Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Yeni yetme çağındaki gençlerimiz birbirlerine , sevgi sözcükleri söylemekten adeta korkar durumdalar. Bir delikanlı , bir genç kıza en çok söylemek ihtiyacı duyduğu bu cümleyi söylemeye çalışırken yaşlanırken , kızımızda erkeğin kalbinden gelip dudaklarından dökülecek olan bu bir çift lafı bekleyerek yıllarını geçirmekte. İfade etmeye bir adım yaklaşmış olanların birbirlerine yazdıkları mesajların altında genellikle “I love you” dip notu eklenmiş durumda, “Seni Seviyorum” değil. Yıllardır evli ve artık birbirlerini kazanmış çiftlerde de durum farklı değil zaten. Bir kadının şikayetini duymaktayız , “Bir kere bile doğru düzgün söylemedi “ , “ Ne olur bir kez daha seni seviyorum dese” . Duymaktan en fazla zevk aldığımız bu iki satır lafı , başkalarına uzatırken ne kadar cimri davranıyoruz , ne kadar zorlanarak harcıyoruz. Sanki söyleyince bizde bir şeyler eksilecek veya karşı taraf bunu aleyhimize kullanılacak bir silah haline getirip dönüp bizi vuracak. Eksilse ne olur?Belki karşı taraftan gelecek olan ,”Bende seni seviyorum” ile daha da çoğalacak ve kuvvetlenerek hakimiyetini arttıracak. Ya çoğalarak geri dönmezde bizi eksiltirse çekincesiyle yaşamak daha mı kolay yani? Veya yabancı bir dilde yazılmış yüz tane alt alta “seni seviyorum” belirtisini iletmek daha kolay belki ama öz dilinde ki kadar anlamlı mı? Annemize , babamıza , eski bir arkadaşa , sağlam bir dostumuza ayıp ettiğimizin farkında değiliz bile. Çocuklarımıza bile onları sevdiğimizi söyleyemezken nasıl daha duyarlı ve sevgi dolu bir toplum olmayı başarabileceğimizi ise ben hiç bilmiyorum. Özür dilemekte aynı tabunun altında yerleşmiş kalmış durumda. Hatayı kabul etmek bu kadar zor olmamalı , hata insana mahsustur. Bunun anlamı “hata yapan tek varlık insandır” değil ; “yaptığı hatayı anlayabilecek kapasiteye sahip tek canlı insandır” demektir. İnsan olmamızın erdemini kullanıp ta üzdüğümüz , kırdığımız , yanlış yaptığımız birinden özür dilemekte de oldukça tutucuyuz sonuçta. Özür dilemekte zorlananlara bir başka kılıfta , “Hatayı kabul etmek büyüklüktür” şeklinde sağlanmış durumda. Her özür dileyen lafına “ Büyüklük bende kalsın” diye başlayıp , özür dilemenin ezikliğini kimliğinden olabildiğince uzak tutmak çabasına girmekte. Otobüste birinin ayağına bastıktan sonra , “Sorry” diye dolanan bir sürü insan geziniyor topraklarımızda. Neden? Daha kolay çıkıyor ağzımızdan , o kadar yıkılmıyoruz “sorry de bitsin gitsin zaten” halindeyiz. Bizler yanlışımızı kabullendiğimizde değerimizi eksiltip; karşıdaki insana, kendimizden azalttığımızı eklediğimiz yanılgısını taşıdığımız sürece bu devam edecek. Sevmekten neden korktuğumuzu bilmeden büyür ve ölürken, söylemekten uzak durmaya çalışmamızın bir mantığı olmalı. Duygularını açıkça ifade etmeyen bir kültürümüz var ne yazık ki. Lafları ima etmeye çalışmak , karşıdakinin algılarını kuvvetlendirip , ima edileni anlamasını beklemek gibi bir huyumuz gelişmiş. Bulmaca çözmek ve bilmece yaratmak bir kültür altyapısı halinde adeta. “Kızım sana söylüyorum , gelinim sen anla” demek de ne demek? “Ben lafımı ortaya söyledim , isteyen üzerine alınabilir” şeklinde güncellendi bu söylem son zamanlarda. Söyleme ortaya arkadaşım , git ve ne demek istiyorsan; üstelikte kime söylemek istiyorsan direk ol , ifade yeteneğini kelimeler ile zenginleştir , bitsin gitsin. Ancak bu şekilde duygu ve düşüncelerin ile birlikte bir kimliğin olabilir zaten. Sevgini söyle , üzüntünü söyle. Hatanı fark ettiğinde de özrünü dile. Bunlar eğer seni kendi değerinden uzaklaştıracak zannediyorsan, zaten kimliksel bir değerin hali hazırda oluşmamış demektir bana göre. Ve benim gibi düşündüğüne inandığım bir çok insana göre.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Simten K. Ataç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |