydi gidelim,
yine o süt kokulu kederleri içelim .




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anılar Kutusu
On Üzerinden On Veriyorum Sana (!)
Anılar Eskimez Resimler Gibi
Dün, Bugün, Yarın
Minyon Kız
Çivit Mavisi
Nostalji
Bizim Mahallenin Gül Gibi Kızları Vardı
Ne Güzel Düşler
Eski İstanbul

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Benim Atlarım
Lebon'da Buluşalım
Kaside
Sotaya Düşmeyen Şiir
Atatürk Aramızda
Hayalet
Eski Çeşme
Bir Sebep Göster
Bekleyiş
Beddua

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yengem [Öykü]
Şarkı [Öykü]
Gece, Yalnızlığımı Paylaştı [Öykü]
Bahar, İstanbula Hep Geç Gelir! [Öykü]
Bocce Federasyonuna Üye Oldunuz Mu? [Öykü]
Solmasın Yurdumun Gülleri [Öykü]
Bir Beş Not Borç da Benden [Öykü]
Niyetçi [Öykü]
Kapıda Ayı Var [Öykü]
Kapıda Ayı Var II [Öykü]


Gürcan Erbaş kimdir?

1942 İstanbul doğumlu, edebiyatın her türünden hoşlanır, ayrıca resim yapar. Kendi adına yayınladığı şiir kitapları: Kaç İstanbul Var İçinizde, Mavi Düşler, On üzerinden on veriyorum sana, Dedemin Kitabı, Solmasın Yurdumun Gülleri, 19 Yaş Şiirleri, Sesler Düşünceler Duygular, Aynadan Yansıyan, Onikiden Sonra, Gece Korkuları.

Etkilendiği Yazarlar:
Halide Edib, Adalet Ağaoğlu, Yakup Kadri,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gürcan Erbaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.