"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Bu ortam yaratıldıktan sonra çocuğun eğitim sorunu ortaya çıkar. Çocuk kendi hareket alanı içinde, eşyaların, yakın çevresinin fiziksel durumunun, (soğuk, sıcak, ıslak, kaygan gibi) ana, baba, ağabey, kardeş, bakıcı abla, yaşıtı arkadaşlarının diretmeleriyle karşılaşır; yapma, elleme, gitme, tutma, bana ver, bağırma gibi. Çocuğu hakim bir iradenin ve çevrenin baskısından, emir ve yasaklara boyun eğmekten korumak gerekir. Çocuğun yapmak istediği şeylere ulaşmasına ket vuracak engelleri mümkün olduğu kadar azaltmak gerekir. Ayrıca yaptığı zararlı şeylerin tamiri ve düzeltilmesi için ana, babaya veya yakınına güvenmemesi için de uzak durulmalıdır, sonunda bir alışkanlık halini alır. Kendi gücüne dayanarak engelleri aşması,eylemlerinin sonucuna dayanması gerektiğini öğrenmek mecburiyetinde kalmalıdır. Eğitimcinin ve ebeveynin görevi, zamanında koruyup, kollayıcı görev üstlenmektir. J.J.Rousseau Emile isimli eserinde " Serbest bırakılan bir çocuğun ne kendini öldürdüğünü,ne de bir tarafını sakatladığını hiç bir zaman görmedim. Yeter ki çocuk yüksek yerlere, ateşin yanına oturtulmasın, elinin yetişeceği yerlere kesici aletler bırakılmasın. "demektedir. Çocuk yararını yaşayarak öğrendiği kurallar ve emirleri, iyi yol gösterildiği takdirde, kısa zamanda öğrenecektir. Düşünerek hareket edecek, veya faaliyetinden sonra düşünecek, doğru, yanlış hakkında karar verebilecektir. Ana, babalar küçük çocuklarının düşünme yetisi olduğunu kabul etmezler. İlk hamlede tam yapılamayan hareketler zaman içinde mükemmel hale gelecektir. Çocuklar yaşıtları ile birlikte oyun oynamaya başlayınca kurala uyma düşüncesi gelimeye başlar. Okula başladığında sorumluluk ve ödev duygusu ile birlikte kendisini disiplin altına almaya başlayacaktır. Zihinsel gelişmesi, tarih, coğrafya, matematik, fen derslerinin kazandıracağı bilgiler ve muhakeme yetisi ile olacaktır. Okul, öğrencinin tek başına yaşadığı yapay bir çevre değildir. Arkadaş ve arkadaş grupları ile kollektif bir yaşam oluşur ve toplum hayatına karışılır. Kişiliğinden bir şey kaybetmeden, çocukken yaptığı gibi, disipline, emir ve yönetmeliklere uymanın gerekliliğini öğrenir. Bunların koyulma ve uygulanma nedenlerini düşünerek bulabilir veya bulmalıdır ki,akıl yürütme yetisi kazanmış olsun. G. Duhamel, kişileri, eğitimlerinin sonucunda, şöyle bir tablo ile karşımıza çıkarır; " Gişelerin önünde sabırla kuyruk bekleyen, kırmızı ışıkta bekleyip, yeşil ışıkta geçen, toplumsal yasaklara uyan, başkasının önüne geçip, hakkını gasp etmeyen, vb.,kişiliklerine zarar vermeden birlikte yaşamayı öğrenenler...."olarak Bütün bunlar bir toplumun uyum içinde yaşaması için gereklidir. Çocuklara itaati zorlayarak, baskı ile öğretmek yerine, topluluk içinde yaşayarak öğrenmelerine olanak hazırlamalıdır. Yazdıklarımızı özetlersek: -) Çocukların oyunlarına gözlemci olmalı, kendisinin çözüm bulması beklenmelidir. -) Okulda kollektif çalışma yaptığı zaman, ödev hazırlarken yararlanacağı malzeme ve kitapları hazır bulundurarak, kendisinin yapmasına izin verilmelidir. -) Kurallar, yönetmelikler ve yasaların konuluş amaçlarını, eğer uyum göstermekte direniyorsa, kendisi ile konuşmalı, uymamanın getireceği zararları kendisinin bulmasına çalışmalıdır. -) Okul, öğrencinin 3-5 saatini geçirdiği, yoğun bir öğrenme faaliyetinin olduğu bir mekandır. Okul ortamında disiplin, öğretmen ve yöneticinin, zorunlu, otoritesi vardır- Ev ortamında ebeveyn çocuğunu hem öğrenmeye, hem otoriteye, hem de kural ve yönetmeliklere göre davranmaya hazırlamakla yükümlü görmelidir kendini. -) Okulda ASİ olmak tavrını seçen bir çocuk, acaba farklılık yaratmak amacında mıdır? Okul ve aile bu davranışın nedenlerini ortaklık yaparak bulmak ve çözüme gitmek zorundadır, kaçış yoktur. Böyle durumlardaki öğrencilerin davranışları okulun dışına taşmak gibi, çok sakıncalı olaylara neden olabilir. Okul, öğretmen, eğitim uzmanı, yönetici ve karşısında AİLE; işbirliği GEREKLİDİR: --------------------------------------------------------------------------------
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Güven Uluköse, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |