Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Benjamin Franklin Uyandım… Bir anlık dalgınlıkla uyanıvermişim işte. Alışkanlıktan olacak elim önce sigara paketine uzandı. (Mahmurluk anları da uykuya dâhil mi acaba?) Hep hayalini kurduğum bir uykuya yatmıştım dün gece. Hani yastığa başı koyar koymaz gelenlerden. Gece seslerimi ahşap kutuma doldurup mum kokularının yanına bıraktım. Gündüz görüntülerini penceremden dışarı saçtım. Hiç benim olmadılar ki… Geçen yıllardan birinin iki baharından kahverengi olanıydı. Çocukluğumun masallarında yeri olmayan bu kül rengi şehrin kıyılarına bir kez daha geldiğimde anlamıştım: “Bir masal en güzel çocukken yazılır...” Gözlerim saati arıyor duvarda. Tuhaf… (En son gözler uyanıyordu değil mi uykudan?) Oysa saatlerle aram hiç iyi olmadı ki. Hem de duvar saatleri. Daha neler.. Benim odalarım duvarlarla örülmedi ki hiç. Gözlerim bakışlarımı mı terk etti bu sefer? Yoksa onlar da mı bir başkasına verildi? Yine geldi ötüyor bak. Pencerenin soluna yine atmış kendini. Gece kuşum rüya şarkıları bestelemiş yine. “Düştesin” diyor, “uyanma sakın, düşersin..” Peki, o zaman sen söyle bakalım görünmeyen besteci, karşımda gerçek bir saatin ne işi var öyleyse? Sen demez miydin “düşler, akrebin bile yelkovandan gizlediği durulması imkânsız anlardır” diye? Peki, o zaman sen söyle; durduk mu, yoksa düşüyor muyuz yine? Hep hayalini kurduğum bir uykuya yatmıştım dün gece. Gece seslerim ve gündüz görüntülerim uyanmamı beklediler başucumda sessizce. Kar yağıyor dedi dışarıdan bir ses. Kardan adamları çıkarın dolaptan. Buzdan kadınları da getirin penceremin altına. Ne kaldıysa bahardan seyredelim birlikte. Dışarıda kıyametin provası yapılmakta.. “Bir masal en güzel çocukken yazılır…” Bir kere büyüdün mü, gerisi hikâye. Öyle ya, pamuktan sanırdım hep Pamuk Prenses’i, Rapunzel de peruk takıyormuş meğer. Bahçedeki ağaçla konuştuklarımı annem bile bilmezdi. En son gözler uyanıyordu değil mi uykudan? Bazen aklıma gelmiyor değil: “Daha mı erken kalkarım acaba gözlerimi aldırsam?” “Düştesin” diyor gece kuşum, “uyanma sakın, düşersin.. Gerçekle düşü ayıramaz haldesin.” Farkındayım Vivaldi, sen çalmana devam et.. Durursan uyanırım bilirsin. Sen bilirsin sadece ne kadar yükseklere çıktığımı düşlerimde. Durduğun vakit, sonsuzluğa düşerim. Düşlerim öyle gerçekçi, gerçeklerim öyle “düş”kün ki…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ersen Yoldaç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |