batık şiir
baş harfleri büyük değil düşlerimin dilbilgisi yok gözyaşlarımda noktalamalar işaretler değil hislerim herhangi bir dünyanın herhangi bir yerinde istiyorum ki susarak dertleşsin bu batık şiirim hatta anlatabilir belki yaşlar girdabımda batan gemilerimi bir eser yazmıyorum hiçbir şey çalıyor kulaklarımda belki kurtarılan yıkık bir gemi oluverir bir rüyada kitaplar parçalanıyor düşünce yanıyor bir armoni tavaf ediyor olamayan yankılarda sen bu gemiyi sanki evrenine bıraktığında daha da eskimekte olan gözlerine akan karmaşık mısralarda ulaşacak olursa eğer sana bu rüzgarsız gemi tam yorgun düşecekken savruk fırtınalarda ihtiyacı kalmayacak forsa cinaslarıma kaçık uyaklarıma ses olamayan titreşimlerin marşıyla yükselirken araf korosu arkamdan zamana kitleler hücreler intihar ederken aklımda ve kimse yanaşmazken kendi feryadına kurmak zorundaydım bu hakir orkestrayı bırak ki bulduysan gemiyi duyduysan şiiri bırak nafile yankısıdır sözlerim kuşların umutsuz çıganına toprağın tadına varamayana savrulursan eğer bu sonuçsuz girdaba erit görünen adaları layık ol durumuna o vakit susmaya başlayacak şiirim yaş alacak gemim biliyorum ki daha çok türkü söyler ruh tek başına yoksa olur muydu bir batık bu şiir olamayan şiirim gelir miydi yanına bir gidişin gelecek hikayesidir bu çoktan gitmişlerin geçmişi bütün hepsi mutlak yalnızlıklardaki harfleri getirmekle başladı yan yana yazıyı icat edenin bütün coşkusuyla baharı bekleyen kelebeğin ölümü anlamasıyla belki dibe batmadan karaya oturur diye gemi eskimiş mezarımın cudi toprağına içinde baharsız her kelebekten bir çift taşırarak balçığa anlıyorum ki açılıyor hala ellerinde gemi zarfsız yolladığım kuşların umutsuz orkestrasına bırak yaş alıyor gemi devriliyor tek başına katma kendi çalkantına onu girdabımdan çalma görmediğin gibi beni tutamayacaksın bunu aklında olmayan bir hikaye bu başlığını koyma ah sufi sancım ah son pervanem ateşini seçemeyen yaş alıyor gemi seç artık gidişini