Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Bu sabah işten geldiğimde, evet yanlış okumadınız günü tersten yaşayanlardanım, televizyonda ' saçma sapan ve iyice izlenemeyecek durumu gelmiş' sabah programlarından birine rastladım.Niyetim bu gibi programların arasında izlenmeye değr bir program bulmaktı; ama ne mümkün!Bulamayınca birkaç dakika duraksadım bahsettiğim showda ve tüm özgüveniyle eline mikrofonu alan bir kadının şu sözleri söylediğine tanık oldum: ' Herkes cennete gitmek ister; ama kimse ölmek istemez.' Düşündürücü, ilgi çekici ve gerçekleri yansıtıcı bir cümleydi bu...Bir yandan cümle üzerine kafa yoruyor; diğer yandan da insanın nerede, kimden bir şeyler öğreneceğinin hiç belli olmadığını düşünüyordum.İnsan hiç ummadığı kaynaklardan bilgi edinebiliyordu. Bazen bir çocuk, bazen hiç eğitim görmemiş biri, bazen de günümüz dünyasıyla hiç ilgisi yokmuş gibi görünen yaşlı biri öyle bir laf ediyordu ki şaşırıp kalıyordunuz. Belki de hiçbir şeye kuluğını tam tıkamamalı insanevledı, önyargılarında keskin olmamalı, 'asla' larla yaşamamalı... Yaşamdan bir şey beklemeyenimiz var mı acaba? Bence hayır... Tanıdığım yaşlı bir hanım ' artık bu hayattan hiçbir alacağım, hiçbir beklentim yok, düşündüğüm sadece öte diyar' dedi. Bu bile isteklerimizin sınırsızlığının bir göstergesi...İnsan bu dünyadan vazgeçse de yaşamın bir uzantısı olan ölümden sonrasıyla ilgili hayalleri, korkuları, istekleri bitmiyor. Herkes farklı şeyler istiyor yaşamdan. Aşk, para, başarı, sağlık, huzur, şöhret... Bazen hayata küsüyoruz bunları kendiliğinden vermiyor bize diye... 'Öteki' sahipken 'neden ben değilim?' diye soruyoruz. Aslında sorulması gereken sorunun 'neden ben?' değil, 'neden o?' olması gerektiğinin bir türlü farkına varamıyoruz. 'Nasıl ulaşmış isteklerine, neden benden farklı yaşıyor ' diye sorgulamak gerekiyor hayatı. Neden kaynaklanıyor yanlışımız? Acaba isteklerimize ulaşma konusunda yanlış yol izliyor olabilir miyiz? Aynen ' ölmeden cennete gitmeyi istemek' gibi bizde, Acı çekmeden aşık olmak Yenilmeden/ tökezlemeden başarılı olmak Çalışmadan zengin olmak Sevmeden sevilmek Saymadan sayılmak Vücuda yatırım yapmadan sağlıklı olmak Okumadan, araştırmadan çok bilmek Düşünmeden doğruyu bulmak mı istiyoruz? Bu kör/kısır istekler olabilir mi bizim başaramadığımızı başarandan farkımız?Bir şeye ulaşmak için önce kendimizden bir şeyler vermemiz gerektiğini anlamamız bu kadar zor mu? Oysa sıklıkla duyduğumuz basit bir söz hayatın sırrını açıklamıyor mu bize: ' Vermeden almak Allah'a mahsustur.' Bu kadar basit olabilir mi hayatın kuralı? 'Hem ölmeyeyim hem cennete gideyim' düşüncesi kaybettiriyor olabilir mi bize? Ya böyle şaçma, imkansız düşüncelere takıldıysa oltamız? Bunun için çaresizlik hissediyor, küsüyorsak hayata? Gözden geçirelim mi kör/ kısır isteklerimizi? Ölmeden cennete gidemeyeceğimizi anladığımız gibi; mutsuzluğu göze alamadığımız için mutsuz, sevmeyi göze alamadığımız için sevgisiz ve başarısızlığı göze alamadığımız için başarısız olduğumuzu anlayalım mı artık?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ASLI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |