..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaşamın öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediği biçimi verir. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Öyküsel > Doğan ORMANKIRAN




6 Eylül 2005
Üşüyorum  
Doğan ORMANKIRAN

:BFBJ:
Üşüyorum
Bedenim titriyor
Zamanamı,hayatamı
Yoksa sanamı yenik düştüm
Bilmiyorum
Yüreğim harman yeri yokluğunda
Ve neden aramadığını bilmiyorum
Ne oldu. Neden Ayrılma kararı aldık
Biraz düşünelim demiştin
Biraz tartalım ilişkimizi,
bana zaman ver demiştin
Sonra görüşürüz demiştin.
Ben çok düşündüm hem de çok
Ve anladım ki bir kez daha
Sensiz çok acı geliyor hayat
Dönüşüne, sana ihtiyacım var.
Telesekretere not bırakalı üç gün oldu.
Maillerime cevap yazmıyorsun.
Mesajlara karşılık gelmiyor.
Telefonuna ulaşılamıyor.
Sensiz bugün 14 . gün ve ben
Başka bir güne daha sensiz giremem.
Dışarda açan çiçekleri görüyorum,
Yeşil yeşil nüpelleri ağaçlarda
Kırlar çiçekler tat vermiyor.
Ve ben her gece 3-4 kadar seni bulmak
İçin dolaşıyorum caddelerde
Dün yine bütün gün işyerinin önünde bekledim
Ama yoktun ne girerken gördüm seni
Nede çıkarken.
Kayboldun ve sanki yok oldun.
15 nci gün ve hala üşüyorum sensizlikten
Apartman kapıcısı Recep Bey’i gördüm.
Uğramıyor 1 haftadır dedi
İşe gitmiyorsun, eve gelmiyorsun.
Yine not bıraktım eğer bu günde
haber çıkmazsa iş yerine gideceğim.
16 ncı gün yoksun ateşim yükseldi iyice
İş yerine gittim. Ayrıldı dediler.
Neden diye sordum.
Kimseler cevap vermiyor. Bilmiyor.
Evde yoksun, arkadaşların görmemiş
Söylesene daha ne kadar sürer bu
Eğer acı çektirmekse maksadın.
Evet gördün işte gurur falan kalmadı
Deli gibi seviyorum seni
Hemde acıların en büyüğünü çekiyorum.
Kahretsin
Deli zannediyorlar beni
Seni seviyorum anlamıyormusun.
Sokakta her gördüğüme soruyorum.
Görmedik, tanımıyoruz, bilmiyoruz diyorlar.
17 nci gün gözlerim kan çanağı ağlamaktan
Suratımın şekli değişti, sakallarım uzamış
Görsen şimdi halimi
Sokak serserisine döndüm.
Nerde bulurum diye düşünmekten
Kafa kalmadı sayende.
Seni bulursam bir daha bırakmıyacağım
Bu şehir dar geliyor sevgimize
Anlamıyorlar sevgimizi
Ama sensiz gidemiyorum, anlamıyormusun.
18 nci gün yoksun delirmemek içten değil
Ne hastalık, ne bir dert nede ölüm korkutmuyor beni
Sensiz olmaktan çok.
Dün gece ölümü düşündüm.
Tavana bağladım ipi ve altına bir sandalye koydum.
Beni bekliyor.
Sen yoksan bende yokum.
Sensiz hayatın okları saplanıyor bedenime
Hani biz birbirimiz için yaratılmışız derdin.
Bırakmıyacaksın beni
Söz ver derdin. Söz ver.
Ben söz verdim seni bırakmıyacağım ama sen yoksun,
Sen terkettin gittin hemde haber bile vermeden.
19 ncu gün Allahım aklıma mukayyet ol.
Nerdesin. Falcılaramı gitsem.
Büyülermi yaptırsam dönmen için.
Ölüm arzusu yakıp kavuruyor içimi
Ve her an bu dünyadan göçebilirim.
Bu gün ilk tanıştığımız park var ya
Adını beraber koyduğumuz kestaneli park
Oraya gideceğim umarım orda bulurum seni.
Hatırlasana tanışmamızı
Neden öyle gözlerime bakıyorsunuz demiştin
Bende bu benim suçum değil sizin suçunuz demiştim.
Ne demek bu kahrolası diye çıkışmıştın.
Bende lütfen kızmayın.
Böyle güzel ve çekici bir çift göze
Kim olsa büyülenir, bakar demiştim.
Hafif bir tebessüm, hafif kızarıklık yüzünde
Elinle yiterek kaçmıştın benden.
Evet şimdi o köprünün üzerindeydim,
İki inatçı keçi gibi geçerken bir birimize
Sıra vermediğiz tahta köprü
Yapraklar dökülmüş sanki onlarda üzüntülü
Eylülün 19 u ve sen 21 ay sonra ilk defa yoksun burda
Ayaklarım ve yüreğim deliler gibi seni arıyor.
Ne olur, uzaktan bir yerden seyrediyorsan
Gör halimi tükendim artık.
Yeter çektirme bana bu kadar.
Sensiz ölüyorum anlamıyormusun.
20 nci gün bugün hastanelere bakacağım.
Polise gideceğim, Kayıp ilanı vereceğim,
Numunede yoksun, ibni sinada, hacettepede
Hatta en olmadık Gülhanede bile
Anons yapıyorlar. Soruyorlar ama
Ne bir isim, ne bir eşgal
Yok sana benzeyen kimse yok.
Karakoldan aradılar. Ama hayır
Ne bir cinayet, ne bir kaza, ne bir ölüm
Allahım kime gitmeliyim. Kim bilebilir,
Kim görmüş olabilir.
Anneni aramak geldi aklıma
Recep beyden aldim telefonunu
Onları 3 gün önce aramışsın
Hatır sorup onları çok sevdiğini ve de
Seveceğini söylemişsin.
Hasret giderdi bizimle dedi annen.
Ama ters giden bir şeyler vardı
Garip korkular beynimde
İnşallah düşündüğüm başıma gelmezdi.
Gölbaşı evet ya gölbaşında o gittiğimiz
Göl kenarında çok sevdiğin söğüt ağacının altı.
Sevgimiz bu ağaç gibi dallanıp budaklansın derdin.
Hatta bizden sonra da başkaları gölgelensin altında
Ve bizim sevgimize tanık olsunlar derdin.
Sonra döner. Böyle olmazsa burda asarım kendimi derdin.
Delirme sakın niye olmasın diyordum hep.
21 nci gün sabahın ilk ışıklarıyla geldim gölbaşına
Ve nefes nefese yol aldım göl kenarına
Uzakta ağaçta bir şey sallanıyordu
Nasıl koştuğumu hatırlamıyorum.
Evet sallanan senin bedenindi
Ama neden, neden allahım neden,
Gözyaşlarımla tüketsem bu bedeni
Senin yerine versem bu canı dönermiydin.
Sorgusuz, sualsiz neden yaptın bunu
Daha ellerin bile sıcacık. Avucuma küçük
Bir kağıt parçası düşüyor.
Benim adım yazılı
Unutma diyorsun. Seni seviyorum
Ve her zamanda seveceğim yazmışsın,
Yaşamak bu saatten sonra
Sensiz ne anlamı var.
Aşkımız bu söğüt kadar dallanmadı bel ki ama
Bu göl kadar büyük olacak.
Sensiz yaşamaktansa seninle ölmek en güzeli
Hem de seni severek.
Bekle beni.

Doğan ORMANKIRAN



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tedirgin
Hadi Git
Ey Sevgili...
Gel Ey, Gönlümün Sultanı!..
Adam ve Kadın
Kimbilir
Aşk, Gurur ve Eylül

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevgiliye Mektuplar... [Öykü]
12 Eylülde Aşk ve Ben Çocuktum. [Öykü]
Terennümden Teğetler, Aman Çembere Değmesin. [Öykü]
Senden Uzakta [Deneme]
Bırakmadı Sevdan [Deneme]
Hayata Geri Dönüş [Deneme]
Sevda Mektubu [Deneme]
Fildişi Kulesi [Deneme]
Yağmur Yüreklim [Deneme]
Affına Sığınarak Aşık Oldum [Deneme]


Doğan ORMANKIRAN kimdir?

Varlığını sorgulayan, nereden geldim, nerdeyim ve nere gidiyorum. Felsefesiyle şu anda bulunduğumuz yer arsında insan-ı kamil olma uğraşı içerisindeyiz. Aşk ateşinde pişerek olgunlaşmayı yol edinmiş Saygı ve edep'le hayata karşı, fikirlere karşı tavrı ve tafraları olan bir uslub sahibiyiz. Kalabalık ayak takımları arasında farkedilebilme ve fikirleriyle kaideleri yerinden oynatabilme kabiliyetine talibiz. Hünerimizi bu yolla sergileme uğraşı içerisindeyiz.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Doğan ORMANKIRAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.